Ben geldimmm :)))
Hoş geldim mi bilmiyorum ama size bölüm sonunda yine ufak bir anımı anlatmayı ve gerekli olan bir açıklmayı bırakacağım :)))
Vote sınırı 650
Umut dolu güzel okumalar:)
****************************************
Kollarım hızla boynuna sarılırken kolları sıkı sıkıya bedenimi sardı. Hızla dudaklarım dudaklarına temas ederken herkes bir an da yok olmuş gibiydi.
Çok hızlı ve kısa süren öpücüğün ardından yönümü başka yere çevirdim. Dudaklarımın hedefi boynu olurken kokusunu ciğerlerime çektim. Dudaklarımı kapattığım boynuyla kollarının tutuşu daha da sıkılaşırken,
'Çok özlemişim' diye mırıldandı. Ah özlemek mi sadece özlemek mi. Nefesimi kesecek kadar hasret kaldığımı hissediyordum. Ondan dolayı dudaklarımı bastırmadan hemen önce,
'Asıl ben özledim' derken dudaklarımı ardı ardına boynuna mühürlemeye başladım. Mahremiyet herkes için farklı anlamdaydı fakat benim en büyük mahremiyetim kollarımla sardığım adamdı. Onun varlığıydı tek doğru olan.
'Hiç sanmıyorum güzelim' kollarımı bedeninden çekerken bile ellerim ellerinin arasından bir saniye olsun çekilmiyordu. Yüzüme düşen kahküllerime henüz alışamadığım için alnımdan çekip,
'Ama çok özledim' deyip yanağına dudaklarımı bastırdım. O benim gözlerime bakarken nedensiz bir şekilde bende dudaklarına bakıyordum. Kesinlikle alkol etkisini göstermeye başlıyordu. Yoksa toplum içinde asla yapmayacağım şeyi parmak uçlarımda yükselip yapmazdım. Dediğim gibi o varken her şey doğruydu.
Dudaklarını hapsettiğim dişlerimin arasında çekiştirirken aldığı derin nefesler kirpik uçlarımı dağıtırken 'Yedin kızı valla' diyen sesle damağımda ki dilin baskısıyla gözlerim aralandı. Hiçbir mavi göz bu canlı ve hayat dolu olamazdı. Dilimle raks eden dili usulca dudaklarımın arasından çıkarken titreyen dizlerimle bedenimi ayakta tutan sırtıma sardığı koluydu.
'Nasılsın güzelim' Duygu'yu duymazdan gelip gözlerime bakması aslında ne kadar özlediğini hissettirirken
'Seni gördüm iyiyim' deyip çatık olan kaşlarının bittiği noktaya dudaklarımı bastırdım. Başkalarının yanında asla gülümsemeyen yüzünün her halinin aslına şahittim. Sırtımda ki kolları orayı okşarken,
'Bu yavşak kim' diye soran Kaya'yı yeni fark ediyordum. Baktığı kişiye bakmak için Baybars'ın kollarının arasına dönmemle elleri karnıma sarıldı.
'Kim' diye Duygu ile aynı anda sorduğumuz soruya,
'Bu işte' diye yanıtladı. Bahsettiği kişi karşımızda bize tebessümle bakan Kaan olduğu için bizde tebessüm edip aynı anda
'Kaan' diye söyledik. Karnımda ki parmak uçları orayı okşarken Duygu'nun Kaan'ın koluna girmesiyle Kaya'nın sessiz küfürü kulaklara ulaştı. Kulaklara ulaştıktan sonra aslında çokta sessiz olmadığını anlamak zor değildi.
'Merhaba enişte ben Kaan' diyerek Baybars'a elini uzatmasıyla sırtım göğsüne yapışık bir şekilde kalbinin atışları kalbime baskı uygularken,
'Baybars' Kaan aynı tebessümle Kaya'ya dönmesi üzerine Kaya'dan her hangi bir girişim olmaması üzerine elini indirip,
'Memnun oldum' dedi. Kaya'nın neden böyle yaptığını bilen iki kişi olarak biri halinden çok memnun sırıtırken bende gecenin sorunsuz bitmesi için karnıma sarılan kollara sarıldım. Sıcak nefesi kulağıma ulaşırken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIĞIM (TAMAMLANDI❣️❣️)
Chick-Lit'Y-yapma' diye ellerinden kurtulmaya çalışırken, saçlarımdan tutulduğum gibi sırt üstü yere düştüm. Yere çarpan sırtımın acısından çok kadınlığım da ki sızı acıtıyordu canımı 'Paranı peşin verdim ulan' diyerek zemine bacaklarımı sabitledi. 'D-dur y...