Medya da sizler için bıraktığım bir şarkı var okurken dinlemek isterseniz diye bırakıyorum 🦋 ( Bence dinleyerek okuyun :) )
Yalanlar ve Gerçekler birbirine karışıp toz bulutu gibi havayı kaplamış ciğerlerime nüfuz ediyordu sanki ,derin bir nefes çektim, kalbime acı veren ve henüz gerçekliğine inanamadığım bu şey ucu bucağı olmayan bir zaman diliminde benliğimle beraber savruluyordu sanki . Gözyaşlarımı silip benden çokta uzak olmayan Koray'a döndüm , gitmek için benden erken davranmıştı adımları yavaş ve sakindi , arkasından onu öylece izlemekle yetinebilmiştim . Omuzlarında koca bir yük taşıyor gibi ağır ve yorgun adımlardı bunlar. Hayatın ona yaşattıklarının daha doğrusu babamın ona yaşattıklarının yorgunluğuydu bu , benden bile umut edip yardım isteyecek bir çaresizlik ve yorgunluk .... Tüm her şeyi yüzüme vurmuş beni de dahil etmişti bu gerçeklere yüzüme bir tokat misali iletmişti söylemek istediklerini . Belkide bu yüzden bu kadar soğuk ve ketumdu nedeni benim gibi onu yoran şeylerdi yani Bizdik... İçim acımaya boğazım yanmaya başlamıştı belkide beni her gördüğünde içinde oluşan o nefret daha da büyüyüp onu boğuyordu bense onu her gördüğümde korkup kendimi tehlikeli olan bu şeyden uzaklaştırmak için çırpınıyordum asıl tehlikeli olanın ben olduğumu bilmeden .... ama artık yalnız değildi içindekileri benimle paylaşmış ve beni de bu acıya dahil etmişti . Daha bilmediğim ne yalanlar vardı acaba beni yaralayıp paramparça edecek daha ne duyacaktı bu kulaklarım . O giderken arkasından sadece sakladığım göz yaşlarını bırakabildim ruhumun derinliklerinde filizlenen acı , bedenimi esir aldığında bu saatten sonra da yapabileceğim pek bir şey yoktu zaten . Fakat bunca zaman kör misali hiçbir şeyi görmemiş sadece kendi dertlerimle alakadar olmuştum . Bir tarafta sefalet içinde kendi yaşamından vazgeçip başkaları için çırpınan insanlar , bir tarafta zaafkar ve doymak bilmeyen insanlar .... Sahi hangisine giriyordum ? Hiçbirine . Bencildim ben ve bunu yeni öğrenmiştim.
Hayat sadece bize acı tarafını gösterir sanırız etrafımızdakilere bakmaktan aciz ve acımasız olduğumuzda . Koray bana bir şey farkettirmişti olduğumu sandığım kişi değildim korkak ve bencil biriydim sadece baktıklarımla yargılayan ve hüküm veren biriydim. Sorunlarımın arkasına saklanıp kaçan isyankar bir genç kızdım .
Acı çektiğine inandığım ve başkalarının canını asla yakmayacağını düşündüğüm babam bile yıllarca çoğu insana acı çektirmiş kendi doyumsuzluğu ve hırsı için insanları perişan etmişti . Ben babamı gerçekten ne kadar tanıyordum? Her şey dadımın bana anlattığı kadar masalımsı mıydı? Peki ya annem sandığım kadar ya da bana anlatıldığı kadar masum mu ? Babaannem gerçekten yansıttığı biri gibi mi ? Bense gerçekten mağdur biri miyim ?Cevapsız sorularım ve huzursuzluğumun beni daha fazla kör etmesine ve hiçliğe düşürmesine izin vermeyecektim gerçekler ne kadar acı ve katlanılamaz olsa da ben daha fazla aptal rolünü oynamayacak güçlü bir kız olacaktım ...
Koray vicdanıma sağlam bir yumruk vurmuştu ve beni kendime getirmişti . Ona ne olursa olsun yardım etmeye kararlıydım .Çatlayan başımı titreyen iki elimle bastırıp dinmesi için bekledim . Çocukkende hep bunu yapardım bedenime kendimce hükmetmeye çalışırdım . Kendimi toparlayıp kampa hızlı adımlarla geri döndüm . Gözlerim büyük bir hevesle Korayı aramaya başladı fakat benden çokta önce gelmemişti buraya onu yakalayabileceğimi ummuştum tam o sırada bakışlarıyla beraber kafasınıda bana çeviren Kutay'ı gördüm adımlarını bana doğru atmıştı ki yanıma gelmesine izin vermeyerek deli gibi Olcay'ın yanına koştum . Bu hareketime şaşırdığını tahmin edebiliyordum fakat şuan onunla konuşacak durumda değildim .
"Olcay! "
" Ne var püsküllü ? "
" Koray nerede biliyor musun ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 KADEH
Teen FictionTek bir kalp iki farklı dünya eder. Bir dünyaya hakim olma hakkın vardır.... Hangisini seçerdin? Karanlık sandığın Güneşi mi yoksa Güneş sandığın Karanlığı mı?