14.BÖLÜM- SÖZ

177 14 31
                                    

Çağan'dan~

Kızarmış, ıslak bakışlarına bakarken pişmanlıkla canım yanım yanıyordu. Onu üzecek ne yapmıştım?

"Yalan söyledin bana," dedi tahriş olmuş boğazından zorla dökerek aynı kelimeleri.

"Ne söylemişim?" dedim merakla. Yalan söylemeyen biri değildim ama Zeynep'e yalan söylediğimi hatırlamıyordum. Ama Allah biliyor, söylediysem de bu sondu.Zeynep gözlerinden ellerini çekip arkamda bir yere baktı.

"Terasa çıkacağım," dedi birden. Beni oraya mı çağırıyordu? "Özür dilerim, Derya hanım," dedi anneme. "Yalana katlanamıyorum."

Arkasını döndü ve Yeşim ablanın yanından geçerek eve girdi. Yeşim abla şaşkınca bana bakıyordu. Annem de öyle...

"Cidden bilmiyorum," dedim gözlerindeki sorulara cevaben. "Yalan söylediğimi hatırlamıyorum. Ama halledeceğim."

İçeri girecekken annem kolumu tuttu.

"İyi değildi," dedi endişeyle. "Onu daha fazla üzme. Yeterince zor onun için her şey."

"Terasa çıkacağım."

Annemin sözlerine şaşıracak vakit ayırmadan odama gittim hemen. Merdivenden terasa çıktığımda beyaz elbisesi rüzgarda uçuşan Zeynep'i farkettim. Demirlere yaslanmış, biraz daha sakin görünüyordu. Derin nefeslerle omzu inip kalkıyordu.
Kapıyı örttüğümde bana döndü.

Ağlamıyordu, nihayet...

"Zeynep?"

Yanına doğru yürüdüm. Aramızda bir duvar vardı, yanında durdum.

"Sana sormuştum," dedi sakince. Elini boğazına sarmıştı. Canı yanıyordu. "Bana mesaj atan sen misin diye... Değilim, dedin bana."

Kaşlarım çatılırken bunda bir yalan göremedim.
Zeynep'in gözlerine de bu cümleyle baktım.

"Değil misin? Hala aynı şeyi mi söylüyorsun?"

"Aynen," dedim ona doğru tam dönerek. "Değilim."

Şaşkınca soludu. Kollarını birbirine sardı ve bana döndü o da.

"Sana bir şiir yazdım," dedi titreyerek. "Kemal Sayar'ın bir şiiri. Ruknettin."

Başımı salladım istemsizce gülerek.

"Günahları için ağlayan kim varsa/kanatlarıyla okşar onu melekler."

Kaşları çatıldı iyice. Pişman mı olmuştu yazdığına?

"Bana yine bir mesaj geldi. O şiirin... Senin söylediğin kısmı yazılıydı."

"Zeynep, inan bana. Ben olsam derim ya."

Duvarın üstüne oturdu yavaşça.

"Ben... Sen sanmıştım onu. Polise bile gitmedim, Volkan ağabeye bile söylemedim!"

Gülümseyerek yanına çöktüm. Tamam, hemen yanına değil. Aramızda bir duvar vardı.

"Ama sen değilsen kim?"

O an garip bir his doğdu göğsümde. Hafif öfke ve hafif merak... Genzimin yanışı, gözlerimle birlikte.

"Mesajlarda ne yazıyordu?"

"Kötü bir şey değildi. Garip bir yardım istiyordu. Yola rehbersiz çıktığını, yardım etmem gerektiğini..."

Kaşlarım iyice çatılırken içimdeki hissin büyüdüğünü hissettim.

"Kim lan bu?"

Zeynep birden bana döndüğünde farkettim sözlerimi. Yutkundum.

"Lan derken... Sana değil. Sinirlendim biraz. Afedersin."

ZERDALİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin