30.Bölüm "Bana yalan söylüyorsunuz..."

5.1K 454 338
                                    

🧡🍁


Annemin ölümünün üzerinden 2 gün geçmişti. Hâlâ So Min'e söyleyememiştim. Ne yapacağımı da bilmiyordum.

Şu an ise onun mezarının başında gözyaşı döküyordum. Jungkook hastanedeydi. İzin alamamıştı. Ben izin bile almamıştım. Hoseok o işleri halletmişti çünkü. Ama o da şu an yanımda yoktu. Onun da okulda olması gerekiyordu.

Derin bir nefes vererek tekrardan mezar taşına baktım. Ezberlemekte olduğum yazıları tekrardan okudum.

Kim So Yoon
Doğum tarihi: 19.07.1966
Ölüm tarihi: 23.09.2015

Böyle ayrılmamalıydık anne...
Böylesine gitmemeliydin...

Gözyaşlarımı sildiğimde bir araba sesi geldi. Kafamı oraya çevirdiğimde şoför koltuğunda Jungkook olduğunu görmemle ayağa kalktım. Yanıma gelmesini bekledim. Arabadan inince elinde papatya buketi görmemle buruk bir tebessümle ona baktım. Daha sonra arabanın arka kapısından 1 erkek ve 1 kız çıktı. Yüzleri tanıdık geliyordu?

Üçü birlikte yanıma gelince gözlerimi kısarak kız ve erkeğe baktım.

Bir dakika?

Ji Won? Evet, bu oydu.

Peki yanındaki adam?

Hatırlamaya çalışırken birden gülümsedi. Kısılan gözlerinden tanımıştım!

Bu Park Jimin'di!

Burada ne işleri vardı ki? Jungkook yanıma gelip belimden tutup kendine çektiğinde, papatyalar diğer elindeydi.

"Tanıdın mı?" Jungkook konuşunca, kafamı salladım.

"Tanıdım."

"Kimiz peki?" Jimin gülümseyen yüzünü düşürmemiş kısılan gözleriyle bana sorusunu iletmişti.

"Lisede çapkın olan Park Jimin." Dedim kaşlarımı çatarak. O daha da gülünce Ji Won'a döndü bakışlarım.

"Sen de, Jungkook'un okul yıllarının katilisin, değil mi? Hani ona tuzak kurup insanlardan uzaklaştıran?"

"So Young-" Sözünü kesen ben olmuştum, Ji Won'un.

"Sonrasında bana yardım etsen de, bu Jungkook'a yaptığın şeyleri silmez."

"So Young yapma." Jungkook çatılan kaşlarıyla bana bakarken omuzlarımı silktim.

"Bana ne? Sevmiyorum o kızı. Eskiden de olsa, seni seviyordu hem."

Jungkook gülümseyerek saçlarımın üzerine öpücük kondurdu. Aynı zamanda da kısık bir sesle konuşmuştu.

"Sakin ol, huysuz kedim."

Dediği şeye burun kırıvırken Jungkook, tekrardan konuştu.

"Hani veterineri çok merak etmiştin ya, Jimin."

"Ne?"

"Veteriner benim, So Young."

Jimin konuşunca jeton daha yeni düşmüş, anlamıştım. Ji Min, kızlar için de kullanıldığı için Park Jimin hiç aklıma gelmemişti.

Hâlâ annemin mezarının başındayken, Jungkook elindeki papatyaları mezarın üzerine koydu. Jimin ve Ji Won da başsağlığı dileklerini sunduktan sonra, mezarlıktan çıkıp bir kafeye gelmiştik.

𝐃𝐢𝐬𝐞𝐚𝐬𝐞「 JJK 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin