ⓑⓞⓛⓤⓜ 70-1

400 46 50
                                    

Selamünaleyküm kardeşlerim☺️

Yine ve yine geç geldimm
Bölüm biraz uzun olduğu için ikiye ayırdım, geriye kalan kısmı de hemen yayınlayacağım inşaAllah.
Bu bölüm Emir ağırlıklı
71.bölüm de Allah izin verirse İnci ve Mete çiftimiz olacak.

Şimdiden iyi okumalar💛

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorummm✨

𝕓𝕚𝕤𝕞𝕚𝕝𝕝𝕒𝕙𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕞𝕒𝕟𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕚𝕞

༻ ༺

༆ Ruhu Yaralı Çocuk༆

Emir'in Ağzından

"Aman çocuğum, oyalanma. Bak, herkes gelmek üzere zaten."

Mutfaktaki çalışanlara yardım eden anneme gülümsedim, kendimden iğrensem de yineledim yalanımı.

"Merak etme anne. Kitaplarımı alıp hemen döneceğim."

Mutfaktan çıkıp kapıya doğru ilerlerken annemin arkamdan "Dikkat et kendine oğlum!" diye bağırması vicdanımı daha da zorluyordu. Ama yapmak zorundaydım. Bu görüşmeyi yapmak zorundaydım. O pislik Tolga'nın babamla ne ilgisi olduğunu öğrenmemin başka yolu yoktu.

Durağa gelen otobüse bindim ve boş koltuklar olmasına rağmen ayakta durmayı tercih ettim. İçim içimi yiyordu. Bir yandan anneme yalan söylememin pişmanlığını yaşarken bir yandan da istemsizce heyecanlanıyordum.

İtiraf ediyorum.

Ne kadar iğrenç bir adam olsa da babamı özlemiştim. Hem de çok...

İşte tam da bu his yüzünden nefret ediyordum kendimden.

İnsan, babasını özlediği için nefret eder miydi kendinden?

Son yıllarım hep nefret doluydu. Ergenlik yüzünden böyle hissediyor olmayı ne kadar çok isterdim. Oysa ben annemle babam yüzünden hayata küsmüştüm. Şiddeti uygulayan babam ve bu şiddet karşısında sessiz kalan annem yüzünden...

Hep şu cümle yankılanırdı beynimde.

Her şey ama her şey farklı olabilirdi.

Mesela babam...

Eskisi gibi güzel kalpli, özellikle de bana düşkün biri olarak kalabilirdi.

Genelde ders dinlemeyen ben, matematik hocamızın birkaç cümlesini kaydetmiştim beynimde. Aynen şöyle demişti:

"Herkes kendi tercihini yaşar. Hayatınızda güzel bir şey olduğunda az çok tahmin edilebilir bir sevinç yaşarsınız şüphesiz. Ama asıl önemli olan, zorluklar karşısında nasıl olmayı tercih ettiğinizdir..."

İşte babam, tercihini alkolden ve şiddetten yana kullanmıştı. Hocamın ilk cümlesi eksikti.

Herkes kendi tercihini yaşar ve yanındakilere de yaşatır, olmalıydı bence. Yoksa annemle ben, babamın pis tercihinin bedelini yaşamak zorunda kalmazdık.

Nihayet hedef durağa varınca inivermiştim otobüsten, yaklaşık iki yüz metre yol yürümüş ve ulaşmıştım o kapıya. Takılmıştı gözlerim kırmızı tabelada. Ne kadar zor olsa da ilerle komutu vermiştim adımlarıma ve girişteki kulübeye kimliğimi teslim edip girmiştim içeriye.

Her açılan demir kapının eşiğinde gerginliğimin ve nefret ettiğim heyecanımın arttığını hissediyordum. Sonunda açık görüşün yapıldığı odaya girdiğimde ise benim gibi görüşe gelen insanların heyecanı karşısında içim burkulmuştu. O insanlar gibi ben de heyecanlıydım fakat bu heyecan, kalbime hüzün kondururken o insanlar mutluydu. Her birinin gözleri ışıl ışıl parlıyordu.

Oyun ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin