29. BÖLÜM

116 11 21
                                    

Okuduğunuz tarihi şöylecek bırakınız :)))

Kuzularım çok geç geldim beni affedin. Bu bölümü inşallah beğenirsiniz şimdiden keyifli okumalar. Oy yorum atmayı unutmayın sizleri seviyorum...

29. BÖLÜM

Silahın patlama sesi hala kafamı  için de yankılanıyordu, silahın ucundan çıkan dumanlar hala tazeydi öylece kalakalmıştım. Uzaktan sesler geliyordu ama ben hala burak'a bakıyordum. Güneşin bana bağırmasıyla kendime geldim.

"Kızım ne bakıyorsun hadi çıkalım buradan!" diye çıkıştı bana bir sinirle.

"Peki bu ne olacak burada." dedim sesim bile titriyordu.

"Geberecek orospu çocuğu hadi çıkmamız lazım polislere yakalanmayı beklemeyelim istersen." dedi elimden tutu hızlıca dışarı çıktık

İkimiz de çok panik haline gelmiştik Güneş hızlıca Burak'ın arabasına koştu kapısını açtı ve kontağına baktı anahtar arabanın üzerindeydi kafasıyla binmemi işaret etti. Araba kullanıp kullanmadığını bile bilmiyordum ama aldırış etmeden hızlıca arabaya bindim. Güneş arabayı çalıştırdı acı lastik sesiyle arabayı sürmeye başladı.

"Güneş ne yapacağız beynim yerinde değil." dedim.

"Kızım ben küçüklüğümden beri böyle şeylere alışığım içinde büyüdüm beni sen  panik ettiriyorsun yoksa ben gayet sakindim." dedi ve pis bir şekilde gülüp önüne döndü.

Güneşi gerçekten çok seviyordum ben de yeri çok ayrı ama aynı Ekine beziyordu hareketleri konuşmaları, duruşu gülüşü öz kardeş olsalar bu kadar benzeyemezlerdi. Kendimce düşünüyordum Güneş arabayı sürüyordu ama nereye gidiyordu onu bile bilmiyordum, kendime bir saniye diledim ve aklıma Ekin geldi bu olaydan haberi yoktu. Duysa deliye dönecekti ama şuan babası için çabalıyor ona bundan bahsedemezdim Güneşe döndüm.

"Güneş biz nereye gidiyoruz? ve Ekin'in, Asaf'ın haberleri yok ne yapıyoruz biz şuan." dedim.

"Ekine şimdi söyleyemeyiz babasını yeni buldu ve kaybetmesine ikimiz de izin veremeyiz o yüzden onun evine gideceğiz. Sabah eve geldiğin de anlatacağız sinirlenecek ama alıştık be." dedi arabayı daha hızlı kullanmaya başladı.

Ona sadece başımı sallayarak cevap verdim. Camdan gecenin karanlığını izliyordum bu olaylar yaşadıklarım nereye kadar böyle gidecekti? düşünmek istemiyordum ama kendi kendimi yiyordum. Güneş kapının önüne gelince bütün korumalar yabancı araba olduğu için kendilerini kabarttılar ve arabaya doğru yürüdü, bir kaçı elini beline götürdü.

"Benim ümit kapıyı aç." dedi Güneş ümit denen adam kafasını sallayarak kapıyı açtı içeriye girdik arkamızdan kapıyı kapatıp kilitlediler.

Arabadan indik Güneş arabanın önüne gidip plakayı çıkardı aynı şekil de arkada ki plakayı da onları parçaladı bahçede ki çöpe attı ve adama kafasıyla atması için işaret etti. Bu kızın bu cool hareketleri hoşuma gidiyordu çok özgüvenli ve egoluydu ama bizlere değil bu tavırları bize bir melek.

İçeriye girdik her yer karanlıktı ışıkları açıp kendimizi koltuğa attık bir kaç dakika konuşmadık sonra bir birbirimize bakıp gülmeye başladık evet yavaştan deliriyorduk.

"Güneş hanım bundan sonra ablamsın sana hayatta bir yanlışım olmaz." dedim gülerek ve koluna vurdum.

"Şu an koluma vurdun, benim de seni vurmam gerekiyor." dedi ve kahkaha attı deli kız ya.

"Şaka bir yana Güneş biz ne bok yiyeceğiz şimdi." dedim.

"Bir bok yemeyeceğiz bizi bulmaları kolay ama polislerin zor kızım kendine gel, sen Ekin Sağlamın eşi olacaksın ve kendimi de katmam lazım ben de kardeşiyim bizim sırtımız gelmez." dedi ve ayağa kalktı beni de kaldırdı.

İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin