TEKRAR YAZILACAKTIR! OKUMAYINIZ! DİĞER HESAPTAN PAYLAŞILACAKTIR.
Hep yurtdışında, Amerika'da geçen vampir hikâyelerini okumaktan sıkıldınız mı?
Öyleyse sizi 'Lanet-Nakoleia'ya davet ediyorum.
Eskişehir'de başlayıp Nevşehir'de devam eden bu hikaye be...
" Hizmetçisin demek." diyerek yatağın kenarına oturdu. Ona tam hizmetçi vampirlerden biri olmadığımı söyleyecektim ki sözümü kesti.
" Çık dışarı şimdi. Sevgilimle yalnız bırak beni."
🍃🍂🍃🍂🍃🍂
Ne? Sevgili mi? Başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü sanki. Hiç düşünmemiştim bunu. Hiç aklıma gelmemişti. Jaha gibi bir erkeğin sevgilsii olması çok normaldi. O çok hoş biriydi bence. Ancak işinin verdiği yoğunluk yüzünden bir kadına vakti olacağını düşünmemiştim. Ve aklıma gelmeyen felaket başıma gelmişti.
" Ne bakıyorsun? Çıksana!" dedi hiddetle kız.
Hala kırılan kalbimin kırıklarını toplamaya çalışıyordum. Bir yandan da talihsizliğime üzülüyordum. Yeni keşfetmiştim duygularımı. Daha bunu sindiremeden her şey alt üst olmuştu. Hislerimle boğuşmaktan ona cevap veremiyordum. O ise yataktan kalkıp üzerime doğru yürümeye başladı.
" Bana bak hizmetçi! Sen benim kim olduğumu bilmiyor olabilirsin. Ama emirlerime uymak zorundasın. Haddini bileceksin!" dedi. Bunları söylerken bir yandan da işaret parmağıyla omzumu dürtüyordu.
" Ben hizmetçi değilim." dedim. Sonunda bir şey söyleyebilmiştim. Ancak ruhumdaki yıkıntılık sesime de yansımıştı.
Kız ise merakla bana bakmaya başlamıştı. " Kimsin öyleyse?" diye sordu. Aşağıdan yukarı doğru süzdü beni.
" Aviva." dedim. " Jaha'yla aynı gruptayız. Safkan Şeya ona göz kulak olmamı istedi. Yanından ayrılamam."
" Geldiğimde yanında değildin ama. Şimdi de gidebilirsin Aviva."
" Gidemem. Bu karar az önce verildi." diyerek ufak bir yalan söyledim.
Kız ise oflayarak kalktığı yere geri oturdu. " Sen de otur bari." dedi.
" Oturayım bari." diye onu taklit ettim. Tekli koltuğa oturup kızı incelemeye başladım. Önce saçlarına baktım. Zaten ona bakınca gördüğüm ilk şey beyaz parlak saçları oluyordu. Benimkinin aksine onun saçları omzuna ulaşmıyordu bile. Ancak uzun saç onu daha da kısa göstereceği için doğru bir seçim yaptığını düşündüm. Sonra garip mavi gözlerine baktım. Aman Allah'ım! Yaptığı makyaj muhtemelen onu olduğundan daha yaşlı gösteriyordu. Ben sadelikten yana olduğum için hep hafif makyaj tercih ederdim. Bu kız her şeyiyle benden farklıydı. Giydiği elbisenin rengi ve fırfırları beni rahatsız etmeye yetmişti. Ne yani dedim kendi kendime. Jaha böyle birinden mi hoşlanıyordu? Öyleyse zevkilerimiz çok farklıydı.
Sanırım bir ya da bir buçuk saat boyunca öylece oturup birilerinin odaya gelmesini bekledik. Ancak gelen giden yoktu. Keşke Nirvan yanımda olsaydı diye düşündüm. O zaman kendimi bu kadar garip hissetmezdim.
Birkaç dakika daha sıkılıp sonunda konuşmaya karar verdim. Ona bakmadan adını sordum.
" Soho." diye cevapladı.
Jaha ile uyumlu bir isimdi. Lanet olsun ki bu durum beni biraz kıskandırmıştı. Bunun için kendime kızdım. Kıskanacak bir şey yoktu. Bendim Jaha'yı seven. Ve yine bendim onu kalbimde bitirecek olan. Çünkü o bana ait değildi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
