" Sen bunu hak ettin." diyerek Nirvan'ın iki bileğini buzdan bir kelepçe ile birbirine bağladı. Ardından onun bağırışlarını umursamadan omzuna atarak malikâneye doğru yol aldı.
🍃🍂🍃🍂🍃🍂
Jexu duvardan atladıktan sonra üç vampiri kılıçtan geçirdi. Şimdiki rakibi ise kendi gibi büyük bir kılıç kullanıyordu. Ancak Jexu'nun kılıcının aksine onunki daha çok bir palaya benziyordu.
Jexu önce rakibinin saldırmasına izin verdi. Böylece onun gücünü ve hızını test etmiş olacaktı. Ancak aldığı ilk darbe ile birkaç adım geriye savruldu. Bu beklediği bir şey değildi. Karşısındaki vampir kendisinden iri olsa da aralarında bu kadar güç farkı olmasını beklemiyordu.
" Hahaha! Oysa ki kılıcını görünce seni bir şey sanmıştım." dedi gür sesiyle vampir.
" Kapa çeneni." dedi Jexu sıktığı dişlerinin arasından arasından.
" Öyleyse dövüş ki bir meşguliyetimiz olsun, değil mi?"
Jexu bu söz üzerine kılıcını kaldırıp saldırıya geçti. Her hamlesi ustalıkla karşılanıyordu. 25-27 dakika sonra vampir yorulmaya başlayan Jexu'ya bakarak kahkaha atmaya başladı. Onun durmasını fırsat bilen Jexu kılıcını yere dayayarak dinlenmeye başladı.
" Çömez misin sen? Ne bu hal? Hızını bile kullanmayı bilmiyorsun. Berbat haldesin." dedi vampir Jexu'yu süzerek. " Bak! Sana son bir şans veriyorum Emo çocuk. Toparlan ve ayağa kalk. Bana saldır. Sana göstereceğim hareketler var. Ölecek olsan da birkaç bilgi öğrenmen iyi olur. Cahil ölmezsin."
Onunla dalga geçen bu vampir Jexu'yu oldukça kızdırıyordu. Kahkaha atarkenki o hali gerçekten çok iticiydi. Vampirin kendisine de bir şey öğretmesine gerek yoktu. Kaç yüzyıldır kullanıyordu Jexu bu kılıcı. Onun bir uzvu gibiydi. Her haftasonu kılıcını alıp arka bahçede alıştırma yapardı. Yesis ise bahçe devriyesine çıktığı her seferde Jexu'dan kılıcını ister, kendisine bir şeyler öğretmesi için ona yalvarırdı.
" Sana kapa çeneni demiştim!" diye tısladı Jexu.
Ayağa kalkıp kılıcını kavradı. Dikkatini tamamen karşısındaki vampire vermliydi. Çevresinde devam eden çatışmalar umrunda olmayacaktı. Oradan bir zarar gelemezdi. Çünkü Efuli kendisini kontrol eder diye düşünüyordu.
" Hazırsan başla." dedi vampir. Jexu'nun dediklerini duymuyordu sanki. Bu durum Jexu'yu daha da sinirlendiriyordu. Demek kendisini kâle almıyordu.
Tekrar saldırıya geçti Jexu. Art arda hamlelerini yapıyor ve vampiri geri püskürtmeye çalışıyordu. Ancak vampir de ciddileşmişti. Gelen darbelerden hiç etkilenmemiş gibi görünüyordu.
" Sıkıldım." dedi bir süre sonra. " Artık veda vakti geldi bence. Beni eğlendirmeyi başarsaydın daha çok yaşardın. Ama o konuda da beceriksizsin. Ne büyük talihsizlik. Tanrı sana bir kabiliyet vermemiş anlaşılan."
" Sus ve saldır!" diye bağırdı Jexu.
Vampir " Dediğin gibi olsun." diyerek Jexu'ya saldırdı. Jexu kılıcına gelen her darbede bir adım geriye giderek bahçe duvarına yaklaştı. Vampir Jexu'nun gözlerindeki öfkeyle eğlenmeye başlamıştı. Ancak onunla çok vakit kaybettiğini düşünerek bu işe son vermeye karar verdi. Bu yüzden de son hamlesini yaptı.
" Lan!"
Jexu elinden uçan kılıcının arkasından sadece bunu diyebilmişti. Karşısındaki iri vampir tekrar kahkaha atmaya başladı. Sol eliyle yaşaran göz kenarını silip kılıcını havaya kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LN(Ara Verildi!)
VampireTEKRAR YAZILACAKTIR! OKUMAYINIZ! DİĞER HESAPTAN PAYLAŞILACAKTIR. Hep yurtdışında, Amerika'da geçen vampir hikâyelerini okumaktan sıkıldınız mı? Öyleyse sizi 'Lanet-Nakoleia'ya davet ediyorum. Eskişehir'de başlayıp Nevşehir'de devam eden bu hikaye be...