"Bana kendini açar mısın Jeon Jungkook?"
Dediğimde anlamaz bakışlar atıp hızlıca merdivenlerden inerken gözden kayboldu. Arkasından gideceğim sıra, annemin seslenmesiyle geri içeri girdim.
"Kızım! Ji Won arıyor." Dediğinde annemin yanına gidip elindeki telefonu aldığım gibi aramayı yanıtladım.
"Efendim Ji Won?"
"Kapının önüne gelir misin, So Young? Konuşalım biraz."
"Bir sorun mu var? İyi misin?"
"Ben iyiyim merak etme. Sadece Jungkook ile ilgili her şeyi anlatmam gerek sana. Ondan uzak durman gerek, So Young."
Kaşlarımı çattıktan sonra onu onaylayıp, telefonu kapattım.
"Anne! Ben kapının önündeyim. Ji Won benimle konuşmak istiyormuş."
"Tamam kızım, saat geç oldu. Başka yere gitmeyin."
"Tamam anne!" Deyip ayakkabılarımı giydim. Merdivenlerden koşar adımlarla indiğimde Ji Won'un kapının önündeki merdiven basamaklarına oturduğunu fark ettim. Gözüm karşı binaya gidince Jungkook'u bir balkonda bize bakarken gördüm. Ona gülümsediğim sıra göz göze geldik. Bana karşılık vermeksizin içeri girdi.
"Selam!" dedim yanına otururken.
"Selam So Young." dedi, elime yanında olan tepsiden bir fincan kahveyi uzatırken. Ona gülümseyerek ellerime hapsettim sıcacık kahveyi. Önüme dönüp tekrardan karşı binaya diktim gözlerimi.
"Jungkook'tan hoşlanıyor musun?" Diye sordu, o da önüne bakarken.
"Hoş çocuk." dedim üstünkörü.
"Onunla ilgili bir şey bilmiyorsun, So Young. "
"Anlat o zaman, Ji Won." diyerek ona döndüm. Böyle bir tepki beklemiyordu sanırım.
"O garip işte, So Young. Normal biri değil. "
Kaşlarım çatılmışken, yönümü ona dönüp sorumu yönelttim.
"Normal değil derken, neyden bahsediyorsun Ji Won?" Elimde olan sıcak kahvemi yudumladım. O da bana bakıp kahvesini içerken dudaklarını araladı.
"Baksana, doğru düzgün konuşamıyor bile. Hem davranışları da tuhaf. Ondan neden hoşlanıyorsun ki sanki?"
"Düzgün konuşamaması ve davranışları onu anormal yapmaz. Ayrıca bu sebepler, ondan hoşlanmama engel değil." Kafasını önüne eğmiş bir şekilde beni dinlerken, bana doğru dönmesini sağladım ve tekrardan konuştum.
"Ve ben ondan hoşlanıyorum, diye birşey demedim." Dediğimde yüzünde anlayamadığım bir mutluluk peyda etmişti.
"Ama hoş çocuk dedin?" Dedi kaşlarını kaldırırken.
"Hoşlanmıyorum, dedim. Hoşlanmayacağım demedim." Göz kırparken dudaklarım tekrardan fincanla temas etti.
"Ondan hoşlanamazsın, So Young."
"Ne saçmalıyorsun acaba Ji Won? Ondan hoşlanmamam için bir neden söyle bana? Bana söylediğin şeyler çok saçma." Dedim sona doğru sesimi yükseltirken. Çünkü bu dediklerine anlam veremiyordum.
Tekrardan konuşacağı sıra karşı binanın kapısı açıldı. Kapıyı hızlıca çarpan Jungkook'a hayretle bakakalmıştık. Bana doğru hızlı sayılacak adımlarla ilerlediğinde elimdeki kahveyi Ji Won'a uzattığım gibi ayağa kalktım. Ji Won da elimdeki kahveyi yere koyup, o da ayağa kalktı. Jungkook'a doğru birkaç adım attığımda bana sarılması bir oldu. Öyle bir sarıldı ki; beni bırakma, der gibi. Öyle bir sarıldı ki; sana ihtiyacım var, der gibi. Ona karşılık verememiştim ilkin. Hâlâ olayın şokundaydım galiba. Karşılık vermediğimi anlayınca daha da sıkı sarıldı. Ona karşılık verdim. Burnum saçlarının kokusunda kaybolmuşken ellerim sırtında kilitlenmişti. Kalbim, bir kelebek misali yerinden uçmuş da konacak yer bulamamışcasına çarpıyordu. Kalbimi dizginlemeye çalışıp ağzımı araladım.
"Jungkook?" Der demez sözümü kesti.
"Ona inanma So Young. Yalvarırım sen inanma." Nefesi saçlarımı tarıyormuşcasına konuşurken benden ayrıldı. Hem kekelememişti, hem de dediklerini çözmeye çalışıyordum. Dediklerinden bir şey anlamadığımda gözlerim Ji Won'a kaydı. Gözyaşını seçebildim karanlıkta. Ağlamış mıydı o? Ama neden?
"Bben ö-özür di-dilerim. Ba-bazen is-iste-ğim dı-dışında şeyler ya-ya-pabiliyo-yorum." Dedi ve arkasını dönüp ilerledi. Eve gitmemişti, sokağın başına doğru ilerledi. Arkasından bakakaldığımda Ji Won konuştu.
"Neden sana sarıldı ki?"
"Onu duydun Ji Won." Diye yanıtladım onu.
"Hayır, ben de buradaydım. Neden sana sarıldı?" Dediğinde hâlâ anlamaya çalışıyordum. Ne diyordu bu kız?
"Bir şey diyecek misin artık Ji Won?"
"Evet, diyeceğim." Dedi ve gözlerini gözlerime sabitledi. Ve ağzından duymak istemediğim cümleler döküldü.
"Jungkook bana saldırdı."
"Ne?"
🧡🍁
Yorum ve oy vermeyi unutmayın.
Beni takip ederseniz, sevinirim.
Ha, bir de seviliyorsunuz. 🧡🍁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐢𝐬𝐞𝐚𝐬𝐞「 JJK 」
FanfictionBen, So Young. Herkesin korktuğu, herkesin garip bakışlarına maruz kalan Jeon Jungkook'a aşık oluyorum... 🧡🍁 #hayrankurgu 3 ✨ #bts 2 ✨ #jimin 1 ✨ #jjk 1 ✨ #disease 1 ✨ #soyoung 1 ✨