42 🦋

9.8K 689 487
                                    

Medyayı dinlediğim her an aklıma bu ikili geliyor, sizin de gelsin sgdhzjjaf

----

Ege

Mete'nin bana imalı bakması sonucu Berk'in peşinden gitmiştim. Bu tatile neden geldiğimi hala bilmiyordum. Berk neredeyse yüzüme bakmıyordu, aşırı keyifsizdim ve bu dışarı da yansıyordu. Onların keyfini kaçırmaya hakkım yoktu ama mutlu değilken mutlu davranamıyordum. Hele Berk de buradayken.

Beni o gece bırakıp gitmesi yetmezmiş gibi yüzüme bakmıyor ve gerekmeyince konuşmuyordu. Halbuki konuşarak halletmemiz gereken şeyler vardı, bunun o da farkındaydı. Ama ne o adım atıyordu ne ben... Ben kırılmıştım o sinirlenmişti. Onun konuşmayı başlatmayacağını zaten biliyordum ama bana da açmam için fırsat vermiyordu. Hala sinirliydi. Onu öptüğüm için kızgındı... Ben de beni orada öylece bıraktığı için kızgındım ama bunu kimse görmüyor gibiydi.

Buraya gelmek hala iyi bir fikir değildi.

Odaya girip ışığı açtım ve içeri baktım. Odada değildi. Diğer odalarda olması imkansızdı çünkü her biri doluydu. Berkay'a ilk geldiğimizde neden fazladan iki yatak orası var diye sormuştum o da bir gün lazım olur demişti. Aşırı saçma bulmuştum ama demek ki haklıymış. Yandaki valizimi gördükten sonra derin bir nefes aldım. Belki de ben burada olacağım için rahat değildi. Sinirle valizimi alıp odadan çıktım ve kapıyı kapattım. Merdivenlerden inecekken bulunduğumuz kattaki balkonda gördüğüm bedenle duraksadım. Valizi yere bırakıp üzerimdeki hırkanın önünü kapatarak balkona ilerledim.

Balkon kapısı camdan oluşuyordu bu yüzden Berk'in üzerindeki ince tişörtle beraber yerde oturduğunu görebiliyordum. Kapının önündeydim ve yanına gidip gitmeme konusunda tereddüt ediyordum. Belki de bu konuşmak için iyi bir fırsat olabilirdi ama yanında ne konuşacağımı unutuyordum. Üstelik neyden başlayacağımı da bilmiyordum.

"Çağırmamı falan bekliyorsun?" Sorar gibi çıkan sesi yüzünden hafif irkildim. Arkasında gözü olduğunu düşünüyordum. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım ve balkona çıktıktan sonra kapıyı kapattım. Her ne kadar sağlıklı olmasa da sessiz kaldım ve yere, yanına oturdum. Çok şey demek istiyordum ama ağzımı bıçak açmıyordu. Berk de konuşmuyordu. Bir süre sadece oturduk. O etrafı izliyordu, ben ara sıra ona dönen gözlerimle onu izliyordum.

Birden gülmeye başladığında tek kaşımı istemsiz kaldırarak başımı ona çevirdim. Bana bakmıyordu, dışarı bakıyordu ama hala gülüyordu. Onun gülmeyi bırakıp konuşmasını beklerken onu izliyordum. Başını bana çevirip gülmeye devam ettiğinde derin nefes aldım. Gülüşü yavaş yavaş azalırken başını tekrar önüne çevirdi.

"Ben... Ben korkağın tekiyim." Üzgün bir ses tonu ile konuştuğunda az önce gülen çocuk kayıplara karışmıştı. Başını yere eğdikten sonra öylece durdu. "Kime nasıl davranılması gerek bilmiyorum. Hayatımda artık bir yeri olmayacak birinden iki haftada etkilendim ve daha sonra beni kırmasına izin verdim. Ondan önce çok sevdiğim biri beni terk ettiğinde artık yanımda olmayacağını bile bile yine kendimi üzdüm, kırıldım. Şimdi de en yakın arkadaşım bana bir şeyler hissettiğini belli ederken onu kırıyorum. Halbuki bunların hiç birini yapmayabilirdim. Sahiden korkak biriyim."

Elini yüzüne çıkarıp gözlerini sildiğinde dudaklarımı birbirine bastırıp bakışlarımı başka yöne çevirdim. Karşımda ağlaması beni en çok üzen şey olmuştu bir süredir. En kötüsü nasıl teselli vereceğimi ne yapacağımı bilmiyordum.

"Sen kendin söyledin. Üçüncü kez kırılmak istemediğini... Ben de üçüncü kez korkuyorum. Sen terk edilmekten korkuyorsun, ben ise..." Lafını tamamlamadan sessiz kaldığında ona dönüp biraz daha yaklaştım. Yere eğik olan yüzünü parmaklarımla çenesinden tuttum ve kendime çevirdim. "Sen ise ne?"

tesadüf [texting] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin