...TANITIM...
Nerden bilebilirdim onu gördükten sonra hayatımın değişeceğini.Gözlerim gözlerine değdiği zaman felaketim olacağını bilseydim hiç bakmazdım o zalim gözlere.En sevdiklerim için dayanıyordum bu ızdıraba.Ruhum beni çoktan terketmişti zaten.Bir tek bedenim bana sırt çevirmemişti.Onun dışında tutunacak tek bir dalım bile yoktu.Yardım çığlıklarımı kimse duymuyordu.Yardım etmek isteyenleri de tek tek ortadan kaldırıyordu bu gaddar adam.
Onun aşk dediği şey benim nefes almamı zorlaştırıyordu.Onun sevgi diye adlandırdığı duygu beni kor gibi yakıyordu.Oysaki aşk demek yaşatmak,nefes almak değil midir?Peki niye ben yanıyordum bu hikâyede?Benim ne suçum vardı?Sevmemek suç muydu?Ona göre öyleydi...
"Bırak..gideyim..ne olu-rr"
Bakışları halâ buz gibiydi.Aynı onu ilk gördüğüm gün gibi.O zaman anlamalıydım bu zalim gözlerin ne demek istediğini.Ama çok geç farkettim en başından beri beni istediğini.Şuan ise köşeye sıkışmış gibi hissediyorum.Gururumu bile ayaklar altına alıp beni bırakması için yalvarıyordum.Ama bırakmıyordu ve bırakmayacaktı bu gaddar adam beni.
Bir masal misaliydik dediğine göre.Fakat hiçbir zaman bu masalın başrolleri biz olamadık...
"Gözlerin gözlerime değince kaybettim ben...!"
...
Yoruma İlk başladığınız tarihi bıraksanız çok iyi olur.
Umarım beğenirsiniz...
Hayat karşımıza ne zaman,nerde,ne çıkarır bilemezdik.Biz sadece kendi ayağımızla o yollara girerdik.
Yolun sonunda bizi neler bekliyor bilmemiz mümkün değildi.Bazen öyle karşılaşmalar vardır ki o yolun sonunda tüm ömrünü tek kalemde tüketmeye yeter.
...
Günüm her zaman ki gibi geçiyordu.Okul çıkış olmuş ve eve gidiyordum.Sade bir yaşamım olan rutinimi yapıyordum desem daha doğru olur.Ama yinede seviyordum yaşadığım hayatımı.Bazı insanlar dünya kadar mülke sahip olduğu için mutludur ama bazı insanlarda yüzünde oluştuğu küçücük bir tebbesümle bile yetinebilirler.Daldığım düşüncelerle eve geldiğimi gördüm.Küçük bir mahallede oturuyor ve sıcakkanlı bir ailem olduğu için bu bile yeterdi bana.Bazen geceleri babamın yokluğundan dolayı ağlardım.Evet başımızda bir baba yoktu.Annem hep yıllar önce bir iş kazası nedeniyle öldüğünü söylerdi.Onu hiç hatırlamıyordum.Kokusu nasıl onu bile bilmiyordum.Ama abim ve annem onun yokluğunu azda olsa kapattıyorlardı bende tabi küçük kardeşimi unutmazsak.İşte bu yüzden bir an önce meslek sahibi olmak istiyordum.Kendi ayaklarımın üzerinde durmak için.Öyle gözüm yükseklerde değildi.Tek bir hayalim vardı.Bir an önce okulumu bitirip hayyalerimi gerçekleştirmek.O da zaten pek yakındı.Bu sene sondu.Lise son sınıfa gitmenin bir yandan üniversite heyecanını yaşarken bir yandan da buruk bir acısı vardı yüzümde.Ne de olsa insan yıllardır gittiği bu yollara bile alışıyordu.
Neyse bugün yine herzamanki gibi fazla düşünceliydim.Anahtarımı evde unuttuğum için direk zile bastım.Kapıyı çalar çalmaz bir tanecik kardeşim Azra açmıştı kapıyı.
"Kız sen benim yollarımı mı gözlüyorsun"dedim şakaya vurarak.
"Evet ablacım seni çok özledim bugün"deyip boynuma sarıldı.
"Ayy ben sana kıyamam bende seni çooook özledim"diyerek yanağına öpücükler kondurmaya başladım.
Biz böyle delice kahkahalar atarken annemin sesini duydum.
"Hadi geçsenize içeri görende diyecek ki 40 yıldır birbirlerini görmemişler ha"
"Olsun biz birbirimizi 1 gün bile göremesek özleriz.Di mi kız Azra?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBEDİŞ
General FictionBırak..gideyim..ne olu-rr Bakışları halâ buz gibiydi.Aynı onu ilk gördüğüm gün gibi.O zaman anlamalıydım bu zalim gözlerin ne demek istediğini.Ama çok geç farkettim en başından beri beni istediğini.Şu an ise köşeye sıkışmış gibi hissediyorum.Gururum...