37

1.9K 127 30
                                    

      Sertoşumla birlikte sınıfta oturuyorduk. Meriç, Caner ve Emir Ali, Kürşat ve Yiğit basket oynayacaklarını söyleyerek spor salonuna inmişlerdi. Bir sonraki dersleri de Beden Eğitimi olduğu için öğlen görüşecektik. Sinan, Aysunla beraber kantine inmişti. Tabi bizde çikolata sipariş etmiştik. Rüzgar ve Yusuf arka sıramızda, telefondan 'Otobüs Simülatör Ultimate' oynuyorlardı. Oyunda şehirlerarası otobüsünde şöför oluyorsun. Aynı gerçekteki gibi, anons veriyorsun, ikramlık dağıtıyorsun yolculara felan filan. Son zamanlarda baya takmışlardı bu oyuna. Hatta yolcular ikramlık isteyince, "biz otobüsü büyütmeye çalışıyoruz, bunlar da boğaz derdine düşmüşler aq sanal yolcuları" diye oyunla kavga ediyorlardı. Tabi bizde yerlere yatıyorduk gülmekten.

"Maviş, bir şey soracağım ama aramızda kalacak?"

       Sorduğu soru ile kızılaşkıma döndüm.

"Tamam beybisi sor gelsin"

       Ellerini sıranın üstüne koyup, tırnak diplerini kazımaya başladı tekrar.

"Melis Rüzgardan hoşlanıyor herhalde Ya, Rüzgarın da ona karşı bir ilgisi var mı acaba hiç ben yokken felan konuştunuz mu?"

        İçimden  cadı gülüşü yapsam da bunu bebeğime belli etmedim. Neredeyse on gündür sürekli kıskandırıyorduk. Bir de arada Melis, Rüzgarın yanına gelip yalandan bir şeyler soruyordu ve resmen bu hareketleriyle ekmeğimize bal sürüyordu.

"Konuşmadık kanka, yani sen varken ne konuşuluyorsa sen yokken de aynı şeyler konuşuluyor. Ama şahsi fikrimi sorarsan..." dediğimde Sare pür dikkat beni dinlemeye başladı. Lanet olası mikemmel hatun, her şey senin ve Rüzgar aşkım için.

     Başıyla onaylayınca bende devam ettim.

"Rüzgar seni seviyor biliyoruz ama sonuçta fazla naz aşık usandırır demişler. Çocuk sekiz senedir gizli gizli aşk beslemiş sana. Şimdi biliyorsun ve yüz vermiyorsun. E doğal olarak sana olan aşkından yorulup, onu seven biriyle olmak isteyecektir."

      Söylediğim şeyle Sare, tırnak diplerini daha sert kazımaya başladı. Rüzgar ve Yusuf da hem oyuna daldıkları için hem de biz biraz fısıltıyla konuştuğumuz için, konuştuklarımızı duymuyorlardı.

"Haklısın, Rüzgar da haklı tabi. Ben olsam bende bir yerden sonra yorulup beklemezdim." Dedi Saretoşum.

"Neden bir şans vermiyorsun? Rüzgar hem sevgilin hem de hala en yakın dostun olabilir." Artık kıskandırmaktan öteye gidip, kızılımın düşüncelerini de öğrenmek istiyordum.

"Maviş, tut ki sevgili oldum bir süre denedik ve olmadı. Ayrılmaya karar verdiğimizde, dostluğumuzun da bitecek olması beni engelliyor. Ben hiç birinizi kaybetmek istemiyorum."

       Kıyamam ya aşkım benim. Kendince haklıydı tabi. Ellerini tuttum.

"Rüzgarla bunu konuştun mu peki?"

       Başını aşağı yukarı salladı.

"Ne cevap verdi sana?"

"Deneyip ayrılsak bile, dostum olarak ölene kadar Yanımda kalacağını söyledi."

       Pür dikkat kızılıma bakıyordum ve ikimizin de gözleri dolmuştu. Hiç kıyamıyordum ki ben bunlara. Sonra arkamda oyun oynayan Rüzgara baktım. Ona da kıyamıyordum ve Sare'ye bu şekilde yaklaşması çok hoşuma gitmişti. Aferin Rüzgaraşkım diye geçirdim içimden. Ardından bakışlarımı tekrar kızıla çevirdim.

"Madem öyle denemelisin."

       Ellerini ellerimden çekti ve gözlerinin altına bastırdı. Göz yaşlarını saklama çabası bir nevi.

Purple || texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin