11.BÖLÜM- PİŞMANLIK

200 14 5
                                    

Çağan'dan~

"Zeynep?" Asansörün düğmesine bastı. Dakikalardır yüzüme bakmıyordu.

"Zeynep?"

Dilimden, onun adından başka şey düşmezken o bir kez olsun üstüne alınmadı. Kızmış mıydı? Duyduğu şeyden mi korkuyordu? Benden?

"Zeynep?"

Asansör geldi o sırada. Adımını içeri atarken sızlayan bacaklarımla ardından asansöre girdim. Yüzü ifadesizdi ve bu beni korkutuyordu.

"Zeynep?"

Çenesini kastı ve eliyle başörtüsünü düzeltti. Bozulmamıştı zaten. Üstündeki elbiseyi o an fark ettim. Dakikalardır nasıl görmemiştim?

"Zeynep?"

Üçüncü kata çıktığımızda asansörün ışıkları yanıp söndü. Onunla aynı anda kaşlarımız çatıldı.

"Hey Allah'ım," dediğini duydum ellerinin asansörün demirlerini kavradığını gördüğümde. O da benim gibi korkuyordu asansörden.

"Korkma," dedim dördüncü kata çıktığımızda. Benimle konuşsun istiyordum. Mert'e inanmıyorum, desin. Ya da bir kez olsun bana baksın...

"Zeynep?"

Yüzünün yandan profili hiç hareket etmedi. Mimikleri bile kaskatıydı.

Ellerimi uzatıp onu sarsmak istedim. Ben buradayım, beni gör, beni duy, demek istedim. Yok sayma, karşındayım, demek istedim. İsteklerimi çenemi kasarak geri ittiğim sırada asansörün ışıkları göz kırptı yine.

Zeynep'in çenesini yukarı dikerek ışıklara bakışını izledim. Kısacık, minicik bir an bana baktığını hissettiğimde kocaman yutkundum.

"Zeynep," dedim yeniden bakması için. "Bir şey söyle."

Asansör gürültüyle onun yerine konuşup durduğunda şaşkınlıkla kapıya bakalalan kıza baktım. Dakikalardır ona bakıyordum zaten.
Ama durun... Asansör durmuştu ama kapı açılmıyordu?

Gözlerim dairelerin numaralarının yazılı olduğu ekrana döndü hızla. Altıncı katın ışığı yanıp sönüyordu.

"Allah'ım," dedi Zeynep şaşkınlıkla. Düğmelerin olduğu kısma yürüdü ve yardım butonuna bastı. Defalarca bastı.

Cebimdeki telefonu çıkardım ve Nil'in ismini tuşladım.

"Çekmiyor," dedim elimdeki telefona bakan kıza. Zeynep sinirle bir nefes aldığında alnımda biriken terleri sweatshirtün koluna sildim. Şu an olamazdı... Müthiş korkuyordum kapalı alandan. Nefesim bu düşüncemle hırıltılı bir nefese dönüştü. Günlerdir uyumuşum da konuşmaya henüz başlıyormuşum gibi.

"Kimse var mı?"

Zeynep'in yardım isteyen sesi gürdü. O da korkuyordu ama sesi içine kaçmamıştı.

Omuzlarımı gerdim ve derin bir nefes aldım. Boğazımı temizledim.

"Nil ve Fatma teyze evdeydi," dedim elim boğazımda. "Duyarlar mı bilmiyorum..."

Zeynep'in bana dönen bakışlarıyla daha da zorlaştı nefesim. Onun karşısında bu hale gelmek istediğim bir şey değildi elbet. Ama bana baktı. Endişeyle biraz...

"İyiyim," dedim ve yavaşça yere oturdum. Kirlenmiş beyaz spor ayakkabılarımı altımda topladım, bağdaş kurdum.

"Biraz... Biraz korkuyorum da."

Zeynep bir şey demeden yardım düğmesine bastı. Bana bakıyordu hala.

Kitaplarının olduğu çantasını açtı biraz sonra. İçindeki su şişesini çıkarıp bana uzattı.

ZERDALİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin