"Neeee!" Diye cırlamamla Sare kafama vurdu.
"Cırlama demedim mi özürlü!"
"Kızım hangi akla hizmet bu salak geldi seni öptü ki!"
"Kanka noldu biliyon mu bak şimdi. Biz sana ulaşamayınca üçe ayrıldık. Yusuf ve Meriç sahile gittiler sana bakmaya. Sinan ve Aysun okulun oralara bakacaklardı. Bizde Rüzgarla Moon Light kafenin oralara bakacaktık. Neyse biz geldik kafenin oraya. İçeriye baktık önce felan. Sonra Rüzgar dediki gelmişken bir tuvalete gireyim bekle geliyorum. Tabi bende bekliyorum bunu. Sonra yanıma bir çocuk geldi. İşte çok tatlısın felan. Ben çocuğu tersledim. O sıra Rüzgar geldi çocuğa kafa göz daldı. Bende sapıttım. Sonra işte niye dalıyon sen çocuğa felan dedim. Oda tuttu kolumdan kafeden dışarı çıkardı beni. Bağıra bağıra söylenmeye başladı. Artık bıktım gözümün önünde başka erkeklerle sevgili olmandan yeter Ya Kızım yeter diye. Bende sana noluyor be felan diyince seviyorum lan seni dedi köpekler gibi seviyorum dedi. Tabi ben şok. Olduğum yerde kaldım. Cevap veremedim. Sonra oda geldi beni dudağımdan öptü. En sonda bir şey demeden beni eve bıraktı gitti."
Sare dışarı hoh diye bir nefes verdi. Bende şok olmuş ifademle öylece kalakaldım.
"Kanka şaka yapmıyon dimi lan?"
"Kızım mal mısın bünün şakası mı olur aq"
"Olum bizim Rüzgardan bahsediyoruz dimi? Yani ne bileyim hiç belli de etmedi ki?"
"Evet kanka hiç belli etmedi ki. Çok şaşırdım ve ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."
İkimizde Sarenin yatağına uzanmıştık.
"Bi ağzını arayayım mı?" Diye sordum.
"Yok ya biliyor sana anlatacağımı sonuçta senelerdir arkadaşız."
"O zaman Meriçe bi sorayım mı?"
"Sorsana"
Telefonumu alıp mesajlara girdim.
Mavi: Meriç napıyorsun
Hemen cevap gelmişti. Tipini yediğim.
💜: oturuyoz çocuklarla ne oldu
Mavi: kim kim say tek tek
💜: Rüzgar, Yusuf, Sinan, Emir Ali, Caner
Mavi: Rüzgar size bir şey anlattı mı
💜: evet. Sare sana bir şey anlattı mı
Mavi: evet. E rüzgar gerçekten sareyi mi seviyormuş.
💜: ortaokuldan beri.
Mesajı görünce "Oha!" Diye bağırdım. Sarede okuyordu mesajları. O ise hiç tepki vermeden kalakaldı.
"Napcam ben şimdi Kızım ya artık eskisi gibi olamam Rüzgarla"
"Bilmiyorum Saretoşum ya"
"Rüzgara mesaj atsam, hiç bir şey olamış gibi davranalım diye Olmaz mı?"
"Kalbi kırılır Rüzgaraşkımın"
"Ben olsam benimde kırılırdı. Of napcam ben!"
"Dur bi bakalım bekle nasılsa yarın Cuma. Sonra haftasonu giriyor araya. Pazartesi ye kadar bekle kanka yani biliyoruz Rüzgarı dayanamaz o elbet bir tepki verir sana."
"Haklısın galiba ya. Neyse. Gel anamgilin yanına inelimde kahve içelim."
"Olur Nursel teyzoş fal da bakar bana."
Sare bana gözlerini devirip yataktan kalktı. Bende peşinden tabi. Beraber mutfağa geçip kendimize Türk kahvesi yaptık. Sonra salona geçip oturduk.
Kahvelerimizi içene kadar Nursel teyze ve Hakan amcayla sohbet felan ettik.
Orta sehpanın üzerine ters çevirip bıraktığım fincanımı parmağımla soğumuş mu diye kontrol ettim. Soğuduğunu görünce "fincanım soğumuş kız Nursel teyzoş. Hadi bi al eline de falımız fallansın" dedim.
Fal kelimesini duyan Hakan amca "ben kaçar, size iyi fal bakmalar" diyip yatmaya gitti.
Nursel teyze fincanımı eline alıp bir kaç kez çevirdikten sonra "kız Mavi, kız senin yüreğin kabarmış" dedi. Gözlerimi devirip "ya Nursel teyze bilmediğimiz şeyleri söyle" dedim.
"Tamam tamam" diyip tekrar fincana baktı. Sonra gözleri fincandayken bana anlatmaya başladı.
"Bir çocuk var. Kız bu çocuk senin kısmetin. Adında da Ç harfi var" dediğinde Sareyle aynı anda "ÇÜŞ DEVENİN NALI" diye höykürdük.
"Vallahi bak kız çıktı bu. Ama seninde gönlün boş değil bu çocuğa." Diyince utanmıştım.
"Kız Sare, yüklenmişsin sırtına kitabı defteri bir dağa tırmanıyorsun. Üniversiteyi kazanıp çok başarılı olcaksın sen." "Hadi inş gülüm" diyip sözü yine Nursel teyzeye bıraktım.
"İnş ne kız?" Bu da anam gibi vallah.
"İnşallah demek" diyince "dört harfi söylemeye üşeniyonuz ha" diye söylendi. Bende elimle hadi hadi anlamında işaret yapınca fala baktı.
"Sizin haneye bir yerden toplu para gelecek. Ama nerden gelecek bilmiyorum."
Nursel teyze Saretoşla ikimizin falına bakınca biz de tekrar odaya geldik.
İkimizde yatağa girip komik videolar izliyorduk. O sırada telefonuma bir mesaj geldi. Baktım Rüzgardan gelmişti.
*Kanka Sare'ye belli etmede bi kapıya gelsene.
Sare'ye tabiki belli edecektim. Kankalık bunu gerektirirdi. Hemen mesajı Sare'ye gösterdim. Sonra da kapının önüne çıktım.
"Noldu olum bu saatte"
Rüzgar utangaç bir halde bana bakamıyordu. Kafasına vurdum.
"Mal benden niye utanıyon"
"Kızmadın mı?"
"Olum sen aptal mısın? Ben niye kızayım. Ama keşke söyleseydin en başından hani destek olurduk" dedim.
"Haklısın" eliyle ensesini kaşıdı. "Peki şimdi destek olur musun?"
"Nasıl?"
"Sareyi kendime aşık etmek için"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purple || texting
Conto•TAMAMLANDI• 🌈Gökkuşağı Serisinin İlk Kitabı🌈 Sen moru çok seviyorsun, ben maviyi.