Dışarıda yağmur içimde kasırgalar kopuyor.Gecenin bu vakti pencere ve yağmur damlaları derdime ortak sanki beni dinliyorlar.Derin bir nefes çektim havası kalmamış ciğerlerime.
Yarın ilk iş başımdı.Ve yine yarın zor vakitlerimin başlangıcıydı.Dün içim ne kadar çok yansada okulumdan kaydımı dondurdum.Belki birgün bu azap biterde ben yine eski yerimden devam edebilirim umuduyla kaydımı almayıp sadece dondurdum.Ne kadar acizim değil mi?Utanmasam kaydımı dondurdum diye sevineceğim.Allahım düştüğüm hâle bak.
Gözlerim uykusuzluğa daha fazla dayanamayarak pencereden kalkıp yatağıma girdim.Umarım sandığım kadar zor olmaz diyerek gözlerimin uykuya teslim olmasına izin verdim.
...
MİRAÇDAN
Kravatımı fazla sıktığı için gevşettim.Bugün yine yeraltındaki yılda sadece 4 defa olan büyük adamlar toplantısı vardı.Masanın başında ben olduğum için gitmek zorundaydım.
"Abi herkes geldi bizde insek mi aşağıya?"kulağıma söylenen Hakana hak vererek ayağa kalktım
"Tamam hadi inelimde bitsin şu lanet topalantı"şimdi diyeceksiniz ki niye herkesten sonra gidiyorsun.Cevabı çok açık.
Ben onları değil,onlar beni beklemek zorunda.Ve hâliyle herkesten sonra ben giderim.Onlarda beni hazır beklemek zorunda.
Aşağıya indiğimde beni yine beklediğim aynı manzara karşıladı.
Herkes ayakta sandalyelerinin başında beni bekliyorlardı.YAZARDAN
Miraç yine tüm ihtişamıyla mekana giriş yapmıştı.Herkes onu saygıyla bekliyorlardı.Kimse sırf geç ya da erken geldiği için ağızlarını açmaya cüret edemiyorlardı.Çünkü başlarına ne geleceklerini biliyorlardı.
Miraç masanın başına geçince onlarada oturmaları için işaret verdi.
Adamlar sırasıyla yerlerine otururken Miraç da masanın en başındaki farklı olan koltuğuna oturdu.Arkasına yaslanıp yayvanca oturduktan sonra umursamaz bir tavırla konuşmasına başladı."Evet beyler yılda sadece 4 defa olan büyük adamlar toplantısına yine hoşgeldiniz"adamlar o konuştuktan sonra hep bir ağızdan hoşbulduk dediler.
"İşler yine herzamanki gibi iyi yani her şey yolunda gidiyor"dedi havalı ve hükmedici konuşmasıyla.
Masadakilerden biri onu onaylar biçimde konuştu.
"Evet abi sayende"miraç umursamadı.Sadece kafasını sallamakla yetindi.Ne de olsa o alışkındı böyle övgülere.Miraç gözlerini kısarak son günlerde işlerine burnunu sokan Yağızı aklına getirdi.Eğer ki adamları ona karşı kışkırtırsa bunca işinin arasından onunla uğraşmak zorunda olmazdı.
Ama eğer Yağız Miraçın sınırlarını zorlarsa o da Yağızın sınırlarını çok kotü zorlardı.Yüzüne yerleştirdiği sırıtışla konuştu.
"Beyler şu son zamanlarda Yağız iti arkamızdan kuyumuzu kazıyormuş diye duydum.İcabına bakın ben bakarsam ortalık karışacak.Ha bide bu arada sizde arkanızı kollayın.Bu itin işi belli olmaz"der demez masada fısıldaşmalar ve Miraçı onaylamalar hüküm sürdü.
Miraç keyifle arkasına yaslandı.Yine tek bir sözüyle istediğine ulaşmıştı.
Bir süre Yağızın başı ağrıyacaktı bu adamlarla.Dolayısıyla da Miraçın kafasını bunun gibi boş işlerle yormasına gerek yoktu.
Onun tek ilgi alakası Rüyaydı.
Sadece o......
RÜYADANSabahtan beri dolabımın karşısında ne giyeceğime karar vermeye çalışıyordum.Daha doğrusu karar veremiyordum.Şimdi ben şirkette çalışacağıma göre resmî şeyler giymem gerekiyor ama ne?Bunun yanında da ben resmî giyinmeyi sevmezdim ki.Hiçde giymemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBEDİŞ
General FictionBırak..gideyim..ne olu-rr Bakışları halâ buz gibiydi.Aynı onu ilk gördüğüm gün gibi.O zaman anlamalıydım bu zalim gözlerin ne demek istediğini.Ama çok geç farkettim en başından beri beni istediğini.Şu an ise köşeye sıkışmış gibi hissediyorum.Gururum...