Çağan'dan
Kulağıma çarpan dalga seslerine, ayaklarımı ıslatan suya anlam veremeden gözlerimi açtım. Saçlarım, kıyafetlerim ıslaktı ve kumsalda uzanıyordum. Tatil için gittiğimiz kıyılara benzemiyordu burası. Dik bir yamacın yanında bir deniz...
Havanın kasvetli rengi, dalgaların hırçınlığına ve kuşların öfkeli çığlıklarına uyuyordu.
Güneş, bu sisli yeri terk etmişti ama vakit gece değildi. Akşam üstü havası ya da sabaha karşı havası gibiydi.
"Ne yapıyorum burada?" dedim kendi kendime. Ne işim vardı burada?
Etrafıma baktım ve soğuk kumların üstünde birkaç adım attım.
"Kimse var mı?"
Sesim kayalarda yankılanıp kulaklarıma yeniden çarptığında sendeledim.
Denizin kıyısında olan büyük bir kayanın üstünde bir karaltı gördüm. Gözlerimi kısıp onun ne olduğuna dikkat kesildim.
Siyah elbisenin içindeki bedenin ve dağılmış, uzun saçların rüzgarda savruluşunun tanıdıklığıyla ürperdim. Tüm bedenim titremeye başladı.
Deniz...Sert bir rüzgar, adı aklıma düştüğü an yüzüme vurur gibi esti.
"Deniz," dedim ona seslenerek. Başını yan çevirip bana kısa bir bakış attığında, unutamadığım beyaz yüzünü gördüm. Teni bembeyazdı.
"Gelme," dedi kısık sesle. Gözlerim ıslanırken yine bir kabusta olduğumu fark ettim. Bıçak gibi batan, kanatmadan canıma okuyan bir acı göğsümde yer edindi.
"Deniz," dedim yeniden. Dilimden başka bir kelime düşmüyordu.
"Gelme," dedi o da yeniden. Bana arkasını dönmüş sonu görünmeyen denize bakıyordu. Omuzları çökük ve bedeni her zamanki gibi çok zayıftı. Saçları sırtını dövüyordu.
"Bu kez gitme," dedim. "Geberiyorum, Deniz. Gitme."
Deniz'in kıkırtıyla güldüğünü duydum.
"Gelmeme izin vermezsin."
Ondan duyduğum bu cümleyi bu sesten kaç kez duymuştum?
"Git Çağan. Gelmek istemiyorsun zaten."
"Gidemiyorum, Deniz," dedim. "Sen de gelmiyorsun."
Yavaşça bana döndü. Çıplak ayakları kızarmıştı. Üşümüş müydü?
Gülümseyerek bana baktı. Ufacık yüzü aydınlanmış gibiydi.
"Buradan görüyorum kalbini. Yokum içinde..."
"Deniz..."
Elini kaldırdı.
"Sende yokum..."
Boğazımda bir şey düğümlendi. Yanağıma bir gözyaşı düştü. Kanım vücudumdan çekildi sanki.
"Deniz yapma..."
Başını iki yana salladı ve bir anda koca bir dalga yükselip onu yuttu!
Gözlerimi açtığımda nefes nefeseydim.
Elim boynuma giderken yanaklarım ıslanmaya başladı."Allah'ım," dedim koltukta doğrularak. "Allah'ım..."
"Çağan, oğlum iyi misin?"
İçeri giren babaanneme baktım. Bende ne gördü, bilmiyorum ama kaşları endişeyle çatıldı.
Elleriyle terli yüzümü sildi tiksinmeden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZERDALİ
Teen Fiction"Sen geldin ve sorgulamaya başladım ben. 'Bu kız kim?' dedim kendi kendime. 'Neden böyle?' dedim. Sen geldin, Zeynep ve ben içimde garip bir hisle boğuşurken buldum kendimi. Hayatın nedenini, niçinini, nasılını sordum kendime." Burnunu çekip bakışla...