"Bu halin ne?" Genç kız katiyen konuşmuyordu,transa geçmiş gibi boş gözlerle abisine bakıyordu. Abisi ise telaştan ölecekti. "Biri bir şey yaptı di mi?" Sinirle dudağını ısırıp sephaya tekme attığında elin kafasına koydu. "Seni yalnız bırakmamalıydım. Çok aptalım!" Kendini suçlayıp duruyordu ve bu Yeroin'in daha da üzülmesine sebep oluyordu. "Senin suçun değil..." kısık sesiyle Yanan bakışlarını genç kıza çevirdi.
Morarmış boynu,yırtık tişörtü,bileğindeki morluk ve patlamış dudağı her baktığında başından aşağı su dökülmesine sebep oluyordu.
Kim onu bu kadar hırpalamıştı? Aklına gelen ilk kişiyle sinirle konuştu. "O sana çelme takan çocuk değil mi? Onu öldüreceğim!" Arabanın anahtarını alıp kapıdan çıkacağı an genç kız güçlükle onu tuttu. "O-o değil!" Zar zor konuşuyordu ve yaşadığı travmadan dolayı bacakları tutmuyordu.
"Lütfen annemi bana getir..." sessizce ve ağlayarak söylediği şeyle Yanan kalbinin kırıldığını hissetti. En çok ihtiyaç duyduğun yerde anneninizin olmaması acıtıyor olmalıydı.
Daha fazla dayanamayıp duvara çöktüğünden yüzünü dizlerine gömerek ağlamaya başladı. Yanan onu iyileştirmek istiyordu. Ama nasıl yapacaktı?
Saçlarını onu iyileştirmek istercesine okşadığında burukça gülümsedi. Bu berbat durumda bile onu mutlu ediyordu,Yeroin güzel bir etkiye sahipti. "Uyumak ister misin?" Kız yavaşça kafasını salladığında Yanan elimin birini bacaklarının altına birini ise sırtına koyarak kucağına aldığında genç kız yüzünü göstermemekte ısrarcıydı. Yorganı zar zor açtığında kızı kibarca yerleştirip üstünü örttü.
Aniden gözleri kapanınca Yanan ona gülümsedi. Saçlarını okşadı. "Güçlüsün." Ona hayranlık beslememek elinde değildi. "Abi..." sessizce mırıldandığında Yanan merakla kulağını dikti. "İyiki varsın."
Oğlanın gülüşü aniden solunca kalbinin hızının arttığını hissetti. Bu düşünce yanlıştı,yanındaki kız mışıl mışıl uyuyordu,tatlıydı ama onu abisi olarak görüyordu. Birlikte olmaları imkansız gibi bir şeydi. Çöktüğü yerden kalktığında Yeroin elini onun elinin üstüne koydu. "Bu gece beni yalnız bırakma." Onu yalnız bırakmak istemiyordu ya da sadece bu bir bahaneydi.
Genç kız duşa girdiğinde sıcak suyu sonuna kadar açmıştı. Pis hissetmesine engel olamıyordu. Vücudunu temizlemek için aldığı keseyi yumuşak bir şekilde tenine sürterken aklına dünki sahneler dolmasına engel olamadı. Sahneler yavaşça aklına doldukça teninin üzerindeki baskısı artıyordu,aynı zamanda görüşü bulanıklaşıyordu.
Tenini kanatacak duruma gelmişti,acıyı hissetmiyordu. "Temizlenmeliyim." Kendini kaybetmişti.
"Bir öpücük yüzünden böyle mi yapıyorsun?" O aklından çıkmıyordu,zihninde yer edinmiş gibiydi. Vücudu ondan bağımsız bir şekilde keseyi zemine atarken elleriyle saçlarını çekiştirdi. Kafasındaki sesler durmaya başlayınca sımsıkı kapattığı gözlerini kırpıştırarak açtı.
Kendiside biliyordu,psikolojisi çökmüş durumdaydı.
Kaynar su ve sertçe kazımaktan kızaran bedenine baktı. Bedeni sızlıyordu,havluyu yavaş haraketlerle vücuduna sardı. Bu nereye kadar devam edecekti,nereye kadar delirmeye devam edecekti? Çenesi titremeye başlarken yutkundu.
Ne olursa olsun pes etmemeliydi.
-
"Sende mi geliyorsun?" Yanan genç kız üstten bir bakış attığında gözlerini bahçede gezdirdi. O p*çi bulup acilen dövmeliydi. "Seni yalnız bırakamam bundan sonra." Genç kız anlayışla kafasını salladıktan sonra ikiside sınıfa doğru ilerliyordu.
Kızın korkak ve kararsız adımları dikkatini çekmişti. Dün üstüne o kadar gitmemişti ancak bu durumun üstünde oldukça duracaktı. "Kim?" Yeroin adımlarını durdurup korkakça ona baktığında Yanan derin bir nefes aldı. Sabırlı davranmalıydı. "Kim yaptı söyle." Sertçe konuştuğunda sol kolundan sarkan askısını düzeltti. Gözlerini kaçırıyordu.
Ellerini omuzlarına koyduktan sonra güven vermek istercesine ona baktı. "Söyle..."
"Söyleyemem yoksa gerçekten kim olduğumu herkes öğrenir ve... okul hayatım cehenneme döner bunu istemiyorum." Hararetli bir şekilde konuşurlarken Yanan gözlerini kıstı. "Seni tehdit ediyor... neden bunu söylemedin!" Kız suçluluk duygusuyla başını eğdi.
"Özür dilerim." Bu kadar tatlı olması adil değildi,tüm kalkanı iniyordu.
Taeyong duvarın arkasına saklanmış ve konuşulanları dinliyordu. Jaehyun onu tehdit mi etmişti? Ne diye tehdit edebilirdi ki! Dün onu dövdüğü yetmemiş gibi şimdi de başına bu çıkmıştı.
Kız gittikten sonra kendine yediremeyip koca yumruğunu yüzüne indirmişti.
"Sen öldün." Yumruğunu Jaehyun'a geçirdiğinde hafif sarhoş olan çocuk yere düşerek inledi. "Ah~ acıttı." Hala dalga geçmesini yediremiyordu. Acımasız yumruklarını yüzüne indirirken kendini kaybetmiş Olması olasıydı.
"Taeyong..." kanla dolu yüzüne tiksinircesine baktı. Ellerini yakasına götürerek onu sarstığında gülümsüyordu. "Ne var p*ç kurusu?"
"İstediğim şeyi almak için yapmadığım şey yoktur,bunu en iyi sen biliyorsun." Kıkırdağında Taeyong hala ona inanmaz gözlerle bakıyordu.
"Sen demin ne yaptığının farkında mısın? Demin bir kıza taciz ettin! S-sen iğrençsin!" Kendini alamayıp sert tekmesini karnına geçirdiğinde Jaehyun öksürmekten boğazının acıdığını hissetti.
Arkasını dönüp gideceği anda sözleri onu durdurmuştu. "Bir kız için beni hırpalandığına inanamıyorum."
"Kim olsa aynı şeyi yapardı. Yaptığının normal bir tarafı yoktu." Arkasını dönmeden söylediği sert sözlerle Jaehyun kaşlarını kaldırdı. "Yalancısın Taeyong, bundan nefret ediyorum."
-
"Yeniden kavga mı ettiniz buna inanamıyorum." İkisinin anne ve babası kanepede mesafeli bir şekilde oturan oğullarına baktığında anneleri iç geçirdi. "Taeyong her seferinde kendine hakim olamıyorsun,Jaehyun sen ise onu kışkırtıyorsun. Aranızdaki bu çekişme ne!" Sinirle söylendiğinde Taeyong suçluluğunu belirtmek için boynunu eğdi,aslında suçlu hissetmiyordu sağlam dayağı hak etmişti.
"Özür dilerim." Jaehyun sinsice gülümseyerek sırtını gevşekçe yasladığında babası sinirle ona bakmıştı. Jaehyun her zaman patavatsız biri olmuştu,Taeyong ise olgundu. "Neden kavga ettiniz?" Taeyong huzursuzca kıpırdandığında odasına çekip gitmenin saygısızca kaçacağının farkındaydı.
"Ups~ Taeyong anlatmak ister misin?" Jaehyun dalga geçercesine söylediği şey ile sinirle yumruklarını sıktı. Jaehyun söyleyemeyeceğini biliyordu.
Oğullarının bir sapık olduğunu onlara söylemeyecekti. İnanmazlardı zaten. "Aramızda bir mesele,iyi geceler." Resmi bir ifadeyle eğilip odasına çıktığında rahatlamak için gömleğinin düğmelerini açtı. Taeyong her zaman böyleydi,ne kadar anne ve babası ile yıllarını geçirmiş olsada yaşadığı şeyler onu sertleşmiştirdi.
Yeroin'in o çökmüş hali zihnine dolunca huzursuzca iç çekti. Bu gece uyuyamayacaktı.
Yumruk attığı için eklemleri hala acıyordu. Bundan önemlisi gerçek Yeroin kimdi? Ve neyden bu kadar korkuyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racism | Lee Taeyong ✓
FanfictionTaeyong ne kadar soğuk gözüksede çok merhametliydi ancak yanlışlıkla bazı hatalar yaptı,sadece yanlışlıkla. "Gülümsediğinde kalbimde oluşan hissi bilmiyorsun." -Taeyong @thelivarina| 2020 Lee Taeyong. ✓ Tamamlandı.