Bebetolar....:))))
Geldim lakin nasıl geldim bir ben bir de Allah biliyor.
Neyse uzatmadan bölümü sizleri sunuyorum.
Umudunuzu asla kaybetmeyin :)
*****************************************
Kapının önünde durmuş karşımızda bize bakan adamla Baybars ellerimi bıraktığı için boş kalan elime bakarken, 'Haber var mı' diye sordu. O sırada bakışlarımı sonunda ellerimden ayırabildiğim de İsmail sıkıntı ile saçlarını karıştırıp,
'Gel abi' dedi. Baybars'ın bir adım atmasıyla bende atacağım esnada 'Sen dur güzelim' dedi. Başımı olumsuz anlamda sallayıp arkasından ilerlememle attığımız birkaç adımda korumaların oluşturduğu çember genişleyip korkunç manzarayı gözlerimizin önüne serdi. Büyük bir uğultu vardı havada. Gök yüzünden yükselen çığlıkların sebebi karşımda ki kadındı. Yer yüzü bile ona acırken bakışlarımı daha dikkatle üzerinde gezdirdim. Yabancı değildi karşımda ki beden. Fazlasıyla tanıdıktı hatta.
Alev kanlar içinde yüzü tanınmayacak şekilde dururken mideme giren her kramp nefesimi keserken dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Bakışlarım adeta karşımda ki görüntüye takılı kalırken, Baybars o sırada önüme kalkan olmak istesede dişlerimden sızan sıcaklıkla midemden yükselen saframa engel olamadan ayaklarımın altına doğru kustum. Midem de ki zorlama nefesimi keserken gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Saçlarımda ki baskı ile yüzümden çekilmesiyle genişleyen alanla titreyen dizlerim yere kapanmak üzereydi. Yanımda ki beden bunu hissetmiş gibi mideme dokunan eldeki alyansa bakıp daha da eğildim. Şimdi sırtım onun göğsüne yaslanmış bir şekilde titrerken,
'Dağılın' bağırtısıyla uzaklaşan adım sesleriyle nefes almak adına durmaya çalışsamda içimde ne varsa tekrar kusmaya devam ettim. O sırada önümde ki ayakkabılara olan bakışlarım bulanıkken yanaklarımda bir el hissettim. Bakışlarım zorda olsa kaldırdığımda Kaya gözlerimin içine bakarak,
'Derin nefes al' dedi. Başımı onaylar anlamda sallayıp onun dediği gibi derin nefes almaya başladım. 'Aynen böyle çok güzel' onu taklit ederek daha derinden nefes almam üzerine mide bulantım an be an azılırken, o an fark ettim olanı.
Az evvel yaşadığım tamamı ile panik atak kriziydi. Sadece bir bulantının bu kadar bedenimi sarsması yoksa mümkün değil gibi duruyordu. Aldığım derin nefesle gözlerimde yaşlar dinmiş ve bulanık gören gözlerim şimdi karşımda bana korkuyla bakan adamı daha net görebilmişti. O sırada sırtımı dayadığım adamın dudaklarından firar edenlerle,
'Çek şimdi elini puşt' Baybars'ın sesiyle tebessüm edip,
'Çok güzel böyle devam et' deyip önümden kalkmasıyla sırtımı tüm gövdesine yaslayıp doğruldum. Karnıma sardığı elinin parmak uçları orayı okşarken,
'Daha iyi misin güzelim' merak ve endişeli sesinin kulaklarıma ulaşmasıyla kolları arasında dönüp kafamı göğsüne koymadan önce burnuma ulaşan kan kokusunu bastırmak adına kokusunu canıma çektim. Bütün hücrelerim ona bulanırken son defa derin bir nefes alıp benden bir cevap bekleyen sevdiğime tahriş olan boğazımdan dolayı boğuk çıkan sesimle,
'Evet' diyebildim. Bakışlarım arkamızda yerde yatan baygın kadına dönerken korumalardan biri kucağına almış beklerken,
'Abi bunu ne yapalım' diye sordu. Baybars elleriyle yüzüme bulaşan kusmukları eliyle silip alnıma dudaklarını bastırdıktan sonra,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIĞIM (TAMAMLANDI❣️❣️)
Chick-Lit'Y-yapma' diye ellerinden kurtulmaya çalışırken, saçlarımdan tutulduğum gibi sırt üstü yere düştüm. Yere çarpan sırtımın acısından çok kadınlığım da ki sızı acıtıyordu canımı 'Paranı peşin verdim ulan' diyerek zemine bacaklarımı sabitledi. 'D-dur y...