LN(Ara Verildi!)

🍂 Bölüm 2 🍂

   Odamdan hiç çıkmamalıydım. Eve dönmeye karar vermiştim ve geri geri giderken sırtım sert bir yüzeye çarptı. Yavaşça başımı çevirdim. Bir çift kara göz öfkeli bir şekilde bana bakıyordu. Çenesine kadar gelen nemli dalgalı saçları rüzgarda savruluyordu. Giymiş olduğu uzun siyah ceketten onun da diğerleri gibi olduğunu fark ettim. Ve benden pek hoşlanmış gibi görünmüyordu.

🍃🍂🍃🍂🍃🍂

   Ne yapmam gerektiğini daha düşünemeden kalın elleriyle ensemden tuttuğu gibi beni diğerlerinin yanına çekmeye başladı. Bağırmam bir işe yaramıyor, onu daha da kızdırıyordu. Uğur'a seslenmem gerektiğini fark ettiğimde çoktan yanlarına varmıştık ve Uğur şaşkınlıkla bana bakıyordu.

" Takas yapmaya geldim!" dedi beni sürükleyen adam.

" Ne takası?" diye sordu Uğur'un yanındaki kişi. " Kız bizi ilgilendirmez."

" Bence ilgilendiriyor. Bizden olmadığına göre sizden biri."

" Değil." dedi aynı kişi.

" Jexu? Senin mi bu insancık?"

   Uğur önce bana baktı sonra yavaşça başını sağa sola salladı. Beni resmen bu adamın ellerine bırakıyordu. Tanımıyorum ne demekti? Uzun zamandır arkadaştık biz. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu.

   Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken ensemdeki el boynuma kaydı ve boğazımı sıkmaya başladı. Akciğerlerime dolan hava kesilirken adamdan uzaklaşmaya çalıştım. Ancak kolunu yukarı kaldırarak ayaklarımı yerden kesti. Görüşüm anında bulanıklıklaşmaya başlamıştı.

   Çaresiz çırpınışlarım fayda vermezken Uğur'a çevirdim bakışlarımı. Donmuş bir şekilde bana bakıyordu. Yanındaki adam Uğur'un koluna dokunduğunda ortadan kayboldular. Gitmişti. Uğur beni burada ölüme terk etmişti. Gözümden bir damla yaş aktığında sebebinin ölmek üzere olduğumdan mı yoksa Uğur'un bana ihanetinden mi kaynaklandığını bilemedim. Sadece sessizce ölüme gittim.

🍃🍂🍃🍂🍃🍂

   Kendime geldiğimde önce kahverengi bir yüzey gördüm. Sonra büyük bir kutunun içinde olduğumu fark ettim. Ölmüş müydüm? Bir tabutta mıydım? Yoksa o adamın elinden kurtulmuş muydum?
  
   Hareket etmeye çalıştım ve sağ elimle tavanı ittim. 'Cık' sesini duymamla kapağın açılması bir oldu. Yattığım yerden doğruldum ve dışarı çıktım. Bir bazaydı bu. İçine bir battaniye serilmiş ve üzerine ben konulmuştum.

   Bulunduğum odayı incelemeye başladım. Oldukça küçük ve kasvetliydi. Muhtemelen bir erkeğe aitti çünkü oldukça az mobilyası vardı. Giysi dolabına giderek içini karıştırdım. Siyah erkek tişörtleri ve aynı şekilde siyah pantolonlar vardı. Birini elime almak üzereydim ki kapının hışımla açılması ile yerimden sıçradım.

" Jexu? Neden sana ula... Sen kimsin?"

" Ben şey... Neredeyim bilmiyorum." dedim farklı bir cevap vererek.

" Adını sordum. Adın ne?" dedi beni terslercesine.

" Aylin."

" İnsan adı mı? Değiştirsene şunu." dedi yüzünü buruşturarak.

" Ne adı olmasını bekliyordun? Anlamadım." Bu iri çocuk beni kızdırmaya başlamıştı.