ⓑⓞⓛⓤⓜ 17

1.9K 206 84
                                    

𝕓𝕚𝕤𝕞𝕚𝕝𝕝𝕒𝕙𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕞𝕒𝕟𝕚𝕣𝕣𝕒𝕙𝕚𝕞

༻ ༺

İFTİRA!

🔹LİVA'NIN AĞZINDAN 🔹

Temiz havayı içime çekerek yürümeye devam ettim. Sahil kenarında yürümek gibisi yoktu benim için. İçim açılıyordu adeta.

"Nasıl? İyi geldi mi sahil havası?"

Yanımda benimle birlikte yürüyen Azat'a çevirdim gözlerimi. Omuzlarımı silktim.

"İyiydim zaten. Ama temiz hava içimi açtı. Sen ne zaman dönüyorsun yurt dışına?"

Azat gülünce kaşlarımı çattım.

"Ne gülüyorsun ya?"diye hayıflanınca Azat bir anda durdu. Ben de onunla birlikte durup Azat'ın ciddi tavrına dönüşünü izledim.

"Ah âşık kardeşim benim. Bugün akşam uçağa bineceğim ya."

Son cümleye "Ne?!"diye bir tepki vermiştim. İlk cümleyi duymazlıktan da gelmeyi ihmal etmemiştim.

"Nasıl ya? Hemen bugün gidecek misin cidden? Ya Lina söyledi de ben aldırmadım. Niye bu kadar acele ediyorsun ki? Biz daha hasret gideremedik bile."

"Şimdi gideriyoruz ya" diyerek benimle dalga geçen süt kardeşimin koluna çimdik atıp "Dalga geçme bir de ya" dedim. O sırada sözde gönlümü almaya çalışan Azat beni kolunun altına alıp yürümeye devam etti.

"İnan ben de kalmak istiyorum canım ülkemde. Ama güzellik benim de orada işlerim birikti. Gitmezsem olmaz."

Sıkıntı dolu nefesimi verince Azat yine durmuştu. Dolayısıyla ben de durmuştum. Bana dönen Azat'a gözlerimi çevirip ne söyleyeceğini bekledim.

"Ama söz veriyorum, nikahınıza yetişeceğim."

Kocaman gülümseyen Azat'a karşılık tepkisizdim. Bir şey diyememiştim. Yine her zamanki gibi yutkunmakla yetinmiştim.

"Hadi yemek yiyelim. Temiz hava acıktırdı beni."

Ben tepki vermeyince Azat yemek fikrini attı ortaya. Ben de kabul edip peşinden yürümeye başladım.

Sahile yakın olan tesislere varır varmaz girmiştik içeri. Restorana girip köşeye oturunca garson anında yanımıza gelmişti.

"Hoş geldiniz efendim. Ne alırdınız?"

Azat "Biz önce bir menü alabilir miyiz?"diye sorunca garson "Tabii efendim" deyip gitmişti.

"Eee nasıl gidiyor hayat?"

Azat'ın sorusuna cevap olarak "İyi işte" deyip geçiştirsem de Azat geçiştirmeme izin verecek gibi durmuyordu.

"İyi işte mi? Belli ki hayat iyi gitmiyor sende. Sungur'un dedesi rahatsızlandı diye mi bozuk moralin?"

Konuşma arasında garsonun getirdiği menüye göz atan Azat'a "Moralim bozuk değil de aklım dedede kaldı. Bugün hastaneye gidecektim aslında. Sungur, taburcu olacağını söyleyince vazgeçtim" deyince Azat gözlerini tekrar bana çevirdi.

"E güzelim ne güzel işte, adam iyileşmiş evine gidiyor. Çok takma kafana. Hem evde iyice dinlenirse tamamen iyileşir Allah'ın izniyle."

"Allah'a şükür" diye mırıldanıp önümdeki menüye baktım isteksiz bir şekilde.

Oyun ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin