Multimedyada Koray var 🦋
İstanbul... Rengin her tonunun birbirine uyum gösterdiği , balığı denizin sevgilisi martısı da imkansız aşkı olan , neşe ve güzellik duygusu veren emsalsiz şehir.
Küçükkende denizin olduğu her yer evimdi benim . Mutlu olduğumda hüzünlü olduğumda , umutlarımı yitirdiğim anlarda denize koşardım hep . Beni o sıcacık kollarına alır kendime getirirdi .Umudun bir rengi olsaydı eğer mavi olurdu ; deniz gibi ,gökyüzü gibi sonsuz ...
Denizin bende yeri çok başka Muğlada olduğu gibi buradada benimle beraberdi fakat Bu şehirde muğladan farklı olan bir şey vardı beni istemsizce büyüsüne hapsediyor girdabına çekiyordu .Bense içinde boğulmaktan korkmadan cüretkarca kapılıveriyordum deliliğine. Nedenini bilmiyordum ama kapılmıştım bu şehre doğduğum yeri unutacak kadar kapılmıştım . Bu şehir kaderimmiş gibi hissediyordum.
Derin bir nefes çektim aldığım iyotlu tuz kokusu ve hırçın dalgaların karaya çarpmasıyla kapıldığım bu düşüncelerden ve büyülü atmosferden çıktım . Bir an olsun her şeyi unutmuştum üç gün önce olanları ,öncesinde olanları hatta tüm geçmişimi . Ama tıpkı bir baş ağrısı gibi aniden saplantı beynime her şey .
Bulutlanan gözlerimi ve göğüs kafesimi parçalarcasına atan kalbimi durdurmaya çalıştım . Derin derin nefes aldım sonunda başardım soluk alışverişimi düzene bindirdim . Üç gün önce yaşadıklarım aklıma geldikçe vücudumun titremesine hakim olamıyordum.Koray beni o ıssız yerde bırakıp karanlığın ıssızlığına gömülmüştü ve bir daha geri dönmemişti . Kaçıp gitmek varken dediğini yapmış onu beklemiştim fakat gelmemişti. Ne olduğunu anlamıyordum kurtulmuştum işte ama neden hala böyle hissedemiyordum gittiğinde rahatlamak bir yerde dursun yüreğim daha çok sıkışmıştı .Sanki yeniden terk edilmiş gibiydim yine ortada yapayalnız bırakılmıştım. Her zamanki gibi kendi başımın çaresine yine ben bakacaktım . Yaklaşık 1 saat kadar dizlerimin üzerine çökmüş kollarımı kollarıma bağlamış donmamak için yaşam mücadesi veriyordum . Arada bir elimi diğer elime hızlıca sürtürek ısınmaları için çabalıyordum . Artık takatim kalmamıştı gözlerim gecenin karanlığına dayanmakta ısrarcıydılar fakat vücudum ve burkulan bileğim bu güce eşlik edemiyordu.
Gözlerimde sonunda bu savaşı kaybetmiş onlara eşlik etmişti. Uyandığımda hala gelen yoktu soğuktan donmuştum karnımsa açlıktan ölüyordu . Gelmeyecekti umutlarım tükenmişti ama bir dakika ya başına bir şey geldiyse kendimi düşünmekten bunu aklıma dahi getirememiştim . Göz yaşlarım akmak için kendilerini zorluyorlardı ama buna izin vermedim Çünkü şunu unutuyordum geleceğini söylemiş miydi ? Sadece burada kalmamı söyledi bana bir söz vermedi verilmemiş bir sözün tutulmasını beklemek ve ona isyan etmek ne acizceydi . Daha fazla beklemedim burkulan bileğimle zar zor caddeye çıktım . Eve nasıl döndüğümü hatırlamıyorum . Dadımın anlattığına göre caddede bayılmışım ve bayıldığımı görenler beni hastaneye götürmüşler .Babam benim için endişelenip tüm polisleri ve hastaneleri meşgul etmiş .Sonunda beni bulmuş biraz serum yedikten sonra eve getirilmişim. Dadımın bu dediklerine rüya da bile olsa inanmazdım fakat evde gözlerimi açtığımde elimi tutup başımı hafif hareketlerle okşayan babamı gördükten sonra buna inanmıştım . Babam karanlığından ilk kez çıkmıştı . Eskiden yaptığı tek şey işten eve gelir gelmez odasına kapanır saatlerce çıkmazdı yemek vakti geldiğindeyse aşağı iner ben yemeğe inmeden yemeğe başlamazdı . Beni sevdiğini biliyordum bana değer verdiğinide ama kendi aşılmaz duvarlarını yarattıktan sonra benimle olan iki cümle muhabbeti de kalmamıştı . Bu duvarı örmesinde en büyük paya sahip olanlardan biride babaannemdi . Babamın yaşadığı evlat acısını kullandı en çokta" Hayalin "hayaletini , annemin ona ihanet etmesini , diğer karısının onu kandırıp dolandırmasını üzerimizden daha doğrusu babamın üzerinden hiç çekmedi hep hatırlattı ve babamı hiçsizliğe itip babamı hayatla bağları kopmuş bir ölüye çevirmişti . Bir kez olsun sarılmadım babama biliyorum oda çok isterdi bunu yapmayı ama yapamıyordu .Nefes alırken bitkisel hayata geçmişti artık babam . Taa ki bugün ... Bugün onu karşımda elimi tutup başımı okşarken görene kadar böyle düşünüyordum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 KADEH
Teen FictionTek bir kalp iki farklı dünya eder. Bir dünyaya hakim olma hakkın vardır.... Hangisini seçerdin? Karanlık sandığın Güneşi mi yoksa Güneş sandığın Karanlığı mı?