2.0

889 113 32
                                    

Önümdeki birayı hiç düşünmeden diktiğimde acı tadın boğazımı yakması ile yüzümü buruşturdum. Canım yanıyordu ve unutmak istiyordum. Sinirden ellerim ve bacaklarım titriyordu,titrememi durdurmaya çalışıyordum ama durduramıyordum. Ondan hoşlanmaya başladığımda her şey güzel gelmeye başlamıştı,tabi bunu düşünmem bile saçmaydı.

Bir şeyler olacağını anlamalıydım. Büyü bozulmuştu,her şeyin bu kadar güzel olmasından bir şey olacağını anlamalıydım.

Kurumuş olan dudaklarımı yaladım. Nerdeyse çatlayacaklardı. Gözlerimi kapattığımda Jaehyun'un dediklerini düşündüm ve ondan sonra onu yargılayışımı.

Hırsımı nasıl da ondan almıştım,nasıl yargılamıştım onu. Nasıl da nefretimi kusmuştum. Kendimi durduramamıştım,özür dilerim anne. Kaba olduğum için özür dilerim. Başkalarının önünde onu rencide ettiğim için özür dilerim. Bunu yapmamalıydım ama kendime yediremiyorum.

Onu ağlattığım için kendimden nefret ediyordum. Daha ona açılamamışken her şeyi mahvetmiştim,hiçbir şey başlamamıştı bile. 

Tuhaftı; sahip olmadığın birini kaybetmek.

Kızgındım,kırgındım,kendime sinirliydim ve ne yapacağımı bilmiyordum. Bu hisler beni paramparça ediyordu.

Genç oğlan duyduklarını yedirememiş olacakki Jaehyun'u sertçe itti. "Sen ne dediğinin farkında mısın?" Sinirle bağırdığında koridordaki tüm bakışlar ikisine yönelmişti bile. Hatta bazıları kavgayı daha net görebilmek için yakınlaşmıştı. "Taeyong-shii~ duyduklarını yediremedin mi yoksa?" Alaycı bir tonda konuştuktan sonra dudaklarını büzdü.

Jung Jaehyun,kötü rolünü gerçekten iyi oynuyordu. "Yalan söylüyorsun." Zorlukla yutkunduktan sonra başını iki yana salladı. Kabul etmek istemiyordu. Boğazında bir yumru oluşmuştu ve içinde adlandıramadığı bir his vardı.

İntikam,kırgınlık belki öfke? "Lee Taeyong,ben yalan söylemem." Jung Jaehyun gülümseyerek etrafındaki topluluğa baktı. Çember şeklindelerdi ve sadece ortada ikisi vardı.

"Başrol oyuncumuz da burada! Wong Yeroin..." Yeroin,anlamsız gözlerle ikisine bakıyordu ancak umrunda olan kişi Taeyong'tu. Neden ona yabancı biriymiş gibi bakıyordu? Bakışmalarını bölen şey Jaehyun'un konuşmasıydı.

Taeyong,kandırılmış gibi hissediyordu. Ona yalan söylemişti. Yeroin yavaş ve kararsız adımlarla ikisinin yanına ilerlediğinde Jaehyun psikopatça eğilip Yeroin'in yere eğik olan yüzüne baktı. "Korkma... seni yemeyeceğim." Genç kız kafasını onu görmeyecek şekilde yan çevirdi. Jaehyun,iğrençti.

Taeyong bir anda Jaehyun'u ondan iterek uzaklaştırdığında tiksenircesine kıza baktı. Ve baş parmağını sertçe omzuna koydu. "Yalancı." Göz bebekleri titriyordu. "Bana bak!" Sesini yükselttiğinde Yeroin korkakça ona baktı. Saf rolleri yapması Taeyong'u çıldırtıyordu. Baş parmağına tüm kuvvetini vererek omzundan ittiriyordu.

Yeroin,o kadar aşağılık hissediyordu ki... Kimseye güvenmemeliydi. Bunu bir kez daha öğrenmişti.

"Sende mi o piçlerdensin? İnsanları öldüren,aileleri ağlatan,zorbalık yapan katillerin çocuğusun... sizin gibiler ölmeyi hak ediyor."

İğrenircesine yüzüne konuşuyor ve herkes onları hem şokla hem de merakla dinliyordu. Herkesin aklındaki soru; Wong Yeroin ne yapmıştı da Lee Taeyong'un nefretini bu kadar ağır kazanmıştı?

"Sizin yüzünüzden katliamlar oluyor..." delirmiş gibi gülmeye başladığında Yeroin ona anlamsız gözlerle baktı. "Çinliler ölmeli... hepiniz aynısınız; yalancısınız,sahtekarsınız,katilsiniz-"

"Lütfen,dur." Dolu gözlerle ona baktı,titreyen sesinden ağladığı anlaşılıyordu. Yeroin bu kadarını hak etmiyordu. O kötü bir insan değildi. Ülkeyi yönetenler yüzünden bunları yaşamak zorunda değildi. Gururu inciniyordu. Taeyong onun yüzüne eğildiğinde alaycı ve öfke saçan gözlerle baktı.

Karşısındaki Lee Taeyong gitmiş onun yerine başka biri gelmiş gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karşısındaki Lee Taeyong gitmiş onun yerine başka biri gelmiş gibiydi. "Şimdi de benim sözümü kesiyorsun ha?" Dişlerinin arasından konuştuğunda gözleri birbirlerine kitlenmişti resmen.

Yeroin kendi içinden tekrarlıyordu; güçlü olmalısın.

"Burası Çin değil Yeroin! Ona göre davran."

Çantasından çıkarıp ona hediye aldığı küreyi yere atarak kırdı. "N-ne yapıyorsun?" Nutku tutulmuştu. O ne yapmıştı öyle? Ona değer verdiğini göstermek için aldığı hediyeyi kırmıştı. Bu...çok kabacaydı,bunu istemiyordu.

"S*kik hediyeni istemiyorum." Küfürlü konuşması ile sertçe yutkundu. Burdan kaçabilir,ona cevap verebilirdi. Ama bunların hiçbirini yapmadı. Korku her şeyi yaptırıyordu.

Uyarırcasına konuştuktan sonra Yeroin dayanamayıp gözlerini sıkıca yumduktan sonra Taeyong onun bembeyaz yüzüne baktı. Bir an yumşasada anne ve babasını hatırladı. Asla,asla affetmeyecekti. Taeyong onun yüzüne düz bir şekilde bakmaya devam etti.

Genç kızın kulakları uğulduyordu,psikolojisi uzun zamandır kötüydü ve bu travmadan sonra ağırlaşacak gibiydi.

"Yeroin... hepiniz ölmelisiniz." Son kez yüzüne sinirle baktığında omzuna çarparak gittiğinde şoka uğramış bir şekilde etrafına bakıyordu. Herkes ona aşağılarcasına bakıyor ve hakkında konuşuyorlardı.

"İkiyüzlülükle başa çıkmayı öğren." Jaehyun ona tavsiye verirmiş gibi konuştuğunda umursamazca arkasını dönüp gitti. Jaehyun haklıydı. Herkese güvenmemeliydi.

"İnanmıyorum! Çinli miymiş?"
"Bir daha nasıl okula gelecek?"
"Çok utanç verici... ben olsam kaydımı aldırırdım."
"O kız ona yapılan her şeyi hak ediyor. İlk geldiği günden beri bir terslik sezmiştim zaten."
"Kafasını tuvalete sokmaya ne dersiniz?"
"Okuldan atılmalı..."
"Lee Taeyong her zaman haklı!"
"Çinli olmasa onunla sevişebilirdim ancak tercihlerim arasında Çinliler yok."
"Ağır olmadı mı?"
"Bence ona yapılan her şeyi hak ediyor."
"Kore'ye gelmesi başlı başına büyük bir hataydı."
"Spor yaparken kıyafetlerini çalalım ve gün boyunca donsun!"
"Çok iyi fikir. Donarak ölecek değil Ya..."
"Bende kafasına yumurta atmak istiyorum."
"Sert bir şey atalım ki ölsün!"
"Hahah~! Çok komiksin Niho!"

Kafasını eğdi,gözlerini düşürdü ve elleriyle gözlerini kapadı. Omzundaki çantasından destek alarak önemli derslerini düşünmeden hızlıca çıkışa doğru koştu.

Sadece oy atmanızı istiyorum. Emeğimin karşılığını almak. Oy atmak bu kadar zor olmamalı. Oy atanlara teşekkür ederim.

Racism | Lee Taeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin