"39"

16.4K 952 821
                                    

Merhabalar elmalı şekerlerim :)

Bir kaç gün önce yayınlamış olduğum duyuruya olan ilginiz ve desteğiniz için  sonsuz teşekkür ederim. Yolumuza devam ediyoruz. Kitap bana ait aksi bir durumda gözlerini çıkarmak için elimden geleni zaten yapacağım :)

Verdiğim sözü tutmak adına size yeni bölümle geldim.

Sizde bunun için direk yıldıza basıp gönlümü şen ediyorsunuz:)

Umut ile keyif dolu okumalar:)

..............................................................................

İnsanın hayatının film şeridi gibi gözlerinin önünden geçme olayını şimdi birebir yaşıyordum. Hayatımın en güzel son dört yılı gözlerimin önünden film şeridi gibi geçerken buna sebebiyet veren kadın en az benim kadar şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerinde binlerce duygu geçişleri vardı.

Yerimde donmuş ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde an be an dolan kahve gözlerine bakarken aynı şekilde gözlerim, firar etmek için uğraşan yaşları zorda olsa tutuyordu. Karşımdakinin mükemmelliğinin gerçekliğini hala sorgularken,

'Duygu' diye tekrar seslendim. Sanki bir rüyaymış gibiydi. Olmasını en çok istediğimiz şey başımıza gelirken olan bu muydu. Hissettiklerimin tarifi dilimde de yüreğimde de yoktu.

'Ayda' sesinde ki şaşkınlıkla sonunda pes eden yaşlarımız bir bir yeri ıslatırken şaşkınlığımızı bir kenara bırakıp büyük bir özlemle önce kollarımız sonra bedenimiz kavuştu.

'S-Sensin' derken yaşadığım heyecandan kekeleyen sesimle ellerim anın gerçekliğini kanıtlamak ister gibi bedenine sıkı sıkıya sarılırken

'Sensin' dedi. Aynı duyguların karmakarışık halde şekil bulmuş hali gibiydik. Öptükçe ağladım, içime en içime sokasım vardı. Nasıl bir özlemdi bu Allah'ım nasıl güzel bir şeydi bu. Hala kapının önünde durmuş can dostuma sarılırken arkadan gelen Baybars'ın,

'Güzelim ne oluyor' demesiyle kollarımın arasında ki bedenin kaskatı kesildiğine yemin edebilirdim. Sahi ne oluyordu Duygu'nun burada ne işi vardı? Burayı nereden biliyordu. Beni mi bulmuştu? 

Zorda olsa bedenlerimiz ayrıldığında arkamda ki gölgeye kayan bakışlarında ki nefret iliklerinize kadar titretecek tarzdaydı. Ellerini ellerimin arasına hapsedip 'İnan bilmiyorum' diye söyledim. Akan yaşlarım yönümü bulanıklaştırırken, ellerini ellerimin arasında hızlı bir şekilde çekip arkamda duran bana güven veren adamın yüzüne bakarak, 

'Senden nefret ediyorum' söylediği şeyi anlamazken, sırtıma yaslanan göğüsten gelen kalp atışları tenimi yok sayıp Duygu'nun yanına ilerlerken

'Senin ne işin var burada' dedi. Birbirlerini tanıyor muydular? Benim için gelmemiş miydi...

'Asıl Ayda'nın burada ne işi var' arada kalmış pinpon topu gibi aralarında geçen diyaloğa odaklanmaya çalışsamda hiç Bir şey anlamıyordum. O kadar karışıktım ki. Ne düşeceğimi ne tepki vereceğimi ne soracağımı dahi bilmiyordum.

'Ayda'yı nereden tanıyorsun ve Müstakbel eşim sevgili kardeşim' kulaklarımın duyduklarını daha algılayamadan Durgu ve ben aynı anda

'Ne' dememizle bu gece için belki de en büyük şoku yaşamıştık. Nasıl olabilirdi ki bu. Duygu nasıl onun kardeşi olabilirdi. Soyadları bile aynı değildi ki?Tüm bu öğrendiğime rağmen neden kalbim ağrıyordu ki...

SESSİZ ÇIĞLIĞIM (TAMAMLANDI❣️❣️)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin