Bugün üniversite için yaptığımız tercihlerin sonuçları açıklanacaktı. Sınav sonuçları açıklandıktan sonra, hepimiz bizim evde toplanmış hep birlikte tercihlerimizi yapmıştık.
Meriç ile aynı sırada aynı okulları yazmıştık. Tabiki bölümlerimiz farklıydı. Ben bütün tercih hakkımı, Fizik Öğretmenliğine kullanırken o, veterinerlik ile doldurmuştu listeyi.
Bugün de bu tercih sonuçlarımız açıklanacaktı. Meriç'in anne ve babası, yani Gönül teyze ve Ozan amca biz okuldan çıkmadan önce bizim eve gelmişlerdi. Bizde çıkışta Meriçle direk bizim eve geldik. Diğerleri de kendi aileleriyle sonuçların açıklanacağı saati, heyecanla bekliyorlardı.
Ailelerimiz, bizden daha heyecanlıydılar ve bu bizi fazlasıyla strese sokuyordu. Ya kazanamazsak? Nasıl bakardık yüzlerine, bu kadar heyecanlıyken üstelik bilemiyordum.
ÖSYM, sonuçları akşam saat on da açıklayacağını bildirmişti. Saat daha sekizi geçiyordu. Ve evimizin gündemi sabahtan beri sonuçların ne olacağıydı.
Tabi arada gündem Meriç ve benim ilişkim olsada, sonuçlar bu gündemi bastırıyordu.
Evet, o gün balon savaşından sonra sırılsıklam halde eve gelmiştik. Ve akşam yemeğine Meriçlere gitmiştik. Ben mutfakta çayları doldururken, Meriç "hadi söyleyelim hazır bir aradayken herkes" demişti ve nasıl bir kafadaysam artık içeri geçip önemli bir şey konuşacağımızı söylemiştik.
Annem beni bir ara Meriçi yanağından öperken gördüğü için olayı direk anlamış ve tehditkar bakışlarıyla kafasını bir aşağı bir yukarı sallayarak "eve gidince ağzına sıçacağım" imajı vermişti.
Babam ve Ozan amca berjerlerde karşı karşıya oturmuş, tavla atıyorlardı. Gönül teyzeyle annemde koltukta sohbet ediyorlardı biz bu konuyu açacağımız sırada.
Konuşmayı Meriç yapmaya karar vermişti ve "Biliyorsunuz ki biz Maviyle çocukluktan beri aynı mahallede büyüdük. Farkettiniz mi bilmiyorum ama şu son bir senede de, eskiye nazaran daha çok yakınlaştık. Orhan amca ve Gülay teyze, sizden çok çok özür diliyorum çünkü ben, siz bu mahalleye taşındığınız günden beri Maviyi seviyorum." Derin nefes aldı ardından bana bakıp devam etti: "Hatta sevgi az kalır, aşığım. Ve biz, geleceğe yönelik birbirimize şans verdik. Bunu sizlerinde bilmesini istedik. Çünkü sizlerin arkasından iş çevirmek, bizlere yakışmazdı."
Meriç bu şekilde her şeyi açıkladığında içimden 'bu iş çevirmemiş halimiz mi aq?' Diye geçirsem de dışarıdan usturuplu kız modumu bozmuyordum.
Açıklama sonrası babam bir ara celallendi. Ozan amca onu sakinleştirdi. Sonra annem bana çimdik itemleriyle saldırdı. -Evi bekleyemedi- Gönül teyze koltuğa oturup başını tuttu ve "ay şimdi bayılacağım şuraya" diye söylendi. Ama bayılmadı.
O günden sonra babam bir hafta benimle konuşmadı. Sonuçta kız babası olmak, kızını asla paylaşamamaktır. Ama daha sonra ben sırnaşa sırnaşa babamın gönlünü almıştım.
Saat yaklaştıkça heyecanımız daha çok artıyordu. Herkes oturmuş, çay içsede konuşmalarımızı gören şimdi kalp krizi felan geçireceğiz sanar yani.
Bizimkiler çay içerken, bizde Meriç ile mutfağa tatlı koymaya geçtik.
"Meriç" dedim dolaptan annemin yaptığı şekerpare tepsisini çıkarırken.
"Efendim güzelim?" Tatlıyı alıp tezgahın üzerine koydum ve yandan Meriçe baktım. Belini tezgaha yaslamış, iki elini pantolonun ön ceplerine sokmuş bir şekilde beni izliyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purple || texting
Conto•TAMAMLANDI• 🌈Gökkuşağı Serisinin İlk Kitabı🌈 Sen moru çok seviyorsun, ben maviyi.