8 Mart dünya kadınlar gününe ithaf etmek istiyorum bu bölümü .
Bölüm sonuna da bakabilir misiniz. MErak ettiğim bir durum var. Yardımcı olursanız bu hasta kadın çok sevinecek...
..............................
Uzun değil birkaç saniyeyiydi aslında tüm yaşadığım. Adını yeni öğrendiğim adamın üzerime adımlamasıyla olduğum yerde kıpırdamadan durdum. Adımı neden paylaşmıştım ki. Ah doğru ya bugün son gündü. Kendime bunun için müsaade etmiştim. Belki de yaptığım çok büyük hataydı.
'Kaç yaşındasın sen' diyen bariton sesi en az görüntüsü kadar korkunçtu. Bu adam en az Kaya kadar itici iğrençti. Gözlerimi üzerinde gezdirdiğim de giymiş olduğu siyah tişörtü gözlerinde ki karanlık kadar ruhsuzdu. Bir mavi nasıl bu kadar kusurlu gözükürdü ki. Gerçi benim gök yüzümde solmuştu ya. Derin nefes aldığımda şişip inen göğsüme değen gözlerini oymak istiyordum. Çattığım kaşlarımla
'22' diye söylememle Ay şekilde çattığı kaşlarıyla
'soyun' diye kurduğu tek kelime tek emirle gözlerinin içine baktım. Anlamayacağını bildiğim halde baktım. Boşuna olduğunu en acı şekilde öğrenmeme rağmen
'B-ben o kadınlardan değilim' dedim. Birazdan yaşayacaklarımı artık merak bile etmiyordum. Amacına ulaşıp çıktığında bedenimde ruhum gibi parçalara ayrılacaktı. Fakat o amacına ulaşamadan ben sonsuz sessizliğe ulaşacaktım. Verdiğim yanıt sonrası dudaklarının kıvrılmasıyla karnıma ilk darbemi yemiş oldum
'Nasıl bir kadınsın' dedi. Şimdi karşımda bir kaç adım mesafede durmuş gözlerimin içine bakarak bu soruyu sormuştu. Hangi ara bu kadar yakınıma geldiğini fark edememiştim bile. Gözlerinde ki tanıdıklıkla çatılan kaşlarımla sorduğu soruya yanıt verdim
'B-Bana dokunulmasını sevmem.' Dedim. Bunları neden konuşuyorduk ki. Aldığı yanıtla tek kaşını kaldırıp
'Peki burada ne arıyorsun' diye sordu. Günlerce beklediğim sorunun tanımadığım beni satın alan tarafından gelmesi şaşırtmıştı açıkçası. Ölüm fermanı imzalanmış bir insana son dileğin ne der gibiydi. Göz temasını hiç bozmadan az evvel ki gülüşünü dudaklarıma kondurup
'Kendi iradem dışında zorla tutuluyorum' dedim. Verdiğim yanıtla çatılan kaşlarıyla aramızda ki tek adımlık mesafeyi de aşıp yanıma yaklaştı. Yakınlığından dolayı burnuma dolan kokusuyla bedenimi rahatsız eden korku hızlıca saklandığı yerden çıktı.
Tek bir nefes yeterdi buradan kaçmama. Fazla yakın, fazlaydı bu. Bir adım gerilemek için adımımı atacakken belime sarılan kollarla, bedenim kasılmıştı. Aldığım kesik nefesler ile göğsüm hızla kalkıp iniyordu. Ellerimin titremesine zapt edemeden
'L-Lütfen bana dokunma' diye fısıltıdan farksız olmayan sesimle yalvardım. Tenime biraz daha temas etmeye devam ederse ayaklarının altına düşecek kadar güçsüzdü bedenim. Şimdi o alayla gülen, güçlü durduğunu düşünen kız bir temasla darmadağınık olmuştu. Gözlerimin dolmasına engel olamadan gözlerime baktığın da gördükleriyle
'Sakin ol. Sana dokunmuyorum' diyerek elinin varlığını bedenimden çekti. Yokluğunu fırsat bilerek bir adım gerileyip 'b-ben burada zorla tutuluyorum. Sana yalvarırım bana dokunma' diyerek duvar dibine kadar geriledim. Hayır değil son saniyelerim son nefesimde bile bana dokunsunlar istemiyordum. Git gide çatılan kaşlarıyla
'Merak etme sana dokunmayacağım' dedi. Güven duygusunun bin bir eziyetle terk ettiği bedenim yeni tanıdığı bu adama elbette güvenmemeyi seçmişti. İlerlediğim duvar dibinde soğukluğun sarıldığı sırtımla destek almaya çalışıyordum. Elim göğsümün üzerinde durmuş korkudan can çekişen kalbime bir destek olmak için çabalıyordu. Oysa ki bu kalp bir kaç saat sonra atmayı bırakacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIĞIM (TAMAMLANDI❣️❣️)
ChickLit'Y-yapma' diye ellerinden kurtulmaya çalışırken, saçlarımdan tutulduğum gibi sırt üstü yere düştüm. Yere çarpan sırtımın acısından çok kadınlığım da ki sızı acıtıyordu canımı 'Paranı peşin verdim ulan' diyerek zemine bacaklarımı sabitledi. 'D-dur y...