SESSİZ ÇIĞLIĞIM (TAMAMLANDI❣️❣️)

"50"

Benn geldimmm:))))))))))

Nasılsınız:)

Geçen defa ki çılgınlığımı nasıl buldunuz:)

Valla tatlı mı tatlı bir kaç yüz tane okuyucumun hatırına geldi bu bölüm:)

Bu arada sınır falan yok. Zaten finale yaklaştığımız için heyecanlıyım. Ama siz son günlerin hatrına vote ye basın tamam mı :)

Sizleri seviyorum:)

Umut dolu okumalar:)

****************************************************

Tıpkı benim gibi bakışları üzerimde gezinirken sanki bende bir yaralanma var mı yok mu diye merak eder gibiydi. Gözleri bütün bedenimi gezerken kaşları önce çatıldı sonra usulca gözleri kısılırken,

'Elini sikeyim senin' diyen sesiyle hepimiz ona bakarken onun bakışları Kaya'nın elleri arasında hala olan elimdeydi. Herkesin bakışlarının ellerimize kaymasıyla ellerimi hızla çekip ona ilerleyeceğim zaman benden önce davranan Duygu,

'Hem sana Ayda'yı getirsin hemde küfret' diyerek Kaya'yı savunmasıyla,

'Bir buradan kalkayım ellerini tek tek anladın sen koçum' benim adımlarımın hedefi bir aydır eksik aldığım nefeslerimin sebebi olan adamayken,

'Canın sağolsun abim' diye yanıtladı Kaya. Adımlarım şimdi bitmiş bakışları bana kitlenmişken bir damla yaş usulca gözlerimden aktı. Gözleri gözlerime kenetlenmiş binlerce duygunun arasında aşkını hissettirirken,

'Ağlama' diye sessiz bir şekilde söylemesiyle ellerimi dudaklarıma siper edip ağlamaya başladım. Odada ki herkes bir bir çıkarken ben dizlerimin üzerinde yere çökmüş hıçkırıklarımın içinde boğuluyordum.

'Yalvarırım ağlama' diyen sesi zor kulaklarıma ulaşırken,

'Ö-Öldürdün beni sen' diyerek bakışlarımı ona diktim. Kıvrılan dudakları yüzümde gezinirken,

'Burada verdiğim mücadelem seninle yaşamak içindi halbuki' diye söylemesiyle, 'Senin her gün tenime dokunan ellerindi canıma can katan. Dudaklarımda hissettiğim nefesti yaşama nedenim' kaşlarım çatılırken gözlerim kısılmış bir şekilde söylediklerine şaşkınlıkla,

'Hissettin mi' diye sordum. Başını onaylar anlamda sallaması üzerine yerimden doğrulup 'O zaman neden uyanmadın' diye sordum. Bakışlarının bedeninde gezdirmesiyle,

'Yine bir şerefsizin kurşunuyla sırtımdan vurulduğum için olabilir' dedi. Asla mantıklı düşünemiyordum. Bütün düşünme yetim sanki bedenimi terk etmiş gibiydi. Sersem gibiydim şuan. Söylediği her kelimede sonuna kadar haklıyken ben resmen dalaşmak için elimden geleni yapıyordum. Mantıklı yanımın az da olsa sesi kulaklarıma ulaşırken

'Haklısın' deyip başımı sallamamla,

'Sarılmayacak mısın' diye sordu. Hala ona dokunmadığı için  ellerimde olan karıncalanmayla,

'Ha evet sarılacağım' deyip hızlıca yanına gidip kollarımı bedenine sardım. Sırtımda hissettiğim elleri tekrar can verirken akan her damla göğsünde izler bırakmaya başladı. Dudaklarımdan firar eden hıçkırığım teninde bastırılırken attığım her öpücük bedenine şifa olsun diyeydi. Bir saniye olsun bedenini terk etmezken dudaklarım elleri saç tellerimi özenle sevmeye devam etmişti. O soğuk hastane odası bahar yerine dönüşürken saatlerce ne o sarılmayı bıraktı nede dudaklarım bir saniye olsun bedenini terk etti.