0.8

979 93 48
                                    

Korkudan konuşamıyorum. Parmaklarım beyaza dönene dek yumruk yapıp sıkıyorum. Gerilen tenim canımı acıtıyor. Ayaklarım yere saplanıyor,telaşla çekmeye çalışıyorum ama nafile. Yeroin,diyor daha yakından o kadar yakın ki nefesini hissediyorum. Yanlış anlayıp anlamadığımı kaşlarımı çatıp kendimce anlamaya çalışıyorum.

"Sen ne d-diyorsun?" Yanlışlıkla kekeliyorum. Karanlık ortam beni korkutuyor. Teklif ettiği şey beni iyice ürkütüyor. Korkunç bir gülümseme sunuyor,ondan korktuğumu biliyor. "Karar ver Yeroin." Halbuki onu iyi biri sanıyordum. "Seni iyi biri sanmıştım."

"Hepimiz iyi insanlardan olduğumuzu sanarız."

Yanan'ın yanına gitmek istiyorum. Sonunda atak yapıp ondan kaçmak için koşmaya çalışıyorum ama beni yakalıyor. "Nereye gittiğini sanıyorsun?" Kolumda olan ellerini sertçe istemeye çalışıyorum ama bu onu daha çok sinirlendiriyor. "Bırak beni lüt-"

"Eğer o yanındaki herife bir şeyden bahsedersen. İşini bitiririm." Zilin çalmasıyla beni itip hızlıca merdivenlerden yukarı çıkıyor. Korkudan dolayı titreyen bacaklarım daha fazla dayanamayıp yere çökmeme sebep oluyor. Ve ağlıyorum.

Temiz hava beni rahatlatıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Temiz hava beni rahatlatıyor. Karanlık yerden çıkmanın verdiği rahatlıkla gülümsüyorum. "Işıltılı bir gülümsemen var,ama gözlerin üzgün."  Duyduğum tanıdık sesle o yöne doğru dönüyorum. Sıra arkadaşımı gördüğümde gülümsemem genişliyor. Sanırım kafayı yiyordum. Şirin gülümsemesi ile kolumu tutup beni büyük bloka sürüklüyor. "Ne yapıyorsun?" Endişeyle sorduğum soru ile koskocaman gülümsüyor.

"Seni çok güzel bir yere götüreceğim." Blokun önüne geldiğimizde insanlar dans ediyorlardı. Farklı insanlar vardı,renklilerdi. "Burası neresi?"

"Dans stüdyosu." Şaşkınlıkla gözlerim açılıyor. "Burası sıradan özel bir okul değil Yeroin. Bunlar en büyük kulüplerimizden birisi. Ve biz bu klübün parçası olacağız. En fazla 2 kulübe katılabilirisin." Telaşla ağzımı açıyorum. "Ben dans edemem!" tek bildiğim Geleneksel Çin dansıydı. Gözlerini devirip bana bakıyordu. "Bu yüzden stüdyodayız." Yeniden beni tutup içeri soktuğunda şaşkınlıkla etrafı izliyordum.

İnsanın dans etme isteğini arttırıyordu. Renkli duvarlar ve güzel dekor edilmiş blok insanı çekiyordu. "Uzun zamandır bu anı bekliyordum. Sonunda arkadaş bulabildim." Dans edebildiğini bilmiyordum. Kare şeklindeki pencereden başımı uzattığımda birkaç kızın müzik eşliğinde dans ettiğini görmüştüm. "Hoşuna gitti di mi? Dans etmek benim için özgürlük gibi bir şey. Stres atıyorum."

Daehwi ışıldayan gözler ile dans eden kızları izliyordu. Gerçekten dans etmeyi seviyor olmalıydı. Sağa döndüğümüzde Daehwi kapıyı tıklayıp içeri girdiğinde peşinden gittim. Koca bir topluluğun orada olduğunu bilseydim kesinlikle girmezdim.

Racism | Lee Taeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin