29

2.1K 162 7
                                    

Normalde asla Sare'nin arkasından iş çevirmezdim. Ama Sare kadar Rüzgarı da önemsiyordum ve içimden bir ses bu konuda Rüzgarın yanında olmamı söylüyordu.

Rüzgar gidince bende tekrar Saretoşumun yanına geldim.

"Ee ne dedi kanka Rüzgar"

Üzerimdeki hırkayı çıkarıp yatağa atladım ve eski pozisyonuma geri döndüm.

"Hiç kanka seni sordu nasıl diye işte bir de ona kızıp kızmadığımı sordu öyle"

Sorgular gibi bana baktı.

"Eksik bir şey Yok değil mi?"

Ters ters ona baktım. İçine mi doğdu ne ?

"Olsa söylemem mi salak" diyince "tamam bebeğim" diyip yanıma yattı.

Ertesi sabah Sareyle beraber okula geçtik. Rüzgar gelmemişti. Rüzgaraşkım ya ona da kıyamıyorum ki sonuçta hepsi benim bebeklerim.

Sıramıza geçip oturduk. Meriçi görmemiştim daha. Yusuf ve Sinan da arkamızdaki sırada oturuyorlardı. Kafamı onlara çevirdim.

"Meriç nerde lan orangutan tipliler?"

İkisi de telefondan bir şey izliyorlardı. Bana hiç bakmadan "ne bilelim maviş ya sal bizi" dediler.

Bende cevap vermeden önüme döndüm. Sare başını masaya gömmüş, uyku modunu almıştı.

"Ben bi Meriçe bakıp geliyorum, hoca gelmeden gelirim" dediğimde elini havaya kaldırıp git işareti yapmıştı sadece. Bende yerimden kalkıp Meriçlerin sınıfa geçtim.

Gözümle taradığımda Meriç sınıfta yoktu. Baktım Aysun köşede kankalarıyla oturuyor. Onun yanına gittim.

"Aysun kız Meriçi gördün mü?" Dediğimde başını kaldırıp iki yana salladı.

"Görmedim kanka" dedi.

"Tamam" derken gözüm sağında oturan Yelda'ya kaydı. Yelloz. Bak yine Meriçe sarıldığı aklıma gelince sinirlendim.

Göz göze gelince bana yarım ağız güldü. Bende göz devirip yanlarından ayrıldım. Tam sınıfıma geçerken merdivenlerde aşkımsuyu görmemle durdum.

"Aşkımsu" diyip el salladım. Sesim fazla çıkmış olacak ki herkes bana bakıp öğürdü. Ne var yani aşkımsu diyorsam?

Meriç yanıma gelip bana sarıldı.

"Günaydın iki gözümün mavisi."

"Günaydınn, geç kalmışsın" ayrılınca yüzüne baktım. Çok tatlı lan kurban olduğumun sevgilisi.

"Rüzgarlaydık da bütün gece uyutmadı beni"

"Yaa nasıl şimdi?"

"Valla gece dert dert dedi beni uyutmadı şimdi de hiç derdi yokmuş gibi öküz modunda uyuyor."

Güldüm.

"Neyse hadi sınıflara geçelim öğretmen zili çaldı gelirler şimdi."

"Tamam" diyip tam yanımdan gidecekti ki aklıma gelen şeyle kolundan tuttum. Ne oldu der gibi bakınca konuşmaya başladım.

"O Yelda yellozuyla muhatap dahi olursan yemin ederim önce onu yolarım, sonra da senin suratına bakmam bir daha."

Şaşkın şaşkın suratıma baktı.

"Kızım lise birden beri kız benim arkadaşım. Birden bire nasıl muhataplığı keseyim?"

Öğretmenler odasının kapısı açılınca son kez Meriçe baktım.

"Onunla muhataplığı kesemiyorsan, benimle kes o zaman Meriç. Hadi Yallah!"

Arkamda mal mal bana bakakalan bir sevgili bırakıp sınıfa girdim. Oh be! Söyleyeceğimi söylemiştim. İçim rahatladı.

Sırama oturduğumda Meriç hala kendi sınıfının kapısının önündeydi. Hoca da onu görünce azarlayıp içeri soktu. Ay yavrum benim yüzümden azar da yedi.

Öğleye kadar neredeyse tüm dersleri uyuyarak geçirmiştik. Evde ders çalışırken her şeyi anlıyordum ama hocalar anlattığında bırak anlamayı sürekli uykum geliyordu.

Öğle molasında yemekhaneye inerken, İkinci katta Umut'u gördük. Yüzündeki yaralar yeni yeni geçiyordu. Oh iyi olmuş diyip önüme dönemle sert bir vücuda çarpmam bir oldu.

"Önüne baksana ayı!" Derken bir baktım ki çarptığım YAĞIZ EGE.

Bağırmamla Saretoş yanıma gelmişti.

"Bence önüne bakması gereken sensin" diyip yarım yamalak güldü Ege.

"Bir insan hiç mi değişmez Ya Rabbim!" Diyip yanından ayrıldım. Sare de garip garip peşimde dolanıyordu.

      Yemekhaneye girince, bizimkilerin olduğu masayı bulup oturduk.

"Selamın hellö"

"Kızım bi doğru düzgün selam ver çarpılcan bi gün"

"Sus be sen çarpılmadıysan bu güne kadar canım Allahım beni de çarpmaz"

      Söylenmem ile Yusuf susup önündeki yemeğe geri dönüş yaptı.

"E Meriç efendi sesin çıkmadığına göre kankandan kopamayıp benimle muhataplığı kesmeye mi karar verdin?" 

     Meriç masaya geldiğimden beri yemeğini yiyordu. Selam dahi vermemişti. Aysunla Sinan da yoktu. Aysun evden bir şeyler getirmiş de baş başa yiyeceklermiş. Öğk! Pis çift.

    Sorduğum soruyla ağzındaki lokmasını yutup bana döndü.

"Çok acıktım da ondan aşkımsu"

    Bu çocuk neden hiç doymak bilmiyordu ki?

"İyi afiyet olsun" diyip bende yemeğime odaklandım.

    Herkes tabldotunu bitirince, bahçeye çardağımıza geçtik. Sare ve Yusuf kantine çay almaya gitmişlerdi. Bizde başbaşa kalmıştık.

    Meriçe baktım. Her şeyi o kadar siyahtı ki... saçı, kaşı, gözü... beni kendine çekiyordu. Her geçen gün insan eskisinden biraz daha fazla sevebilir miydi? Seviyordum.

    Göz göze gelince beni omzundan tutup yavaşça kendine çekti ve başımı göğsüne yasladı. Gözlerimi kapatıp iyice sarıldım. Ben daha çok sarıldığımda saçlarımdan öperek karşılık verdi.

"Seni o kadar çok seviyorum ki, sanki gözümün önünden kaybolsan biri çalıp gidecek gibi oluyorum. Seni o kadar çok seviyorum ki, sana benim gözümle bakacaklar diye düşünmekten aklımı kaybediyorum.
Sana deli oluyorum Mavi, sana öyle bir deli oluyorum ki, seni bir fanusa kapatıp koynumda saklamak isteyecek kadar deliriyorum"

     Göğsünde huzur bulduğum bu adam, sözleriyle beni benden almıştı. Gülümsedim. Tüm içtenliğimle.

"Bunlar nereden çıktı şimdi?" Diye sordum.

     Omzumdaki elleriyle beni kendine daha çok yanaştırdı ve tekrar saçlarımdan öptü.

"Sabah dedin Ya benimle muhatap olma o zaman diye, saatlerce seninle muhatap olamazsam ne yaparım diye düşündüm. Tek sonuça tosladım hep. Ölürdüm. Sensizliği çok yaşadım. Ama sana bu denli yakın olduktan sonra bir daha sensizliği kaldıramam."

     Başımı göğsünden kaldırıp gözlerimizi aynı hizaya getirdim. Gamzesine öpücük kondurup " kendini benim yerime koy lütfen. Sana sarıldığını gördüm Ya Yelda artık dünyanın en iyi kızı da olsa sevemem ben onu. Yine de öyle dediğim için özür dilerim. Bu kadar etkilendiğini bilemedim" dedim.

"Bir daha onunla muhatap olmayacağım söz" duyduğum cümleyle gülümseyip kollarımı boynuna doladım. Bu sırada tekrar fısıldadı: " Kimse, senden değerli değil şu kalbimde."

Purple || texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin