20.Bölüm
Derin derin nefes alamaya çalışıyordum ama aldığım nefes bana yeterli gelmiyordu Ayaz bana bakarak kahkaha attı ve hızlıca odadan koşar adımlarla çıktı, gözlerimden yaşlar kendiliğinden akıyordu kıpırdayamadan gözlerimin ucuyla Ekine baktım kanlar içinde yatıyordu ve her şey son bulmuştu her şey bitmiş miydi şimdi? hayır bitemezdi.
Çığlık atarak gözümü açtığımda Ekin yataktan sıçrayıp bana sarıldı ona baktığımda hiç bir şeyi yoktu ona deli gibi sarılmıştım istemsizce yaşlar akmaya başladı yanaklarımdan.
"Ekin ben iyi değilim."dedim ve kafamı kaldırıp ona baktım.
"Ne oluyor sana güzelim hadi anlat bana."dedi ve eliyle yaşlarımı sildi.
"Sürekli rüyamda Ayazın beni öldürdüğünü görüyorum bu seferde ikimizi öldürüyordu ben nasıl yaşayacağım böyle."dedim.
"şşş sakin oluyorsun şimdi bu bir anda olan bir olaydı ya isteyerek oldu ya istemeyerek oldu, ama sonuçta bu yaşandı artık bu olayla yaşamak alışmak zorundasın."dedi.
"Senin için demesi kolay bunlar senin içi basit olaylar ama ben kimseyi incitmeyen biriyim bir insanla konuşurken bile kelimelerime dikkat ederek konuşuyorum, of ne yapacağımı bilmiyorum Ekin."dedim iç çekerek.
" Geçecek hepsini aşacağız güven bana."dedi ve beni kanatlarının altına aldı.
Yatağa uzanarak sarılarak uyuduk, sabah olduğunda giyinip otelden çıktık Ekin ilk beni eve bıraktı sonra işe gitti. Evde tek başınaydım gördüğüm rüyalardan çok etkilenmiştim artık korkuyordum aklımı dağıtmak için bir şeyler yapmak için mutfağa gittim kek malzemesi var mı diye dolapları karıştırdım bulduğum malzemelerden kek yapmaya başladım aklımı dağıtmak istiyordum ama hala aklıma geliyorlardı. Ben nasıl unutacaktım bir çare bulmak zorundaydım, keki fırına atıp çıkan bulaşıkları yıkadım ve bahçeye çıktım olduğum yerde tur atıyordum nefes alamıyordum sanki her şey üzerime geliyordu biraz hava aldıktan sonra salona geçtim televizyonu açıp koltuğa uzandım,çok geçmeden uykuya daldım.
Kapıdan ses gelince uyandım Ekin mi gelmişti kapıya baktığımda yüzünde maskeli bir adam vardı bana doğru geliyordu hızlıca koltuktan kalkarak koltuğun arkasına geçtim elime aldığım vazoyla siyah maskeli adama bakıyordum adam yaklaşarak konuştu.
"Güzelim neden benden kaçıyorsun?"diye sordu.
"Sen kimsin ne istiyorsun?"soruyla karşılık verdim.
Daha çok yaklaşarak "Seni istiyorum şimdi seni alacağım!"dedi.
"Yaklaşma!"dedim ve vazoyu fırlattım sonra kapıya doğru koştu ama beni saçımdan kavrayıp tekme atarak yere fırlattı. üzerime doğru eğildi.
"Ben senin kabusunum artık."dedi ve elindeki silahı çıkardı çığlık atıyordum ama sesim çıkmıyordu.
"Hayır hayır."diye çığlık attım o anda gözlerimi açtım.
Koltuktan kalktım her yerim ter içinde olmuştu burnuma yanık kokusu geliyordu yaptığım kek aklıma geldi hızlıca mutfağa koştum fırını açıp keki çıkardım simsiyah olmuştu üzgün gözlerle keke baktım ah bu kabuslar geçmiyordu bir türlü. Keki çöpe atıp tekrar salona geçtim kapı çalmıştı bir an kalbim ağzıma gelmişti yoksa tekrardan kabusmu yaşıyordum korkuyla kapıya baktığımda Ekin içeriye girdi rahat nefes vermiştim.
"İzel neden yanık kokuyor?"diye sordu.
"Kek yapmıştım ama uyuya kaldığım için yanmış."dedim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
Teen FictionBenim varoluşum, senin hayatına büyük bir iz... --- "Çok güzel olmuşsun." dedi ve kocaman gülümsedim. "Ancak bebeğim bunu giyemezsin, bu çok açık." Ve gülüşüm aynı hızla soldu. Beklediğim bir şeydi ama ne bileyim işte. "Aşkım lütfen." dedim cilveli...