Purple || texting

14

Meriç'in söylediği ile gruptan ayrılmıştım. Benden sonra da zaten Meriç bir şey yazmamış, herkes sırayla çıkmıştı.

Bunu neden yaptığım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sadece en son yazdığı beni yaraladı. Haklıydı. Hatta geçen akşam bunu bizzat kendisine ben söylemiştim. Ama Meriçten duyunca yaralandım.

Belki de bir beklenti içindeydim bilmiyorum.

Sare ile alışveriş yaptıktan sonra Popayes a girip karnımızı doyurduk. Bugün bizimkileri de hiç görmemiştik. Herkes ayrı takılmıştı. Meriçte.

Eve geldiğimde ayaklarımın sızladığını hissettim. Çok yorulmuştum. Bir duş alıp direk yattım.

Sarenin cırtlak sesiyle günüm zar zor aydı.

"Kalksana yaprağğğğııımmm"

Gözlerimi açıp komodine şarja taktığım telefonuma baktım. Saat daha dokuzdu. Dokuz. D O K U Z.

"Kızıl sen özürlü müsün mal mısın? Y A V Ş A K M I S I N kızıl sen!!? Saat daha DOKUUUUZZZ" diye ben cırladım bu sefer.

Bana ters ters baktı.

"Kanka Gülay teyze kahvaltı hazırlıyor. Kahvaltı yapıp hazırlanmaya başlamamız 11 i bulur. İki saatte hazırlansak, yarım saatte yol gitsek 1 buçukta buluşacağız biliyorsun değil mi?"

Söylediği ile oturup ağlamak istemiştim. Resmen 1 buçuktaki randevu için beni saat dokuzda uyandırmıştı.

Kahvaltı fasılları, ardından giyinmek derken işim saat 11 de bitmişti. Geri kalan iki saatte ben uyudum, Sare hala hazırlanıyordu.

Saat bir olduğunda evden çıktık.

Yolda giderken gözüm her yer de Meriçi aradı ama beyefendi ortalarda yoktu.

Kafeye geldiğimizde Umut ve Murat çoktan gelmişti.

"Selam" dedik Sareyle.

Onlarda selam verdikten sonra hepimiz birer kahve söyledik.

Saat bir buçukta kafeye gelmiştik ve saat şu an iki buçuktu. Kahveler içilmiş artık konuşulacak konu bitmişti nerdeyse. Ve ben sıkılmıştım.

Oflayarak puflayarak etrafa bakınırken yanımda beliren gölgeye kafamı kaldırıp baktım. MERİÇTİ. TA KENDİSİYDİ. G E L M İ Ş T İ !!! :)