Bana kareografiyi anlatıp,gösterdiğinde şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Haraketler o kadar keskin ve zorduki,bu çok zordu. Yapabileceğimden emin bile değildim.
"Anladın mı? Mimiklerini çok iyi kullanmalısın." Bana dans haraketlerini göstermeye başladığında heyecandan derin nefesler alıyordum. Sebepsiz yere heyecanlanmak mı? Harika.
Stüdyoda sadece ikimiz vardık,bu düşünce bile beni geriyordu.
"Hayır öyle değil." Yanıma geldiğinde belimden tutup duruşumu düzelttiğinde dokunuşuyla kaskatı kesildim. Dediği şeyi yaptıktan sonra haraketi birlikte yaptık ama bir sorun varmış gibi bedenime baktı. Sorunu bulmuş gibi gözlerini açtıktan sonra elini ensesine götürüp kaşıdı. "Kalçanı... biraz kırar mısın?" Gözlerini kaçırdığında dediğini yaptım. Çok utanç vericiydi. Benim burada ne işim vardı?
Haraketi yaptıktan sonra sevinçle ellerimi çarpıp zıpladım. Taeyong'a baktıktan sonra hafifçe bana güldüğünü fark etmiştim. İlk defa bana gülmüştü. Dans ederken tam bir canavar gibiydi. Sürekli beni azarlayıp duruyordu. Dans edememek benim suçum değildi.
Koltuğa yatıp pozisyonumu aldıktan sonra Taeyong müziği başlattığında bir kediyi canlandırıyordum. Konseptimiz Cat-Dog'du. "Öyle yapmayacaksın! Bir kedi gibi 'mr'la elini yalamış gibi yapacaksın işte ne kadar zor olabilir ki!? Hiç kedi görmedin mi? Ah cidden~"
üzgünce ona baktıktan sonra bacaklarımdan tutup yan çevirdi. "Ne yapıyorsun?" Bacaklarımı elliyordu yahu! Şaşkın gözlerle ona baktığımda o da ne yaptığının farkında varmış gibi ellerini bacaklarımdan çekti. "Sadece duruşun yanlıştı." Yutkunup bana baktığında elini çenesinin altına koydu.
"Hayır kediyede benziyorsun peki neden rol yapamıyorsun?" Sinirle konuştuktan sonra kaçan müziği yeniden başlatıp bu sefer dediklerini tam anlamıyla yapmaya başladım.
O sadece beni izliyor ve kontrol ediyordu. Kendisinin daha sonra yapabileceğini şuan asıl benim önemli olduğunu söyleyince kabul etmiştim. Nefes nefese kalmış bir halde bitirdiğimde beklenti gözlerle ona baktım. Sanki seçmelere giriyordum! Kendisi kediye benziyordu neden o kedi olmamıştı ki?
Daha kareografinin ilk bölümündeydik ve ben şimdiden çok zorlanmıştım. Daehwi umarım kendini camdan aşağı atardı. "Fena değil."
Kız ona ışıltılı bir gülümseme sunduktan sonra Taeyong gülüşüne takılı kalmıştı. Kara kalemde çok güzel çizileceğini düşünmüştü. Genç kızı gereğinden fazla izliyordu.
Işıl ışıl parlayan gözlere baktı. Kuru pembe dudaklarını yavaşça ıslatmıştı. Bütün düşünceler onu tokatlıyordu. Taeyong kafasını iki yana sallayarak kendine geldi. Koreografinin en zor kısımlarından biriydi. Aslında onun için basitti ama karşısındaki kız bir yerini incetebilirdi. Kareogrefiyi ona anlattığında kız şaşkınlıkla gözlerini açtı. Cidden kediye benziyordu.
"Hazır mısın?" Kız kafasını hızlıca salladığında Taeyong geri saymaya başlamıştı bile. "3,2-" daha saymadan kucağında bir ağırlık hissetmesiyle bedeni kaskatı kesildi. Tamam,o da buna hazır değildi. Yakın olan yüzleri Taeyong'un tüm dikkatini dağıtırken belini sarmalayan bacakların daha sıkılaştığını hissetti. Gereksiz bir şekilde yakınlardı.
"Burda yavaşça kendini yere atıp,ters takla atmam gerek." Zorlukla konuştu. Ensesine değen ellerinden geçen elektriği çok net bir şekilde hissetmişti.
"Ah,bunu yaparsam bir yerim kırılır."
"Sende burda durmaya devam ettikçe kötü şeyler olacak." Sessizce mırıldanması ile dediği şey ile kendine hayali bir tokat attı. Neler hayal ediyordu kendisi böyle?"Efendim?" İyice aptallaşmaya başlamıştı.
"Yok bir şey." Telaşla onu geçiştirdiğinde tenlerinin birbirine değmesi onu sebepsiz bir şekilde heyecanlandırmıştı. "Seni yavaşça yere bırakacağım tamam mı?" Kızın kollarından tutup onu yere bırakması ile karnındaki doluluk geçmişti. Genç kız hiçbir şey yapmamasına rağmen nefes nefese kalmıştı ya da deminki yakınlıktan. Hop diye adamın kucağına atlamıştı resmen!
Taeyong yerdeki kıza baktı giydiği bol kapşon köprücük kemiğini oldukça belli ediyordu. Açık dalga kahverengi saçları dağılmış ve bazı telleri yüzüne düşmüştü. Taeyong bir sanat eserine baktığını hissetti.
Daha çok burada onunla yalnız kalırsa hiç yapmak istemeyeceği şeyleri yapmaktan korkuyordu. Ne diye Yeroin ile eş seçilmişti ki? Kızın yan profiline baktığında yüzünde olan tırnak izlerine baktı. Anında aklına düşen senaryoları durduramamıştı. Kendisine zarar mı veriyordu yoksa birisi mi zarar veriyordu? Sıkıntıyla nefesini verdi.
Onun hakkında her gün yeni bir şey keşfediyordu.
"Ters takla atabilirim ancak nasıl kendimi yere atacağım~?" Masumca dudaklarını büzerek sızlandığında Taeyong nefesini toparlamaya çalıştı. "Çokça çalışacağız merak etme. Daha zamanımız var."
Taeyong içinde hareketlenen şeyleri hissediyordu. Daha önce başkaları ile de dans etmişti içlerinde kız da bulunuyordu. Üstündeki bu gerginlik neyin nesiydi. Hem belliki kızın erkek arkadaşı vardı,yavşak bir erkek olarak anılmak istemiyordu. Ondan hoşlanıyor değildi ya,heyecanlanması normaldi sonuçta o bir erkekti.
Bedenine ve duygularına hakim olmalıydı,en sağlıklısı buydu.
-dans bu arkadaşlar-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racism | Lee Taeyong ✓
FanfictionTaeyong ne kadar soğuk gözüksede çok merhametliydi ancak yanlışlıkla bazı hatalar yaptı,sadece yanlışlıkla. "Gülümsediğinde kalbimde oluşan hissi bilmiyorsun." -Taeyong @thelivarina| 2020 Lee Taeyong. ✓ Tamamlandı.