Medyada Maral var 🦋Günün had bilmez saatlerinde yine ardı arkası kesilmeyen öksürükler beni ele geçirmiş aldığım ilaçların tesiriyle biraz olsun sakinleşebilmiştim. Bir ay olmuştu ve hala aynıydım ne ilerleme ne de bir gerileme kaydedebilmiştim. Olduğum yerde sabittim , en azından benim için bu şekilde düşünen psikoloğum durumu bu şekilde açıklıyordu . Bense bu bitmek tükenmez seansları bir an önce atlatabilmek için ne derse yapıyordum. Psikoloğum yine aynı kırmızı gözlükleri beraberinde yüzüne taktığı ciddi ifadeyle konuşurken düşünüyordum bunları .
Bazen içine düşmekten korkar , tutunacak bir şey ararsın ya bir ses bir his bir koku bir el bir nefes belkide ... Şimdilerde Karanlığa tutunuyordum hep kaçıp kurtulmak istediğim o karanlığa... Belkide kaçmaya çalışmasam bu duruma alışık korkularımın endişelerimi yok saymayıp üzerine gitseydim böyle çaresizce birilerine muhtaç olmayacaktım bana biçilen bu kaderi aslında ben inşa etmiştim . Çaresizce iç çektim boylu boyunca uzayan konuşma kafamda sadece bir uğultudan ibaretti . Bıkkınlıkla perdeden ince aralığından içeri hadsizce giren güneş ışığına baktım gözlerime gelişinden rahatsız olmuş elimi havaya kaldırıp gözüme karşı siper etmiştim. Tam o sırada ellerime takıldı gözlerim
Ellerime baktım yüzeyinde belirsiz kesik ve çatlaklar vardı . Uzun süre ne olduğunu anlayamamıştım. Sonunda psikoloğumun konuşmaktan yorulup susup beni izlemesiyle ona döndüm yüzümü ,bana umutsuz bir vaka gibi bakışını göz ardı ettim bir süre .Sonunda derin bir iç çekip konuştu . Ellerimde oluşan bu şeylerin nedeninin sonunda üzüntü ve stresie bağlı olarak bedenime yansıması olduğunu kısacası duyguların bedenselleştirilmiş hali olduğunu öğrenmem kısa sürdü. Kendi kendime zarar veriyordum buda vücuduma bırakılan mirastı. Psikoloğun dediklerinden sonra elimi gözlerime karşı siper etmeyi bırakıp çaresizce masasının üzerindeki boş bardağa odaklandım. Saniyeler içinde zihnimde öldüğünü sandığım anılar tekrar canlanmaya başladı . Aynı şeyler hayal öldüğünde de olmuştu , tıpkı o zamanki gibi yine çaresiz ve umutsuzdum...
Psikoloğum yine o dalıp gitmelerimden artık sıkıldığımı ve özgür kalmak istediğimi anlamış bana bugünlük bu kadar yeter diyerek serbest bırakmıştı . Eve geldiğimde üzerimdeki bilinmez yorgunluğa karşı pencereye yöneldim, bir süre gözlerimi kapatıp derin sessizliği sancıyla yudumladım.
Gözlerimden akan sıcak yaşlar saniyeler içinde soğuk havanın etkisiyle yüzümde donmuş buz tanecikleri gibi yüreğime saplanmaya başlamıştı. Umusamadım... Rüzgarın asi hiddetine kaptırdım bedenimi, kuruyan gözyaşlarım üstüne daha çok akıttım içimdeki sızıyı. Rüzgar her şiddetli esişinde yaşadıklarım yüzüme daha çok vuruluyordu sanki . Aklıma azad etmeye çalıştığım o anılar geliyordu birer birer . Hissettiğim şeylerin yoğunluğuna dur diyemiyordum adeta. Teni ve keskin kokusu aklıma geldikçe aralıklarla titredi vücudum. Dudaklarımı birbirine bastırırken sessizce yutkundum , derin bir nefes aldım keşke dedim keşke bir kez onun için önemli olabilseydim ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 KADEH
Teen FictionTek bir kalp iki farklı dünya eder. Bir dünyaya hakim olma hakkın vardır.... Hangisini seçerdin? Karanlık sandığın Güneşi mi yoksa Güneş sandığın Karanlığı mı?