32

2.1K 135 33
                                    

"Kanka şimdi ben size ne yapmamız gerektiğini anlatacağım. Ama lütfen sözümü bölmeyin. Bak baştan insan gibi uyarıyorum. Sözümü bölene çok pis beddua ederim." Diyerek karşımda oturmuş beni dinleyen çok tatlı(!) arkadaşlarıma baktım.

"Şimdiye kadar böyle söyleneceğine olayı anlatmıştın da neyseeee" diyen Yusuf'a ters bir bakış attım.

      Bizimkilerle Rüzgarın evinde toplanmıştık. Tabiki Saretoşum yoktu. Çünkü onun planını yapacaktık. Ah kızılım, umarım bu yaptığımı öğrenince bana çok kızmazsın.

      Malum Rüzgar ve Sare bir anlaşma yapmıştı. Benden de ona yardım etmemi istemişti. İlk başta emin olamasam da tabi Rüzgaraşkıma yardım edecektim. Neden mi? Çünkü neden etmeyeyim. Zaten benim kızılım ellere yar olacağına, benim öküz mü öküz Rüzgaraşkıma yar olsun değil mi ama ?

      Boğazımı temizleyip söze girdim.

"Şimdi gençler ve kendini genç hissedenler" derken Sinan Meriçe dönüp "Ve'den sonra senden bahsetti" diyip kıkırdayınca yine o kırmızı ışın çıkan gözlerimle ona baktım. Meriçte kafasına vurunca bende devam ettim.

"Öncelikle bunu size açıklamak istemezdim özellikle de aşkımsu senin bilmeni istemezdim lakin ben senden hoşlanmaya başladığım zaman, senin benden hoşlanıp hoşlanmadığından emin olamıyordum. Ve kızılaşkım da bana 'kıskandır anlarsın' demişti."

      Meriç anlamaya çalışır gibi yüzüme bakınca "Sen o Umutlarla felan buluşmaya beni kıskandırmak için mi gitmiştin?" Diye sordu tabi. Haklı çocuk. Ben olsam bende sorardım.

      Muzipçe gülüp "evet" dedim. Meriç'in yüzüne yayılan o gülümsemesine de şahit oldum tabi.

"Neyse, Rüzgar bebeğim bizde napıyoruz? Saretoşumu kendi silahıyla vuruyoruz. Bana bu aklı verdiğine göre kendisi kıskandırma yoluyla karşısındakinin ondan hoşlanıp hoşlanmadığını anlıyor. Sende ne yapacaksın?" Diyip Rüzgarın yüzüne baktım. Cevap bekliyordum.

"Ne yapacağım?" Diyince göz devirdim ve kafasına tokat attım.

"Kıskandıracaksın bacım onu da mı ben söyleyeyim?!"

      Bir an Sarenin de bana aynı cümleyi kurduğu aklıma gelince kendi kendime güldüm.

"Haa tamam kıskandıracağım." Diyen andavala baktım.

"Oğlum sen ne malsın ya jeton köşeli bile değil yeminle kafaya vurmayınca düşmüyor"

       Kurduğum cümleyle Sinan anırmaya başlamıştı bile. Biz neden hiç anırmadan duramıyorduk? Neyse bunu sonra ayrıntılı düşüneceğim.

"Uzatma kızım tamam onu anladıkta nasıl kıskandıracağım ben bunu. Benim sizden başka arkadaşım Yok ki aq"

      Biraz düşündüm. Bu sırada Yusuf konuştu.

"Kanka bizim kızıl bizim sınıfta kimi hiç sevmiyor?"

      Dur bi saniye. Kimi sevmiyordu Ya? Ahanda aklıma geldi.

"MELİS!" Diye aynı anda konuşmuştuk. Meriç hariç tabi. Çocuk nerden bilsin.

"Melisle kıskandıracaksın kanka onu" diyen Sinan oldu bu sefer.

      Haklıydı. Hemde ilk defa. Kdkdkdk

"Aferin lan ilk defa mantıklı konuştun" diyip suratına tokat attım.

"Ne vuruyon lan yapprağımm" diye kafama vurunca Meriç "Yavaş gel lan" diyerek Sinan'ın kafasına vurdu.

      Sinan da Rüzgara dönüp "İki kişiyle baş edemiyorum, zararlı çıkıyorum" diyip Yusuf'un göğsüne yattı.

Purple || texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin