"S*ktir,yeni kız bizim sınıfa geliyormuş." Yuta'nın sesli küfürü ile sınıf coşmuş aynı zamanda kaos çıkmıştı. Taeyong ise sadece umursamaz gözlerle etrafındaki gerizekalıları izliyordu. Evet,sınıfının tamamen gerizekalı olduğunu düşünüyordu. Bunu dile getirmekten de asla çekinmiyordu. "Aptallar." Sessizce mırıldanması ile önündeki sarışın kız arkasını döndü. "Bir şey mi dedin?"
"Neden her şeyi üstüne alınmak zorundasın?" Sarışın kız gözlerini devirerek önüne döndü. Taeyong bu okulun umursamaz,yakışıklı çocuğuydu. Kötü çocuk tavırları ise kızları daha çok çekiyordu ve bir çok erkeğin nefret edilenler listesinde 1 numaraydı. Aslında kötü bir çocuk değildi. Dış görünüşü ve sivri dili yüzünden insanlar onu öyle tanıyordu. Sadece bir kez çok sinirlenip aynı anda iki çocuğun kafasını tuvalete sokmuştu o kadar.
"Sessiz olun,geldi!" Yuta'nın uyarışı ile tüm sınıf normal havasına büründü. Yavşak Yuta heyacanını çok belli ediyordu. Ne kadar yakın arkadaş olsalarda yavşak herifin tekiydi. Jaehyun ise bakışlarını kapıya dikmiş kızı bekliyordu. Taeyong işkilleniyordu.
Genç kız kapıdan tüm güzelliği ile girdiğinde erkekler sıcak havada esen rüzgarı yüzlerinde hissetmiş,
kızlar ise kafasında şimşekler çaktığını hissetmişti. "S*ktir ya. Yuh." Yuta'nın ağzından çıkan küfür ile Yeroin şaşkınca ona baktı. Bacakları tir tir titriyordu. "Serinledim!"Bakışlarını kırmızı saçlı çocuktan çekince sıralara baktı. Acilen boş yer bulması lazımdı. Gözleri yer aramak için bir yerde durdu. Kafasını kaldırıp çocuğa baktığında konferanstaki kedi gözlü çocuğu gördü. Sert gözlerini yeniden kendisine dikmişti.
Rahatsız hissetmekten alıkoyamıyordu. Ve asla onun yanına oturmazdı. Ondan korktuğunu kabul ediyordu çünkü gri saçları ve sert bakışları insanı korkutmaya yetiyordu. "Boş yer var mı?" Sessizce sorduğu soru ile kırmızı saçlı çocuk oturduğu yerdeki çantayı fırlatıp pişkince gülümsedi. "Artık var."
"Ben Yuta." Sevimli bir şekilde kendini tanıttığında Yeroin zorlukla gülümsedi. Etrafındaki sıcak insanlara rağmen en arkadaki çocuk tüm soğukluğu ile onu kaskatı yapmaya yetiyordu. "Bende Siheon." Tavşan dişli kız elini uzattığında gülümseyip elini sıktı.
Yabancılık çekmekten alıkoyamıyordu. Bakışlarını yere indirip çantasını sıraya koyunca herkes şaşkınlıkla ona baktı. İnsanlar kaba olduğunu düşünmekten alıkoyamamıştı. Hepsinin aklındaki düşünce 'Burnu havada.' Bir kız olduğunun yönündeydi.
"Hoca geliyor." Siheon denilen kız bağırdığında herkes telaşla yerine oturdu. Öğretmen olduğunu tahmin ettiği kişi çantasını masaya koyduktan sonra herkese selam verdi. Dalmış bir şekilde yere bakan kızı gördükten sonra kaşlarını çattı. "Hocam yeni öğrenci var!" Her öğrencinin yapacağı klasik bir haraketti bu. Yanındaki çocuğun bağırışı ile korku ile irkilmişti.
"Merhaba,nerden geldin?" Orta yaşlardaki kadının sorduğu soru ile dili tutulmuş bir şekilde duruyordu. Tüm sınıf meraklı gözlerle kıza bakıyordu. Kızın korkudan kanı çekilmişti resmen elleri titriyordu. "Tatlım,iyi misin?" Hızlıca zar zor ayağa kalktığında çantasını kapıp sınıftan koşarak çıktı. Arkasında şaşkınca ona bakan bir sınıf bırakmıştı.
Lee Taeyong onun ilgi çekmek için elinden geleni yapan biri ya da kafayı yemiş bir kız olduğunu düşündü. İkisinden biriydi. Böyle saygısızlıklara tahammülü yoktu. Kendisi her zaman büyüklerine karşı saygılı olmuştu,büyüğü ona saygılıysa.
Etrafta kırık bir kalple ortalıkta geziyordu. Yanan arabanın camından baktığında kızı gördüğünde hızlıca arabadan çıkıp onun yanına koştu. "hey,iyi misin?" Tuttuğu beden tir tir titriyordu. "Bırak beni!" Bütün gücü ile onu ittiğinde kızarık gözler işe karşılaştı. "Neden ağlıyorsun?" Kız dudaklarını büzüp göz yaşlarını akıtmaya başladı. Canı yanıyordu,duyguları o kadar birbirine karışmıştı ki. Kendi ülkesinden utanmak gururunu kırıyordu.
"Ruhum umutsuzluğun yeni bir boyutunu yaşıyor!" Kız saçlarını çekiştirmeye başlayınca oğlan onu ellerinden tutup sakinleştirmeye çalıştı ama bu imkansız gibiydi. Kendisine zarar veriyordu.
"Her şeyimi kaybettim!" Babamı,annemi,evimi,arkadaşlarımı,benliğimi. Kaybetmeye devam ediyorum,durduramamıyorum!" Kız çıldırmış gibi göğsüne yumruklar atıyor,aynı zamanda ağlıyordu. "Sakin ol!" Yanan'ın bağırışı ile Yeroin transtan çıkmış bir şekilde oğlana baktı. Sarfettiği efordan dolayı derin nefesler alıp veriyordu.
Göz göze geldiklerinde oğlan kızın gözlerindeki umutsuzluğu gördüğüne yemin edebilirdi. Ve genç kızın bu durumda olmasına üzülüyordu. Ellerini kızın yüzüne koyduğunda bir eliyle yavaşça saçlarını okşadı. "Hiç geçmeyecek gibi canım acıyor." İnsanın babasını kaybetmesi acı bir şey olmalıydı. Hele babasına aşık bir kız iseniz.
Taeyong dersi dinlemek yerine pencereden dışarı izliyordu. Kız sınıfı terk ettikten sonra hoca hiçbir tepki vermeden derse başlamıştı.
Sinir krizi geçiren kızı dikkatlice izliyordu. Onun kalbini kıran şey neydi? Neden sürekli endişeli gözler ile etrafa bakıyordu? İnsanlar ile konuşurken göz bebekleri sürekli titriyor ve yutkunuyordu. Onu incelediğinin farkındaydı.
Ağlak küçük bir bebek gibi olduğunu düşünmekten alıkoyamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racism | Lee Taeyong ✓
FanfictionTaeyong ne kadar soğuk gözüksede çok merhametliydi ancak yanlışlıkla bazı hatalar yaptı,sadece yanlışlıkla. "Gülümsediğinde kalbimde oluşan hissi bilmiyorsun." -Taeyong @thelivarina| 2020 Lee Taeyong. ✓ Tamamlandı.