ⓑⓞⓛⓤⓜ 9

2.5K 246 84
                                    

𝕓𝕚𝕤𝕞𝕚𝕝𝕝𝕒𝕙𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕞𝕒𝕟𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕚𝕞

༻ ༺

Asıl Suçlu

"Kimi lan?! Kimi seviyormuş Liva?!"

İnsan niye cevabını bildiği soruları sorar ki?
Biliyorsun zaten.

Salih gözlerini bana çevirince kaşlarımı kaldırdım. Gerçekten yapacak mıydı bunu?

Salih ağzını açmıştı ki tam o sırada başka bir ses katılmıştı aramıza.

"Beni!"

Şaka?
Şakadır umarım...

"Yok artık!"

Bu sefer İnci'nin sesli tepki vermesine kızamıyordum. Çünkü şu an, sesli bir tepkiyi hak ediyordu.

Sungur da benim gibi gözlerini bize yaklaşan Hasan'a çevirmişti. Okuldaki çoğu öğrenci dağılmış, kendi işlerine dönmüşken biz kalakalmıştık bahçenin ortasında.

"Nasılsınız Sungur Bey?"

Hasan'ın ima dolu bakışları Sungur'la benim aramda mekik dokurken sorduğu soru üzerine Sungur gözlerini Hasan'a dikmiş "Seni gördüm daha kötü oldum desem?"diye söyleyince Hasan gülmüştü.

Neler oluyordu Allah aşkına?
Hasan'ın ne işi vardı burada?
Ayrıca o daha demin Sungur'un Salih'e sorduğu soruya 'Beni' diye mi cevap vermişti?

"Ama bence Liva sizinle aynı düşünmüyor, değil mi Liva?"

Hasan'ın gözlerini bana dikip sırıtarak kurduğu cümleyle gözlerim büyümüştü. Sungur da bana bakınca ne diyeceğimi şaşırmıştım.

"Ne işin var senin burada?"diye sormak gelmişti aklıma.

Hasan kaşlarını kaldırıp "Olmam gereken yerdeyim" deyince Sungur'un yumruklarını sıktığını fark etmiştim. Buna ne oluyordu Allah aşkına? Fazla abartıyordu. Hem de çok fazla...

"Uzatma Hasan. Niye buradasın diye sordum."

Sonunda ciddi olan Hasan hafif tebessüm edip "Sevdiğim kız için geldim. Bana ihtiyacı varmış diye duydum" deyince aptal yüreğim hızlanmaya başlamıştı.

Saçmalama Liva.
Dalga geçiyor.
Evet!
Kesinlikle benimle dalga geçiyordu.

Birden gülmeye başlayan Sungur'a şaşkın bakışlarımı gönderdim.

"Hani? Nerede sevdiğin kız? Biz göremiyoruz da, sen görüyor musun hayatım?"

Bana dönen Sungur'a kaşlarımı çatarak baktım.

"İstediğin olmuş galiba. Birileri gerçekleri öğrenmiş. Gidip sarılmayacak mısın sevdiceğin Hasan'a?"

Sungur'un kulağıma fısıldadıkları ile Hasan'a dönmüştüm. Olabilir miydi?

Öğrenmiş olabilir miydi?

Peki gri gözlerin hayal kırıklığı ile bakmasına ne demeli? Gerçekten anlayamıyordum.

Ne Sungur'u ne de Hasan'ı...

"Artık görüyorsunuz."

Hasan'ın cümlesiyle yanına gelen şeytana baktım. Asıl hayal kırıklığı bendeydi. İçimde fırtınalar kopuyordu.

Sungur gözlerini bana çevirdi. Bu sefer üzgün bakıyordu.

Yutkundum. Kalbimin hızı düşmüştü artık. Çünkü sebebi yoktu. Hızlanmasına sebep yoktu.

Oyun ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin