15.BÖLÜM- ÇİÇEĞİM

148 14 6
                                    

Medyadaki şarkıyı öneririm. Belki seversiniz. Onewe- Regulus

Zeynep'ten~

"İşte bu!"

"Şşş! Az sessiz ol, kızım."

Betül'ün ağzımı kapatmasıyla utançla gözlerimi kapattım. Ne kadar aptaldım... Betül, gülerek elini ağzımdan çektiğinde başımı masaya koydum.

"Çok kötü hissettim," dedim sessizce. "Uf..."

"Ay Çağan bile güldü sana."

"Betül... Vur beni."

Betül eliyle silah yapıp tek gözünü kapatarak nişan aldı. "Dıkşın!" dedi bir de!

"Bayağı öldüm şu an."

Ölmüş insanların dilini çıkaracağı neden beynime girmişti, bilmiyorum ama dilimi çıkarıp gözlerimi kapattım. Ama ne yazık ki gülmemi tutamadım.

"Zeynep ya," dedi Betül yanıma iyice yaklaşarak. Bugün Neşe kardeşinin yanına oturuduğu için Betül benim yanımdaydı. "Canım sıkıldı. Sabahtan beri ders çalışıyoruz."

"Kütüphaneye gidelim mi?"

"Bayağı orijinal bir fikir!" dedi göz devirerek.

"Nereye gidelim maviş? Paris? Londra?"

"Okulun bahçesi de yeter," dedi dudak büzerek. "Biraz nefes alalım."

O an aklıma düşen yerle gülümsedim. Nefes almalı bir yer biliyordum. Ayağa kalktım hemen. Öğle arasının bitmesine neredeyse yarım saat vardı, gidebilirdik.

"Kalk, hadi."

"Nereye?"

"Hadi, maviş!"

Onu beklemeden sınıftan çıktığımda arkamdan geleceğini biliyordum. Kalabalık olmayan koridordan yürüyerek yangın merdivenine yürüdüm. Tüm okul dışarıda mıydı?

"Zeynep!"

"Koş koş koş!"

"Onu bulana kadar!"

Gülerek yangın merdivenine açılan kapıyı açtığım sırada bana yetişmişti.

"Cidden mi?" dedi. "Burası sigara kokuyordur Zeynep."

"Hayır, gel."

Merdivenden yukarı doğru çıkarken sessiz olmaya çalıştım. Burayı başka kimse bilmesin istedim çünkü. Betül bile yeterince imtiyazdı.

"Burası neresi ya?"

Çatıya vardığımızda sürgülü kapıya uzandım.

"Sürpriz!"

Betül şaşkın bir gülüşle kapıdan baktığında arkasından ittim hafifçe.

"Hadisene."

"Nerden biliyorsun sen burayı?"

Konuşurken yukarı çekti kendini.

"Çağan."

Ellerini çırparken bana döndüğünde yüzünde cidden sinir bozucu bir gülüş vardı. Sen var ya, diyen bir gülüş...

"Ne hoş bir hediye bu..."

"He," dedim belirsizce. "Gelsene."

Çatının ucuna doğru yürüdüğümde o da arkamdan geldi.

"Harbiden seviyor seni ya," dedi yine aynı konuyu önüme sürerek. "Nasıl yaptın?"

"Ne yapmışım?"

ZERDALİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin