Zaman bazen öyle bir ilaçtır ki bezmiş ruhuna tüm acılarını söküp atmaya yarar.Fakat bazende yaradır bazı kimselere.
Beklemek... Kimi zaman olacak bir şeyi kimi vakit olacaklardan habersiz bir şeyleri bilinçsizce beklemek.
İşte durum her iki taraf içinde böyleydi.
Miraç Korkmaz olacak bir şeylerin peşinde sabırsızca bekliyordu.Rüya ise her şeyden bi haber hayatına devam ediyor peşindeki gölgeden habersizdi...
Miraç çok akıllı bir adamdı.
Karda yürüyüp izini belli etmiyordu.
Öyleki her ne kadar kızı görmese bile uzaktanda olsa bir eli hep onun üzerindeydi.Tam tamına 1ay geçmişti son yaşanılanların üstünden.Adam kızın yüzünü bir türlü unutamıyordu.Her yerde aklına geliyor delirecek gibi oluyordu. İşte bu 1 ayda yaşadığı şeyin onun için bir ilk ve
geçici olmadığını anlamıştı.Bu yüzden istediğini almadan da durmayacaktı.Sadece biraz daha beklemesi lazımdı.Her ne kadar bu süre Miraç'ın canını sıksada dişlerini sıkıyordu.
Bu süre zarfında o büyüp planlar yaparken Rüya ise gülüyordu bilinçsizce.Ama bilmiyordu ki biraz zaman sonra o hayali yakıp külleri bile yok edilecekti genç adam tarafından.
1 ay boyunca Miraç kızın her adımından haberdar olmuş her zaman arkasında muhakkak adamlarını koyup onu takip ettirmişti.
Aslında bunca zaman sayesinde kız hakkında daha çok bilgi edinmişti.
Bu da onun işine gelmişti.
Çok kısa bir süre sonra büyük oyununu devreye sokacaktı.
Az kaldı dedi içinden seni almama çok az kaldı.....diyerek sevdiği kızın hasretinde kendini onun umuduyla avutuyordu....
RÜYADAN
Soğuk ve çelimsiz bir kış sabahına gözlerimi büyük çaba sarfederek açabilmiştim.Herkesinde bildiği gibi kış aylarında kim sıcacık yatağından kalkmak ister ki :(
Yorganıma biraz daha sarılarak kendime yatakten kalkmak için 5 dakika daha verdim.Tam gözlerim yeniden uykuya dalacakken odamın kapısı birden açıldı.
Azranın cırtlak sesiyle cırlamasıyla gelenin küçük cadı olduğunu anlamam pek zor değildi.
Annem ben sırf erken uyanayım diye Azrayı başıma gardiyan olarak vermişti. Aman ne güzel ceza:(((
"Ablaaaa ya kalksanaaa ben bile kalktım yaaa"diye bağırarak resmen gelecek olan uykumun hepsini geçirdi.
"Ya ne bağırıyorsun be sabah sabah kulağımın zarı patladı"
"Kalk diyorum ablaa"
Artık sinirleniyordum ama.
"Bana bak küçük cadı senin sabahın köründe işin falan yok mu ya?
Git defol rahat bırak beni"dememle yastığıma daha çok sarıldım."Benim işim falan yok benim tek işim var o da seni uyandırmak"sinsice sırıtmaya başladı.
Uykulu sesimle "bugün git yarın gel hadi canım"elimi onu geciştirmek için salladım.
"Kalkıyor musun yoksa buz gibi soğuj suyu mu yüzüne yersin karar senin ablacım?"sondaki kelimeyi imalı imalı bastırarak söylemişti.
Kollarını göğsünde bağlamış bana bilmiş bilmiş bakan Azraya baktım.
Lan bu ne ara bu kadar kurnaz oldu.
Ha şimdi hatırladım ablası ben olunca e haliyle normal yani:)))"Pis ispiyoncu seni çık dışarı hain tamam bak kalkıyorum"yorganı üstümden attım o ara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBEDİŞ
General FictionBırak..gideyim..ne olu-rr Bakışları halâ buz gibiydi.Aynı onu ilk gördüğüm gün gibi.O zaman anlamalıydım bu zalim gözlerin ne demek istediğini.Ama çok geç farkettim en başından beri beni istediğini.Şu an ise köşeye sıkışmış gibi hissediyorum.Gururum...