ⓑⓞⓛⓤⓜ 15

2.1K 242 147
                                    

𝕓𝕚𝕤𝕞𝕚𝕝𝕝𝕒𝕙𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕞𝕒𝕟𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕚𝕞

༻ ༺

Gözler Yalan Söyleyemezmiş

"Sana tek bir şey soracağım Liva. Ve bu sefer verdiğin cevaba inanacağım. Sen gerçekten bu adamla birlikte misin? Lütfen doğruyu söyle bana. Her şey ama her şey değişebilir. Lütfen..."

Hasan'ın bir anda sorduğu soruyla afallamıştım. Ne diye böyle davranıyordu ki? Sonuçta en başta bana inanmayan kendisiydi.

Sungur da vereceğim cevabı dört gözle beklerken ne diyeceğimi bilememiştim. Aslında şu an her şey değişebilirdi. Vereceğim cevap belki de beni Hasan'a kavuşturacaktı.

Ama...

Ama ben Hasan'a kavuşmak istemiyordum. Bana iftira atan şeytanla sözlenen ve bana zerre inanmayan adama kavuşmak bir yana dursun, yüzünü bile görmek istemiyordum artık.

"Cevap vermeyecek misin Liva? Bak, ben biliyorum. O gün sana inanmadığım için beni cezalandırmak istedin. Bu yüzden de bu adamla birlikteymiş gibi yapıyorsun. Ama gerek yok Liva. Başkasıyla olmana gerek yok. Lütfen bana fırsat ver. Affet beni. Hem ben Gaye'den de ayrıldım. Zaten başından beri yalandı. Sana demek istediğim de buydu. Ben Gaye ile gerçekten sözlenmedim. Oyundu. Sırf sana inat olsun diye yaptığım bir aptallıktı."

Doğru mu duymuştum ben daha demin?
Nasıl yani?
Hasan da mı benim gibi oyun oynamış?
Sahte sözlenmek, ha?

Vay be!
Her şey ne kadar da garip bir hal aldı böyle. Sevinmeli miydim ben bu haberi duyduğuma? Ama zerre kıpırtı yoktu içimde. Ne oluyordu bana ya?

Sevdiğim adam karşıma geçmiş, af diliyordu. O şeytanla gerçekten birlikte olmadığını söylüyordu. Benden bir şans daha istiyordu. Peki ya ben niye böyle boş boş bakıyordum Hasan'a? Niye hiç tepki vermiyordu kalbim?

Oysa her şey çözülmüştü işte!
Hasan beni seviyormuş. Gaye ile gerçekten birlikte değilmiş. E daha ne?

Liva sen ne istiyorsun Allah aşkına?!

Kendime sorduğum soruya cevap alamıyordum. Gözlerimi Sungur'a çevirdiğimde aklıma takılan şeyi sordum.

"Sen niye gelmiştin?"diye sorunca Sungur başını yerden kaldırıp bana baktı. Gözlerini bir saniyeliğine Hasan'a çeviren Sungur tekrar bana çevirdi bakışlarını. Yüzündeki hüzün de gözümden kaçmamıştı. 

"Bir önemi kalmadı sanırım."

Söylediği cümle kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Yanımdan geçip kendi arabasına doğru giden Sungur'un arkasından bakakalmıştım ki Hasan'ın "Liva, soruma cevap vermeyecek misin artık?"diye sormasıyla anında vermiştim cevabımı. Bu cevabım Sungur'u durdurmaya yetmişti de artmıştı bile.

"Sahte değil, gerçek."

Hasan hayal kırıklığı ile bakıyor olsa da artık umursamıyordum. Ben de hayal kırıklığı yaşamıştım. O beni umursamamıştı bile. Ben niye umursayacaktım?

Sungur arabaya binmekten vazgeçmiş olacak ki yerinde duruyordu. Bana dönüp gözlerime şaşkınlıkla bakan Sungur da Hasan gibi sözlerimin devamını bekliyor olmalıydı.

"Hani o gün, bana çok çok sinirlendiğin, benim tek kelimeme inanmadığın, hakaretler ettiğin o gün var ya... İşte ben o gün gerçekten masumdum Hasan. Ama şu an Sungur ile gerçekten birlikteyim ve senin inanıp inanmaman da artık zerre umurumda değil. Sahte aşkın da, beni es geçip oyunlar oynaman da umurumda değil. Hatırlıyor musun sana ne söylemiştim şirketin önünde? Sen benden benliğimi aldın, demiştim. Yanılmışım. Sayende benliğimi buldum. Bana o gün inanmayarak aslında bir iyilik yapmış oldun. Sungur'u daha iyi tanımama sebep oldun. Onunla ne kadar mutlu olabileceğimi gördüm sayende. Gerçek sevginin ne olduğunu gördüm. Aşkın; bir insanı kahreden bir şey değil, mutlu eden bir duygu olduğunu anladım. O yüzden bundan sonra ne senin yüzünü ne de o sahte şeytan sözlünü görmek istiyorum. Hayatımdan..."

Oyun ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin