13. BÖLÜM- KUM SAATİ

178 13 23
                                    

"Bir şey desene Gül?"

Gül iyice yavaşlamış salıncakta dalgınca karşıya bakıyordu. Beni duyuyor gibi değildi.

"Gül, hey!"

"Bu kadar çabuk açılmasını beklemiyordum," dedi fısıldar gibi. "Hızlı başladınız."

"Bir şeye başladığımız yok," dedim. "Saçmalama."

"Hayır mı diyeceksin?"

"Bir soru sormadı ki?" dedim şükürle. Sorsaydı ne derdim Allah aşkına? Olmazları olduran Allah'tı, nasip mi diyecektim?

"Cevap vermen gerekmez mi yani? Sevdiğini söylemiş!"

Omuz silktim.

"Yarın döneceğim erkenden," dedim bugünün salı olduğunu hatırlayarak. "Akşama da bir yemek verilecekmiş."

"Yine içerler, gitme sen."

"Söz verdi, içmeyecekler."

"Kim söz verdi?"

Elindeki lolipop çubuğunu dişlerinin arasında kıpırdattı.

"O işte."

"Zeyno... Affedecek misin babanı?"

"Sormayın ya şunu," dedim sinirle. "Yapamıyorum, diyorum."

Gül bir süre sustu. Parlayan bakışları bana döndüğünde dudakları da kıvrılmıştı.

"Ne? Ne var?"

"Zeyno... Çağan'ın doğum günü var, dedin ya... Hediye alacak mısın?"

"Almalıyım da... Gitmek istemiyorum."

Gül başını salladı.

"Fikri amcanın ağabeyi bir kum saati yapıyor ya böyle işlemeli... Ahşaptan, oymalı hani? Ondan mı alsan?"

Kaşlarımı çattığımı görünce devam etti konuşmasına.

"Kum saati... Zaman için."

"Hah," dedim salıncaktan inerek. "Zaman? Ne için? On yıl geçse ne değişir?"

"Birincisi," dedi parmağıyla bir rakamını işaret ederek. "Babanı affetmiş olacaksın. İkincisi, belki onu seviyor olacaksın. Eh, neredeyse 28 yaşında falan olacağını da hesaba katarsak... Belki evlenmiş olacaksın."

"Yuh," dedim arkamı dönüp. "Şaşırdın sen!"

Parktan çıkmak üzereyken yetişti bana. Kucağındaki kuru yemiş paketini bana uzattı.

"Olabilir dedim."

"Seviyor olacaksın, dedin!"

"Aman neyse... Sen bana şeyi söyle. Gidelim mi hediye için Bahri amcaya?"

Fikri amcanın ağabeyiydi Bahri amca. Mahallenin marangozuydu ama biraz yaşandığı için hobi olarak bir şeyler yapıyordu sadece.

"Gidelim," dedim. "Pasta yiyeceğim. Karşılığını vermem gerekir."

Gül kocaman gülümsedi.

"Umarım iyi biridir, senin yanına yakıştırdım onu ben."

Sinirle ona baktığımı fark etmesine rağmen konuşmaya devam etti. "Ne var?" dedi savunur gibi kendini. "Yalan söylemiyorum. İkiniz yan yana-"

"Ne zaman yan yana durduk be?"

"Benimle tanıştırdığında yanındaydı!"

Bu kızla inatlaşmaya girenin aklı yoktu. Sustum.

ZERDALİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin