ⓑⓞⓛⓤⓜ 21

1.7K 200 44
                                    

𝕓𝕚𝕤𝕞𝕚𝕝𝕝𝕒𝕙𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕞𝕒𝕟𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕚𝕞

༻ ༺

Seni Özledim...

YAZAR'DAN

Ve geldi, çaldı kapımı.
Almamam gerektiğini bildiğim halde izin vermiştim içeri girmesine. Defalarca kızdım kendime ama yine de kendime söz geçirememiştim.

Hep inkar ettim. "Olmaz!" dedim. Ama oldu. Hem de o kadar acayip bir şekilde oldu ki...Kader bizi yıllar önce karşılaştırmış da haberimiz yok. Ne kadar garip değil mi? Sen o kadar uzak dur ama o çıksın karşına ve seni gerçekler ile yıksın.

İşte; ben yıkıldım.

Oyundaki gerçekle yüzleştiğimde yıkıldım. Artık kaçışım yok. İnkar da edemem. Geldik o son noktaya. Ama cümleyi nasıl bitireceğimizi bilmeden... Noktadan önceki son kelimeyi belirleyemeden...

Sahi, ne olacak şimdi?

O son kelime; bir başlangıç mı olacak?

Ya da gerçekten bir son mu olacak bizim için?

Ben de bilmiyorum ki...Yazıyorum, karalıyorum defterimi. Ama bilmeden...Bilmiyorum. Gönlümdekini bilsem de aklımla çelişiyor olmam beni zorluyor. Karar veremiyorum. Durmalı mıyım ya da yeniden mi başlamalıyım, bilmiyorum.

Bu oyun ya bitecek ya bitecek.
Ama bu bitiş, ya bir yeni başlangıca yelken açacak ya da gerçekten bir bitiş olacak...Bekleyelim bakalım.

Annemin mükemmel bir sözünü de bırakayım şuraya:

"O gün bir gelsin, o zaman bakarız."

〰️〰️〰️

Kalemini bırakan Liva'nın gözleri defterine yazdığı satırlarda takılakaldı. Yazmıştı ama hala çözülmemişti içindeki karmaşa. İç geçirdi ve kapattı defterinin kapağını. Ve yine o notu aldı eline. Tekrar ve tekrar okudu o satırları, aklına kazımak istercesine. Çünkü seviyordu. Sungur'un kendisi için yazdığı bu güzel satırları okumayı seviyordu. Daha çok onun sevgisini seviyordu. İçindeki o sevgi de yüzüne gülümseme olarak yansıyordu.

Bir kez daha çekti içine derin bir nefes. Ve dudaklarını araladı. Söyleyiverdi o sözcükleri.

"İzin ver; seni rahatça sevebileyim gözümün nuru."

Gözlerini kapadı birkaç saniyeliğine. Kalbinden geçen o cümleleri söylemek isteyen Liva gözlerini açıp elindeki kağıda bakarak araladı dudaklarını ve söyledi kalbinden geçeni.

"Ben de istiyorum ezik çocuk. Seni rahatça sevebilmeyi, gözünün nuru olabilmeyi istiyorum. O günkü gibi gülmek istiyorum. Seni güldürme bahanesiyle gülmek istiyorum. Bu sefer senin beni güldürmeni istiyorum. En çok da yanında olmayı..."

Gözlerinden akan birkaç damla yaşı silip oturduğu koltuktan kalkan Liva, yüzünü yıkamak için odadan çıkmış banyoya girmişti. Aynadan yansımasını gören Liva yüzünü buruşturmuştu.

"Sen şu hallere düşecek kişi miydin Liva?"

Kendine daha fazla bakamayan Liva dağılmış saçlarını toplayıp bağladıktan sonra banyodan çıkmıştı. O sırada annesinin seslenmesi üzerine isteksiz bir şekilde salona doğru yürüdü. Kapının eşiğinden annesine "Efendim anne" diye karşılık verince Melek Hanım "Gel bakayım buraya" diyerek kızının yanına oturmasını bekledi. Liva da itiraz etmeyip annesinin yanına oturmuştu.

Oyun ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin