14

25.8K 1.7K 1K
                                    

Aras

"Ayaz! Bekle diyorum." Nefes nefese kalmış bir şekilde koşmaya devam ederken Ayaz birden durduğunda sırtına çarptım. Bir kaç adım öne gidip kendini durdurduğunda sinirle bana döndü. Ağzımdan nefes alıp verirken havanın soğukluğu yüzünden buhar oluyordu.

"Ne yapmaya çalışıyorsun gerçekten anlamıyorum. Gerçekten! İmkansızın peşinden koşmak yerine başka imkanlar oluşturuyorum ama hala memnun değilsin. Ne yapmamı istiyorsun?" Biraz önce Eylül ile ikisini basmış ve kıza bu benim sevgilim demiş olabilirim. Valla kızı sevmemiştim. İkisini yanyana görünce deli oluyordum. Bu kızdan kaynaklanmıyordu ama yine de kızı sevmemiştim. Ayaz bir tek beni sevebilirdi.

Ve artık birlikte olabilirdik.

"Ayaz, belki artık imkansız değildir. Bir kez daha denesene." Bana boş boş bakarken başımı ne dercesine iki yana salladım. Birden gülmeye başlamıştı. "Benimle dalga mı geçiyorsun? Benimle oynuyorsun değil mi? Bak, ben artık mutlu olmak istiyorum. Seni sevdiğimi söylediğimde olmaz dedin şimd-" Aramızdaki mesafeyi kapatıp ellerimle yüzünü avuçlarım arasına aldığımda susmuş etrafa kaçamak bir bakış attıktan sonra gözlerini gözlerimle buluşturmuştu.

"Özür dilerim, benim aptal olduğumu biliyorsun. Bir şeyi görmem zaman aldı biraz. Ama sonuçta gitmedim, buradayım. Ve sen de gidemezsin. Çünkü burada bana bir şekilde seni düşündürten bir şarkı var bulduğum ve tekrar tekrar çalıyorum uykuya dalana dek." Son cümlemle yüzünde aptal bir gülümseme oluştu. Bu onun en sevdiği şarkıydı.

"Belki de ben fazlasıyla, yeni birine aşık olmaktansa senin olmakla meşgulüm." Belime kollarını sıkıca sarıp alnını alnıma yasladığında gözlerimi kapattım. Hiç bu kadar hafif ve huzurlu hissetmemiştim. Ayaz'ın bana karşı olan hislerini bilmediğim zaman da bana sarılması beni rahatlatırdı şimdi de rahatlatıyordu. Yanağıma ufak bir öpücük koyup başını omzuma yasladığında ellerimi yüzünden indirip sıkıca sarıldım. Ensesine dudaklarımı bastırdığımda nefesi kulağıma çarpıyordu.

"Sana mı gidelim, bana mı?"

Yağız

"Hayır yanlış yapıyorsun. Sıfırdan küçük diyor küçük eşit demiyor. O yüzden ikiyi almıyoruz. Açık aralık yap." Efe dediğimi anlamak için soruya bakmış ardından heee diye bir ses çıkararak çözüm kümesini tekrar yazmıştı.

"Neden durup dururken matematik çalışmaya başladık? Daha bir ay var, illa ki çalışırız." Homurdanmaya başladığında göz devirerek soruları önüne ittim. "Şu kadar soru var, yapalım da bitsin."

"Daha eğlenceli şeyler biliyorum."

"Bende ama önce matematik." Ona bakmadan soruları kendi önüme çektim ve çözmeye uğraştığım soruya döndüm. Efe sessizce yanıma yaklaşmaya çalışıyordu. Zaten yanyanaydık artık dibime girmişti ve sessiz falan da değildi.

"Sen hangi eğlenceli şeyleri biliyorsun?" Sessizce konuştuğunda gözlerimi kapatarak derin nefes aldım. Efe dalga mı geçiyordu yoksa ciddi miydi asla anlayamıyordunuz. Ciddi olduğunu anladığım an şüphesiz üstüne atlayabilirdim.

"Sorularını bitir, bu konuyu konuşacağız." Bana sinirle küfrederek uzaklaştı ve sorulara kafasını gömdü. Gülerek göz ucuyla ona baktım. Aptal bir yakışıklıydı ama matematiği çok iyiydi. Az önce dalgınlığına gelmiş olmalı ki yapamamıştı.

tesadüf [texting] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin