Okulun bahçesinde her zamanki çardağımızda bizimkilerle oturuyorduk.
"Okuldan sonra bir şeyler mi yapsak ya?"
Sarenin sorusuyla ona baktım. Tabi hepimiz ona baktık.
"Murat atıyla mı ayrıldın la?" Yusuf'un sorusuyla bu sefer önce Yusuf'a sonra tekrar Sare'ye baktık.
"Yioo ne alaka mal"
"Bizle bir şey yapmaya karar vermişsin kızılbaş ne bileyim at enişteyle sevgili olduğundan beri bizi gördüğün mü var aq"
Yusuf çok haklıydı. Sare hanım muratla sevgili olduğundan beri her gün çıkışlarda ya da hafta sonu onunla buluşup bizi ekiyordu.
"Haklı" dedim.
"Sende mi bro?" Diyerek dudaklarını büzdü saretoş.
"Bende bro." Dedim.
"Senin manita sürekli bizimle ya kız ne yapsın anca çıkışlarda yada hafta sonları görüşüyorlar. Piçlik yapma mal"
Rüzgarın dediğiyle ters ters ona baktım.
"Haklı" dedi bu sefer de Sare.
"Sende mi bro?" Diyip bu kez de ben dudak büzdüm.
"Bende bro ." Dedi.
Hepimiz birbirimize BU SAÇMA KONUŞMA DAHA NE KADAR UZAYACAK bakışı atarken çardağın önünde beliren yürüyen saç yengemizin sesi duyuldu.
"Sinan biraz konuşabilir miyiz?"
Sinan yaşadığı şokla Aysuna bakakalmıştı. Elimle Sinan'ın ağzını kapattım.
"Kanka konuş istersen" dedim.
Sinanda hala tepki yoktu. Sare tiz sesiyle "Sinannn" diye bağırınca Sinan olduğu yerde sıçradı.
"Benimle mi?" Diye sordu.
"Burda senden başka Sinan var mı?" Dedi Aysun.
"Yok"
"AA gerçekten mi Sinan! Ay geliyorsan gel gelmiyorsan gidiyorum ben!"
Okulun başından beri bu çocuk seni bekliyor sen iki dakika sabredemedin yürüyen saç.
"Geldim geldim" diyip Aysun'un yanına gitti Sinan.
Ders zili çalınca bizde derse girdik.
Ders edebiyat dersiydi. Şule hoca Doğum izninde olduğu için normalde boş geçiyordu. Fakat bu sefer derse yeni bir öğretmen gireceği söylenmişti.
Öğretmenler zili çaldıktan sonra sınıfın kapısı açıldı ve içeriye başka bir bayan hoca ve yanında ise Umut girdi. Ben ağzım açık bakakalmıştım.
"Selam çocuklar. Ben yeni edebiyat öğretmeniniz Rezzan Kayıkçı. Hepinizle teker teker tanışacağız zaten fakat sizi öncelikle yeni sınıf arkadaşınızla tanıştırmak istiyorum." Diyerek Umut'a döndü. Eliyle işaret verdikten sonra konuşmayı Umut devraldı.
"Selam, ben Umut Kuzu. Fikret Gönenç Anadolu Lisesinden geldim. Umarım anlaşırız." Diyip güldü.
Kızlar ağzının suyu akmış halde Umut'a bakarken ben "sen nerden çıktın aq" bakışımı atıyordum. Arka sıramda oturan Rüzgar da "işte kuzu kuzu geldin" diye Tarkan'ın şarkısını söylemeye başlamıştı.
Yarı ekşınlı yarı tanışmalı bir dersten sonra öğle arasına çıktık. Bizimkilerle koridorda toplanıp yemekhaneye indik. Yemeklerimizi aldıktan sonra bulduğumuz ilk boş masaya çullandık. Herkes hiç konuşmadan yemeklere gömülmüştü.
Sağ tarafımdan gelen sesle hepimiz o tarafa döndük.
"Selam, sizden başka tanıdığım kimse yok. Boşsa oturabilir miyim?"
Umut'un söylediği ile Meriç'e döndüm.
"Bu dallamanın ne işi var la burda?" Dedi biraz ters şekilde. Rüzgarda atladı hemen:
"Bizim sınıfa geldi bro. Yeni öğrenci"
Meriç'in tepki gecikmedi tabi.
"Hasssikktiir"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purple || texting
Short Story•TAMAMLANDI• 🌈Gökkuşağı Serisinin İlk Kitabı🌈 Sen moru çok seviyorsun, ben maviyi.