"Tüm okul Konferans solonuna!" Müdürün anonsu ile herkes birbirine bakıp neler olduğunu sormaya başlamış ve bununla beraber konferans salonuna ilerlemeye başlamıştı. Yeroin anlamadığı için iri gözlerini etrafta dolaştırıyordu ancak yaşadığı gerginlikle ne yapacağını bilmiyordu Yanan nerdeydi?
"Hey!" Birinin ona seslenmesiyle bakışlarını ona yöneltti. Yeroin kaşlarını çatarak ona baktı. "Transfer öğrenci olmalısın. Konferans salonuna gitmeliyiz." Yeroin karşısındaki çocuğun bir kısmını anlayabiliyordu. Konferans neydi Tanrı aşkına!
"Ha~! Şimdi anladım. Dediğimi anlamıyorsun. Nereli olduğunu söylersen sana yardımcı olabilirim." Çocuk büyük bir şey keşfetmiş gibi ağzını açtığında anladığı dilden konuşmaya başladı. Yaklaşık 1 yıl dil üzerine eğitim almıştı.
"Orası nerde?" Yeroin Korece konuştuğunda arkasını dönüp gidecekken çocuk koluna dokunup onu durdurdu. Cevap vermeyince genç kız sinirlenmişti. "Beraber gidelim. Kaybolabilirsin,okulumuz tahmin edemediğin kadar büyük ve karışıktır." Kafasını hafifçe salladığında çocuk kibarca gülümsemişti. Çekingen ve içe dönük bir yapısı olduğu belliydi.
İkisi beraber konferans salonuna girdiğinde Yeroin büyük alanı gördüğünde gözlerinin şaşkınlıkla açılmasına engel olamamıştı. Burası Meclis kadar büyüktü! Çocuk onun bu tepkisine kıkırdadığında arkalara doğru ilerlediler.
Genç oğlan en sonunda iki kişilik yer bulduğunda oraya doğru ilerlemişlerdiki kedi gözlü oğlan kapmıştı bile. Yeroin somurtunca kediyi andıran çocuk konuştu.
"Selam!" İkisi tokalaştığında yanındaki çocuk hiç bozuntuya vermemiş gibi arkadaşı ile tokalaştı. Dürüst olmak gerekirse Jung Jaehyun'un kafayı sıyırmış bir psikopat olduğunu düşünüyordu. Kısa bir sohbetin ardından kedi gözlü oğlanın gözü dostunun arkasındaki kızı bulmuştu. İri gözleri ile etrafı izliyordu. Bu takıntılı herifin yanında ne işi vardı?
"Hey,sen buraya otur,ben başka yer bulurum." Kedi gözlü çocuk sertçe Jaehyun'a baktıktan sonra gözlerini devirdi,saf ayaklarına yatmasını sindiremiyordu. Genç oğlan arkalara doğru gittiğinde Yeroin tam oturacakken kedi gözlü oğlan sertçe çantasını koyarak buna engel oldu. "Burası dolu." Kedi gözlü asi çocuk ona 'ikile' bakışları atmaya başlayınca pes edip uzaklaştı. İri gözleri genç kızı korkutmaya yetiyordu.
Taeyong cevap vermeyip,hemen pes etmesine şaşırmıştı. Ancak şaşkınlığını belli etmeyip sertliğini korumuştu. Cidden yıpranmış birine benziyordu. İlk tespiti;şişmiş gözleriydi.
Yeroin hiçbir şey demeden ayakta duran öğrencilerin yanına ilerlediğinde şakalaşan insanları izliyordu. Eski arkadaşlarını özlemişti,zamanı geri alma isteğini bastıramıyordu.
"Neden ayaktasın?" Jae ayakta duran genç kızın yanına gelince omuzlarını silkti. "Oturmak istemedim." Yalan söylediğinin farkında olan genç olan kafasını yavaşça sallayıp genç kızın yüzüne baktı. Doğru ya daha tanışmamışlardı. "Ben Jung Jaehyun." Yeroin ona uzatılan ele bakarak gülümsedi. "Wong Yeroin." Elini sıktığında Jaehyun gülümsedi. Ellerinin küçüklüğü hoşuna gitmişti.
Yeroin bir kaç saniyeliğine çocuğun yüzüne baktı. Ortam garip bir havaya bürünmüştü.
Jaehyun sırtını ahşap duvara yaslayıp kıza baktı. "Seni bu okulda seven kadar sevmeyen de olacak. O yüzden sana tavsiye sadece arkadaşlarını iyi seç." Jaehyun'un bunu demesiyle Yeroin kafasını salladı. Bunları diyeceğini zaten biliyordu."Özel bir lise olsakta burası tehlikeli. Geldiğin yerden haberleri olmasın." Yeroin şaşkın gözleri ile onun yüzüne bakıyordu. Nereden öğrenmişti?
"Nerden biliyorsun?" Endişeyle sorduğunda çocuk gülümsedi. Ancak masum bir gülümseme değildi. "Sihir." Bir şey demesine izin vermeden hızlıca çekip gitti. Düşünceli hali ile kürsüye döndü. Umarım bunu koz olarak kullanmazdı.
Yeroin,Jaehyun'un takıntılı bir psikopat olduğunu bilse asla onunla konuşmazdı.
"Ah,iyisin." Yanan nefes nefese kalmış bir şekilde ellerini dizine koymuştu. Yeroin'i bulamayınca telaşlanmış büyük salonu gezmişti. "Çok korktum!" Yeroin'in omuzuna ellerini koyup yüzüne dikkatlice baktı. Fiziksel bir hasar yemesi an meseleyisiydi. Yaklaşık 5 metre uzaklıktaki kız grubunun Yeroin'i sıkıştırmaları an meselisiydi ya da hemen yanınında bulununan genç oğlanların. Ya da Yanan paranoyaktı. Genç oğlan askerliğin vermiş olduğu şüpheyle her an dikkatliydi. "Ben iyiyim abi."
Yanan'ın gözleri sonuna kadar açıldığında duyduğu şeyin doğru olup olmadığını tartmak için kafasını ona yaklaştırdı. Genç kız onun bu haraketi ile hafifçe dudakları yukarı kıvrıldı. "Ne dedin sen?"
"Abi."
"İnanmıyorum! Sonunda." Ellerini yumruk yapıp sevindiğinde Yeroin elini ağzına götürerek kahkaha attı. Bu kadar sevineceğini bilse daha önceden de yapardı.Onlar sevimli bir şekilde sohbet ederken keskin gözlere sahip olan çocuk dikkatlice ikisine baktı,istemeden dikkati oraya yöneliyordu. Konuştuğu uzun boylu çocuk ile birbirlerine kur yapıyorlardı. Taeyong sinsice gülümsedi,flört ediyorlardı.
Bu sadece Taeyong'un fikriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racism | Lee Taeyong ✓
FanfictionTaeyong ne kadar soğuk gözüksede çok merhametliydi ancak yanlışlıkla bazı hatalar yaptı,sadece yanlışlıkla. "Gülümsediğinde kalbimde oluşan hissi bilmiyorsun." -Taeyong @thelivarina| 2020 Lee Taeyong. ✓ Tamamlandı.