-Taeyong'un geçirdiği krizden 6 gün sonra-
"Hyung,o geldi." Elimden düşen demir kaşığı umursamadan,çantamı kapıp ayaklandım. Ancak yakamdan tutup durdurulmam bir oldu. "Sakın. Sakın,ona zarar verme." Doyoung,sert bir dille beni uyardığında hiçbir şey yapmadım.
Tek düşünebildiğim şey oydu. Geçen günler arasında onu o kadar çok özlemiştim ki,sıkı sıkı ona sarılmak ve öpmek istiyordum. Onu ne kadar sevdiğimi söylemek,kulağına sevgimi belli edecek sözler söylemek istiyordum.
Ona iltifat etmek,ne kadar güzel olduğunu söylemek istiyorken bir taraftanda anne ve babamın neden öldüğünü hatırlamam beni frenliyordu.
Ama,geçmişte yaşamak ne kadar doğruydu? Ayaklarım benden bağımsız geniş bahçeye ilerlerken,içimde bastıramadığım bir his vardı.
Pişmanlık,aşk,korku,tedirginlik,sevgi,özlem... duygularım iç içe geçmişti ve hepsi aklımın bulanıklaşmasana sebep oluyordu. Onu görmeyişim üzerine birkaç kez kriz geçirmiştim,bedenim benden bağımsız nöbet geçiriyordu.
Bahçede onu gördüğümde gözlerimin parlağında yemin edebilirdim. Farkında bile değildim,onu gördüğümde titreyen ellerim ve bacaklarım heyecanımı belli ediyordu. Bedenim korku ve endişe ile kaplanırken,kalbim şiddetli bir şekilde çarpıyordu.
Duygularımın bu derece kuvvetli olması beni korkutuyordu. Düşüncelerimi engelleyemiyordum. Sanki,onun için her şeyi yapabilirdim. Duygularım çok tehlikeyliydi.
İstesem onu görmezden gelebilirdim,ancak düşüncelerim bunun önüne geçiyordu.
Ben Yeron'i asla unutamazdım. Onsuz yaşama düşüncesi beni tedirgin ediyordu.
Tek umrumda olan sanki oydu,başka kimse umrumda değildi. Kısa sürede,nasıl birini bu kadar çok sevebilirdim? Aklım almıyordu.
Gözlerimi ondan alıp yanındakilere çevirirken istemeden kaşlarım çatıldı. Onlar kimdi? Onu daha ben gülümsetemezken onlar nasıl onu gülümsetiyordu? Kanıma dolan kıskançlık ile yumruklarımı sıktım. O kadar çok sıktım ki tırnaklarım etime geçti.
Ancak her ona baktığımda yüzündeki parlak gülümseme beni yatıştırmaya yetiyordu.
Ben onun gülüşüne aşık olmuştum.
Beni gerçeğe döndüren basketbol topu ile başımı tuttum. Cidden,o top olmasaydı saklandığım yerde dikili olacaktım. Bana korku ile bakan alt sınıfları umursamadan arkamı dönüp oradan uzaklaştım. Onlara bağırıp,vurmamı bekliyor olmalıydılar. Yapmayacaktım,kimseye zarar vermek istemiyordum.
Gözlerim dikkatle onu izlerken yanındaki arkadaşlarına el sallayıp dans bloğuna ilerlediğini fark ettiğimde adımlarım hızlıca onu tek yakalamanın verdiği mutlulukla hızlı adımlarla ilerledi.
Stüdyo kapısını açacağı anda hızlıca kolunu tutup onu herhangi bir sınıfa soktum. Katiyen nereye soktuğumu bilmiyordum ki şansıma,boş gelmişti. Bana tedirgin dolu gözlerle bakarken büyük gözleri beni büyülüyordu. Yutkunup aramızdaki anlamsız bakışmayı bölüp kaçacaktı ki omuzlarından onu kendime çektim.
"Bırak-" sertçe kendini benden uzaklaşmak için çeksede ellerim yavaşça kollarından bileklerine indiğinde gözlerini sonuna kadar açarak bileklerini ellerimden kurtarmaya çalıştı. "N-ne,ne yapıyorsun?"
Cevap vermemeyi tercih edip bileklerini açtığımda beyaz sargılarını gördüğümde gözümün dolmasını engelleyemedim. "Neden bunu yaptın? Tanrım,neden?" Sertçe beni omuzlarımdan itip koluyla gözlerini kapattığında ağladığını anladım. "Lütfen,ağlama."
"Neden bana iyi davranıyorsun?" Kızarık gözlerine baktığımda içime dolan itiraf etme isteği ile dolup taştım. "Özür dilerim." Kafamı utançla eğip zemine baktım. "Özürler,her şeyi düzeltmez."
Elinin tersi ile göz yaşlarını silip kapı koluna uzandığında kapının önüne geçerek onu engelledim. Hayır,bu sefer onu bırakmayacaktım,gitmesine izin veremezdim. Gözlerim onun kahveleri ile buluştuğunda yutkunamıyordum bile,donup kalmaktan başka bir şey yapmıyordum.
"Gülümsediğinde kalbimde oluşan hissi bilmiyorsun..." benden habersiz ağzımdan çıkan kelimelerle şaşkın bakışlarını bana yöneltti. Hislerimi itiraf etmek çok zordu,söylediğimin pişmanlığını hissederken yumruklarımı sıktım.
"Dalga geçme artık benimle! İnsanlar benimle dalga geçiyor,bana tiksindirici diyorlar... sen beni rezil ettin,bu o-olamaz." Titreyen sesi ile konuştuğunda reddedilmenin verdiği acı ile gözlerimi yumdum. Bu kadar acıtacağım bilmiyordum.
"Eğer beni gerçekten sevseydin bunu yapmazdın,yalancının tekisin. Tek amacın dalga geçmek."
Kalbime ok gibi saplanan sözleri ile arkamı dönüp gözlerimi sildim. Ağladığımı görmesini istemiyordum. "Seni sevmekten vazgeçmedim,sadece söylemekten vazgeçtim." Arkam dönükken hislerimi itiraf etmek daha kolay oluyordu. "Neden? Neden bunu bana yaptın!" Sinirle yükselen sesi ile köşeye sıkıştım.
"Bunu söyleyemem..." sessizce söylendiğimde histerik bir kahkaha attı. Onu sevdiğime inanmıyordu,benim aşkıma inanmıyordu. "Korkak..."
Arkamı dönüp elime yüzünü kavrayarak onu kendime çektim.
Hafif şişmiş gözleri yüzümü turladı. Ellerimi itmeye çalıştığında ona daha çok yaklaştım.
"Gözlerine bakarken,sen gülerken,kahkahanın tınısını duymak beni ne kadar mutlu biliyor musun? Nasıl sevemezdim seni?" Gözlerim büyük gözlerinden minik burnuna indiğinde, "Sana ihtiyacımın olduğunu hissettin mi hiç?" Gözlerini benden kaçırırken sıcak nefeslerimizin birbirine karışması aklımı karıştırıyordu.
"Sen en iyisini hak ediyorsun. Öyle ışıl ışıl parlıyorsun ki,gözlerimi senden alamıyorum."
Baş parmağım ile dudağını okşadığımda içimde istek beni kışkırtırırken kırmızı ve şiş dudakları beni benden alıyordu. Yavaşça dudaklarımızı yaklaştırırken gözlerimi yumdum. Hiçbir tepki vermiyor sadece şaşkın gözlerle tetikteydi.
Titrek nefesini dudaklarımın üstünde hissedince daha fazla kendimi tutamayıp dudaklarımı onun yumuşak dudaklarına bastırdım.
Vücudumu ele alan elektrik ile yüzünü avuçlayıp kendime daha da bastırdığımda küçük ellerini ne yapacağını bilmez bir şekilde göğsüme koydu. Dudaklarımı oynatıp üst dudağını dudaklarımın arasına aldığımda elleri beni gerginlikle itti.
"Kalbini," ondan ayrılıp konuştuğumda dudaklarına sesli bir öpücük bıraktım. "Kırdığım için,"
Bir öpücük daha.
"Özür dilerim." Sonunda dudaklarına uzun bir öpücük bıraktığımda kırmızılarımız yanaklarına baktım.
Onunla olmak istiyordum,sonsuza kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racism | Lee Taeyong ✓
Hayran KurguTaeyong ne kadar soğuk gözüksede çok merhametliydi ancak yanlışlıkla bazı hatalar yaptı,sadece yanlışlıkla. "Gülümsediğinde kalbimde oluşan hissi bilmiyorsun." -Taeyong @thelivarina| 2020 Lee Taeyong. ✓ Tamamlandı.