Ben taslaklarda bir şey yaptım...
----
Buzla uyandırılmamızın, evde küçük bir kaos çıkmasının ve Aras ve Ayaz'ın yediği küfürlerin üstünden 14 saat geçmişti ve saat akşam on bir olmuştu. Yarın son günümüzdü ve bugün neredeyse her şeyi yapıp yorulduğumuz için hepimiz bir yere öylece uzanmıştık. Tek sorun havuzda yüzememiş Efe'nin mızmızlanmasıydı. Mayo getirmesi ve onu kullanamaması bayağı bir doldurmuş çocuğu.
"Aklıma ne geldi be... Berkay tanışmamızı hatırlıyor musun?" Ege başını kaldırıp koltukta bacaklarıma yatan Berkay'a baktığında Berkay gülerek kafa sallamıştı.
"Hatırlamaz olur muyum? Aşırı iyiydi." Ege ve Berk kendi kendine gülmeye başladığında kaşlarımı çattım. "Duymak istiyorum."
"Dokuzuncu sınıftaydık. Biz o zaman Ege ile tanışmıyoruz Berk ile beraber takılıyoruz genelde. Sonra bir gün biz Berk ile çıkışta babamı bekliyorduk. Okulun arkasından sesler yükseliyor, kavga gibi." Berkay durduğunda bu kez Ege'ye döndüm. Beraber anlatacaklardı, kesin. Aşırı hoşuma gitti.
"Ben arkada kavga ediyordum... Rahat söylediğime bakmayın ettiğim ikinci kavgaydı. O kadar boktan bir sebebi var ki Tanrı'm aklıma gelince utanıyorum." Elleriyle yüzünü kapattığında Berk gülerek onun yüzündeki ellerini tuttu. "Özür dilerim ben yine."
"Ne oldu o gün lan? Niye özür diledin şimdi?" Efe koltukta öne kayıp merakla sorduğunda Ege ellerini yüzünden çekip derin bir nefes aldı. "Çocuklar beni içlerinden birinin annesine küfür ettim diye dövdü. Yani, isteyerek annesine küfür etmemiştim. Müzik hocasına küfür ettim ben. O da annesi çıkınca..."
Gerisini dinlemeden hepimiz gülmeye başladığımız sıra Ege de gülmeye başlamıştı. Berkay kucağımdan kalkıp kendini geri yaslayıp gülmeye devam etti. Yaklaşıp iki dakika sonra herkesi sakinleştirip derin nefes aldığında bu kez ona döndük.
"Sonra biz ne oluyor diye bakmaya gittik. Ege tekti diğerleri üç kişiydi. Bunu sıkıştırmışlar. Tam vuracakları sıra arkadan tuttum kolunu çocuğun. Bana döndüğü sıra kafa attım suratına. Berk de diğer çocuğa vurmaya giderken hepsi anında toz olup uçmuştu. Onlar gidince biz Ege'ye döndük iyi misin diye sormak için. Ege benim önüme kadar geldi 'siz kimsiniz de beni koruyorsunuz' diye gözüme yumruk attı." Aras anında yerde gülmeye başladığında gülerek Ege'ye döndüm. Gülmekten kızarmıştı.
"Ben yere düştüğümde bu sefer de Berk 'sen kimsin de Berkay'a vuruyorsun lan' deyip Ege'ye yumruk atmıştı. Daha sonrası ise tam bir kaos. Ege Berk'e de yumruk atmıştı. Ben de Berk'i korumak için Ege'ye çelme takıp onu düşürdüm. Berk, Ege'ye eğilip bir yumruk atacağı sıra müdür gelmişti. Sonra nasıl olduğunu anlamadan kendimizi müdür odasında bulduk. Müdürü beklerken birbirimize pansuman yaptık ve sonra özür diledik..."
"Sonra bir baktık kanka olmuşuz amk." Berk düştüğü yerden kalkıp koltuğa oturduğu sıra Ege gülerek onu geri ittirdi. "Kanka değiliz artık doğru konuş."
"O gün yine de dayak yemişsin lan. Seni koruyan insanları niye döversin?" Ayaz Ege'nin yanında oturduğu için ona omuz atıp sorduğunda Paşa onlardan rahatsız olmuş gibi Berkay ile aramıza koşarak gelmişti. Onun kafasını bacaklarıma yatırıp tekrar bizimkilere döndüm.
"Dokuzda kimseye güvenmiyordum. Sürekli insanlara sataşıyordum. Bunları da önceden sataştığım biri sandım. Dedim ki bunları kovup beni dövecekler önce ben döveyim. Hepsi yanlış anlaşılma yani." Gülmemizi durdurmak yaklaşık 5 dakika sürmüştü. Hatta Efe hala durup durup gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tesadüf [texting] ✓
Short Story0555: Lan şerefsiz Mete. Mete: Sen kimsin ulan? 0555: Herkese sevgilim diye tanıttığın kişiyim koçum. Mete: Hasiktir. ---- ⇝Homofobik istemiyorum 🐍 ⇝bxb 🌈 ---- #bxb 1 - 300920 🌈 #boyxboy 1 - 080520 🌈🦋 #homo 1 - 100520 🌈🦋 #bb 1 - 160520 🌈🦋 ...