Ancak bu durum ne yazık ki uzun sürmedi. Her güzel şey gibi bu da yarıda kesildi. Zaten bugüne kadar ne zaman biraz rahatladım desem mutlaka huzurumu biri elimden alıyordu.
🍃🍂🍃🍂🍃🍂
Çam ağaçlarının arkasından çıkan Bazel ellerini ceplerine sokmuş bir şekilde miskin miskin bana yaklaşıyordu. Onun buraya girmesine izin verildiğini hiç sanmıyordum. Ancak birinin varlığını algılamaması da olanaksızdı. Özellikle de kapıda beş güvenlik görevlisi varken...
" Demek grubun yeni kızı sensin." dedi karşıma geçtiğinde.
Ne demem ya da ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sadece Bazel'in yüzüne bakıp etrafımı taradım. Kimse yoktu ve bu halde herhangi bir vampirden tek başıma kurtulmam mümkün gözükmüyordu.
" Her neyse!" diye devam etti benden bir cevap alamayınca. " Kendin mi yürüyeceksin yoksa zevkle ben mi yürüteyim?"
Dilimi bağlayacak kadar korkunç bir ses tonuna sahip olması yetmezmiş gibi bir de belinden garip bir tabanca çıkarıp bana doğrulttu.
" Elimde böyle bir şaheser varken bana cevap versen iyi olur Aviva."
Harika! İki elimi de bir suçlu gibi havaya kaldırdım. Ona doğru yürümeye başladım. Yaklaştıkça yüzü daha da korkunç görünmeye başlamıştı. Zayıflıktan yanakları çukurlaşmış ve göz altları morarmıştı. Giydiği siyah kıyafetler ise bu morlukların daha da koyu görünmesine sebep oluyordu.
Yanına vardığımda silahını beline yerleştirip beni ön bahçeye sürüklemeye başladı. Yerdeki tümseklere takıldıkça ağzının içinden homurdanıyor, kolumu daha sıkı kavrıyordu. Demir kapıya vardığımızda başımı çevirip binaya baktım. Görünürde kimse yoktu. Bağırmak istesem de bunun işe yaramayacağını düşünüyordum. Ne de olsa onlar çoktan hissetmiş olmalılardı. Ve burada değillerse çok büyük bir problem var demekti.
Bazel ile aralık kapıdan geçtik ve önümüzde duran üç otomobilden kırmızı olana bindik. Arka koltukta bizden başka kimse yoktu. Sürücü koltuğunda ise sarı saçlı bir kız vardı. Ve biz araca biner binmez önümüzdeki siyah otomobil hareket etti .Biz de onu takip ettik. Arkamızdan ise lacivert bir jip geliyordu. Kısa sürede anayola çıktık.
Bazel ceketinin cebinden telefonunu çıkarıp birkaç tuşa bastı. Karşı taraftan bir kadın sesi gelince konuşmaya başladı.
" Aldınız mı kızı?" dedi kadın.
" Yanımda."
" Çok sorun çıkarmadılar umarım?"
" Hallettik biz.
" Güzel. Bilgi vermeye gideceğim ama odasından çıkmadı. Şimdi ruh halini bilemediğim için cesaret edemiyorum. Dinleniyor galiba."
"Bırak, gitme Hola. Son sakin zamanların tadını çıkarsın."
" Tamam öyleyse. Gelince sen kızı götürürsün hemen."
" Tamam. Hallederim ben. Kapıyorum." diyerek aramayı sonlandırdı.
Konuşma boyunca gözlerimi ona dikip bana bir şey söylemesini beklemiştim. Ancak bakmadı bile. Bir süre sonra pes edip başımı eğdiğimde konuşmaya başladı.
" Nereye gittiğimizi mi merak ediyorsun?" diye sordu. Yüzünü bana çevirmemişti. Ön koltuktaki kıza odaklanmıştı.
" Evet." diye mırıldandım.
" Senden ne istediğimizi mi merak ediyorsun?" diye bir soru daha yöneltti.
Onu da "Evet." diye cevapladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LN(Ara Verildi!)
VampireTEKRAR YAZILACAKTIR! OKUMAYINIZ! DİĞER HESAPTAN PAYLAŞILACAKTIR. Hep yurtdışında, Amerika'da geçen vampir hikâyelerini okumaktan sıkıldınız mı? Öyleyse sizi 'Lanet-Nakoleia'ya davet ediyorum. Eskişehir'de başlayıp Nevşehir'de devam eden bu hikaye be...