0.7

993 95 27
                                    

Güçlüklere,bir başına da olsa,karşı koyan insan kuvvetli olmalı. Ben bunu yalnız kalıp da ümitsizlik içinde olduğumu hissettiğim anlarda daha iyi anladım.

Annemi ölmüş gördüm
rüyamda,ağlayarak uyanmıştım. Benim de mi düşüncelerim olacaktı,ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?

Sınıfın en arka sırasında saklanmış bir şekilde oturuyordum. Tek yaptığım şey önümde açık olan kitabı karalamaktı. Dün sınıftan çekip gittikten sonra kimse ile konuşmamıştım. Önümde Korece satırlar kafamı karıştırmaktaydı. Öğrencilerin gülüşme sesleri kulağıma geliyor,buruk bir gülümseme yüzümü dolduruyordu. Önümdeki üç kızın ağzından çıkan laflar ile küçücük gülümsemem solmuştu. "Transferlerden birkaçı Çinliymiş!" Karşısındaki sarışın kız açılan ağzına elini siperek konuştuğunda bakışlarımı onlara diktim.

"İnanmıyorum,delirmiş olmalı!" İlk defa kendi ırkımdan utanmak gibi bir hata yapıyordum. İnsanın milletinden utanması iğrenç bir şeydi. "Koreliler'in ne kadar ırkçı olduğundan haberleri yok galiba."

"Yakında öğrenirler. Lee Taeyong bundan nefret edecek."

"Geçen seneki olan olaylardan sonra iyi şeyler olmayabilir."

"Çinliler onun adını duyduğunda kaçmalılar."

Lee Taeyong? Kim olduğunu bilmiyordum ama ondan uzak durmam konusunda bilinçliydim. Kapıdan giren kedi gözlü çocuğu gördüğümde bakışlarımı aniden çevirdim. Onu sevmemiştim. Aslında kimseyi sevmemiştim. Ne kadar samimi davransalarda maskelerinin altında yatan benliklerini tahmin edebiliyordum.

Bay Choi geldiğinde saygıyla eğilip yerlerimize oturduk. Ders fizikti,anlayacağım ise söz konusuydu. Konuşmaya başladığında herkes dikkatle dersi dinliyordu. Bir kişi hariç; kedi gözlü olan çocuk kafasını sıraya gömmüş bir şekilde uyuyordu ve hiçbir şey umrunda değil gibiydi. Gözlerimi gri mulletli olan saçlarında gezdirdiğimde hoş gözüktüğünü düşündüm.

Üzerinde olan bakışları hissetmiş olacakki kafasını bana kaldırıp baktığında önüme döndüm. Ancak bakışlarını üzerimden çekmemesi beni rahatsız etmişti. "Çok mu beğendin?" Gözlerimi yeniden ona çevirdiğimde ağzımdan 'ha?'  Nidasının çıkmasına engel olamamıştım.

Gözlerini devirdiğinde derin bir nefes aldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerini devirdiğinde derin bir nefes aldı. "Düşüncelerimde yanılmamışım." Kaşlarım bana dediğiyle çatıldı.  Hakkımda ne düşünmüş olabilirdi ki? içerisinde bulunduğum kaygı beni boğuyordu. Cevap vermemeyi seçip önüme döndüğümde çoktan derse olan ilgim uçmuştu. Ne kadar cevap versene bir anlamı yoktu,sonuç hep aynı olacaktı;ezilen ben olacaktım. 

Saçlarım gözümün önüne düştüğünde kapının sertçe çalması bir oldu. Geç kalan bir öğrencinin telaşı gibiydi. "Özür dilerim efendim. Otobüs ge-" Bay Choi'nin lafını kesmesiyle susan çocuk endişeli gözlerle ona baktı. "Şuanlık görmezden geliyorum Daehwi. Yerine geçebilirsin." Bay Choi dersi bölmek istemediğinden bunu yapmıştı büyük ihtimalle. Yoksa ona azar çekeceğini emindim.

Daehwi denilen çocuk bana şaşkın bir ifade ile baktığında gözlerimi çekmeden ona baktım. Siyah çantasını yanıma koyunca tedirginlikle dudağımı yaladım. Tek oturmak en azından daha da rahatlatıyordu. Umarım beni yerinden kaldırmazdı.

Defterini ve kitabını hızlıca sıraya yerleştirdiğinde haraket eden ellerine baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Defterini ve kitabını hızlıca sıraya yerleştirdiğinde haraket eden ellerine baktım. Sanırım insanları incelemek hoşuma gidiyordu. Ellerini sürekli avuşturup duruyordu. Gergin olduğum zamanlar bunu bende yapardım.

"Seni rahatsız etmiyorum değil mi?" Hafifçe ona eğilip sorduğum soru ile kafasını hızlıca iki yana sallayıp beni reddettiğinde yutkundu. "Hayır,hayır,insanlar genellikle yanıma oturmak istemez." Hafifçe ona gülümsedikten sonra kalemlerimle oynamaya başladım. Zaman geçmek bilmiyordu.

Yanımdaki çocuk Kafasını eğip bana baktığında hala şaşkın bakışları inmemişti. "Ben Daehwi. Adın ne?"
"Yeroin." Kısa cevabım ile kafasını salladı. Erkek güzeli olduğunu anlamamak için aptal olmak lazımdı. "İlk defa biri ile doğru düzgün konuşuyorum." Dediği şey ile şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. Hangi aptal bu çocukla konuşmamak isterdi
Ki? İnsanlar cidden aptaldı. "O zaman benimle bolca konuşacaksın."

Bana gülümsediğinde "Çok kibar-" cümlesinin yarıda kesilmesine olan sebep yan sıramızdaki kedi gözlü çocuktu. Bana karşı bir sorunu olduğunu düşünmeden edemiyordum ancak daha beni tanımıyordu ki. "Sessiz olmayı bilmez misiniz siz? Ya da o çeneni ben mi kapatayım Daehwi?" İmasıyla gözlerim sonuna kadar açılırken,Kedi gözlü çocuğun sertçe konuşmasıyla Daehwi korktuğunu belli eden bir ifade ile hızlıca önünde döndü.

Ve ders boyunca benimle konuşmadı.

Racism | Lee Taeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin