" Dur artık çirkin mahluk." diye haykırdı. Daha fazla yaklaşırsa kolunu kaldırmasıyla kendisine ulaşabilirdi. Ancak yaratık durmadı. Jaha'ya doğru bir adım daha attı. Ve Jaha daha önce fark etmesi gereken detayı o an fark etti. 'Yaratık zincirlerini çoktan koparmıştı.'
🍃🍂🍃🍂🍃🍂
Jaha yaratığa arkasını döndü ve büyük kapıya bir yumruk attı. Ancak kapıda ,küçük bir göçük dışında,
bir hasar oluşmadı." Neden?" diye sordu Jaha. Neden kapıyı kıramamıştı? Bu soru kendineydi ve cevabı da kendi verecekti. Ancak bir cevap bulamadı.
Tekrar yaratığa döndü ve yaratığın kendisine yaklaşıp iki kolunu da uzattığını görünce vücudu alarma geçti. Neredeyse kendisini yakalayacaktı. Eğilerek kollarından kurtuldu. Ancak yaralanmadan kaçmayı başaramadı.
" Ahh!" diyerek inledi Jaha. Canı fena halde yanıyordu.
Odanın diğer köşesine geçmeyi başarınca neyi olduğuna baktı. Göğsünün üzerine sol eline bastırdı. Ancak anında geri çekti. İğrenç yaratığın kollarından damlayan kan Jaha'nın boynundan başlayarak göğsünün üzerine kadar akmış ve o bölgeyi eritmişti. Elleriyle yaraya baskı yapması elinin de tahriş olmasına sebep olmuştu.
" Nesin sen?" diye mırıldandı düşünürken.
Yaratık yavaş adımlarla Jaha'ya döndü ve tekrar yalpalayarak ona doğru yürümeye başladı.
" Beni oyalıyorsun lanet yaratık! Aviva'yı bulmam lazım." diyerek yerdeki bir parça zinciri sinirle yaratığa fırlattı. Bacağına aldığı darbe sonrası yere düşen yaratık bir müddet yerde yuvarlandı. Sonra tekrar ayağa kalkmayı başardı.
Jaha yaratık ona yaklaşmadan önce göğsündeki yarayı kontrol etti. Hasarlı deri yenilenmeye başlamıştı ve eskisi kadar canı yanmıyordu.
Yaratık odanın ortasına gelene kadar onu izledi Jaha. Sonra hızla kapıya yönelip bir tekme savurdu. Ancak beklediğini alamadı. Sadece küçük bir delik oluştu. Bu delikten Jaha'nın ayağı bile çıkmazdı. Kapının bu tekmeye dayanması Jaha'nın takdirini aldı ve başını sallayarak kapıyla konuşmaya başladı.
" Özel yapılmış olmalısın. Yoksa gücüme dayanman mümkün değildi. Yine de seni halledebilirim kapı. Sakin büyüklenme."
Yaratığın kendisine yaklaştığını hissedince Jaha sinirini yaratıktan çıkarmaya karar verdi. Tüm gücünü kullanarak odadaki basıncı ona yöneltti. Yaratık odanın diğer köşesine uçup büyük bir gürültüyle duvara yapıştı. Sonra da yere düştü.
" Neden böyle oluyor?" diye bağırmaya başladı Jaha.
Uyguladığı bu kuvvet en azından şu şeyin çarptığı duvarı yıkmalıydı. Yaratığın kolu ya da bacağı kırılmalı belki de kopmalıydı. Jaha melez bir vampirdi. Bu işler onun için çocuk oyuncağı olmalıydı. Ancak Jaha'nın beklediği gibi olmuyordu hiçbir şey.
" Kalkmaaa! Kalkmaa!"
Yaratık Jaha'yı dinlemedi ve ayağa kalktı tekrar ağır adımlarla ona doğru yürümeye başladı.
O anda Jaha duvardaki üç deliği fark etti. Sıkıntının kaynağını bulmuştu. Bu odada bir pencere yoktu. Sadece bu üç delikten içeri hava giriyordu. Delikten ise bir el bile geçmezdi. İçeri yeterli hava girmediği için Jaha gücünü kullanamıyordu.
" Yeteri kadar hava yoksa güçlü bir rüzgar oluşturamam. Basınçla oynarsam kendime de zarar veririm. Ne yapacağım?" diye sordu kapıya.
" Sen de mi bilmiyorsun? Peki seni nasıl açacağım? Onu da mı bilmiyorsun?" dedi kapıyı okşayarak. Sonra da hırsla kapıyı art arda yumruklamaya başladı. Elde ettiği yine birkaç adet göçük olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LN(Ara Verildi!)
VampirTEKRAR YAZILACAKTIR! OKUMAYINIZ! DİĞER HESAPTAN PAYLAŞILACAKTIR. Hep yurtdışında, Amerika'da geçen vampir hikâyelerini okumaktan sıkıldınız mı? Öyleyse sizi 'Lanet-Nakoleia'ya davet ediyorum. Eskişehir'de başlayıp Nevşehir'de devam eden bu hikaye be...