KARLA
Yavaş yavaş hislerimin bana dönmesiyle gözlerimi açtım. Jennie heyecanlı bir şekilde "Uyandı!" diye bağırdı. Gözlerimi açtığımda doktor olduğunu tahmin ettiğim kişinin tuttuğu ışık gözlerimi kırpıştırma neden olmuştu. "Çok güzel, refleksler yerinde. Peki Karla, beni duyabiliyor musun?" Konuşmaya çalışırken boğazımdan çıkan boğuk sese engel olamamıştım. "Evet."
Etrafıma baktığımda beyaz bir odada olduğumu gördüm. Jessie köşede hararetli bir şekilde telefonla konuşuyor doktorsa yanında duran kıza bir şeyler anlatıyordu. Hemen yanımda duran Jennie bana suçluluk dolu bakışlarıyla cesaret vermek için gülümsemişti. Bayılmıştım. Ağzımda kurumuş kahve tadı vardı. Kahve içiyordum, terasta. Jennie de oradaydı. Ve... Her şeyi hatırladığımda tekrar gözlerimi kapatmıştım.
"Evet Karla. Bayıldığın sırada kafanı yere çarptığın için tomografi istedim. Ayrıca çok şanslı olduğunu belirtmeliyim arkadaşın hızlı davranmış." Kafasıyla Jessie'yi işaret etmişti. " Ve bu kısım çok önemli, tomografiden sonra 24 saat uyumamalısın. Bu yüzden arkadaşlarından seni uyanık tutmalarını rica ettim." Zaman ve mekan kavramımı yitirmiştim. "Saat kaç?" diye sordum. Doktor gülümseyerek saatine baktı. "Şu an saat 15.27 ve günlerden cuma. Şimdi hemşire hanım seni götürecek ve herhangi bir şey istersen ya da ağrın, bulantın, baş dönmesi olursa mutlaka bize bildir. Şimdi gidiyorum, geçmiş olsun".
"Teşekkürler." diye mırıldanabilmiştim sadece. Jennie bir şey demek için ağzını açmıştı fakat telefon konuşması biten Jessie araya girmişti. "2 dakikalığına yalnız bırakıyorum seni ve olanlara bak! Kendini aç bırakmıyorsun değil mi?" Bir anda sinirli yüz ifadesi endişeliye dönmüştü. "Hayır." diyerek kafamı hızlıca iki yana sallamıştım. Düşüp kafasını vurmuş biri için yanlış hareket. Beynime saplanan ağrıyı geçirecekmişçesine gözlerimi sıkıca yummuştum.
İyice yumuşayan bir sesle "Tamam Karla, kendini daha fazla zorlama. Konuşmak için çok vaktimiz olacak zaten" dedi Jessie. O sırada birkaç hemşire beni tomografi için hazırlayıp götürmeye gelmişti.
***
Odaya geri döndüğümde Jennie gitmiş, Jessie ise yeniden telefondaydı. Tekerlekli sandalyeden yatağa hemşirenin yardımıyla geçmiştim. Ben rahatça yerleşmeye çalışırken Jessie konuşmasını bitirmiş beni izliyordu. Başımın belada olduğunu anlamıştım.
"Beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattın. Böyle bir sorumsuzluğu senden hiç beklemezdim. Yarın akşam önemli bir programın olmasına rağmen kendini nasıl riske atarsın. Hatta sadece kendini değil, beni ve şirketi. Programda başka boş aralık yok. Ya yarın katılacaksın ya da iptal etmek zorundayız. Ve iptal etmeyi kaldıracak durumda değiliz." Jessie burnundan soluyordu. "Her şeyi geçtim şu suratının haline bak." Yanıma gelerek yüzümde oluşmuş yaraya daha yakından baktı. "Bunu makyajla kapatabiliriz umarım. Yoksa birilerine açıklama yapmak zorunda kalacağız. Tanrım, tam da sırasıydı." Endişeli adımlarla odanın içinde turluyordu.
Yatakta hafifçe doğrularak "Jessie" diyerek dikkatini çekmeye çalıştım. Fakat o kadar dalmıştı ki beni duymamıştı. İkinci defa seslendiğimde kafasını hızlıca çevirerek sinirini benden çıkarak sert bir şekilde " Efendim, Karla." demişti.
"Yarınki programa çıkacağım." Sakinleşmesini beklerken onu daha da sinirlendirmiştim. "Hah lütfettin Karlacım. Zaten çıkmak zorundasın başka çaren yok. Ben senin bu halini nasıl açıklayacağız bunu düşünmeye çalışıyorum. Zaten ortada dönen bir sürü dedikodu var şimdi bu da tuzu biberi oldu." Ben ve Romi'den bahsetmediğini biliyordum. Eğer öyle olsaydı beni tehdit etmeye çoktan başlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgelerdeki Sessizlik
FanfictionKarla Kore'deki müzik sektörünün zorluklarıyla mücadele eden bir idol. Birçok kez başarısızlıklarla yüzleşen Karla'nin başarılı insanların gölgesindeki çığlıklarını kimse duymazken hayati yavaş yavaş değişmeye başlamıştır. Yakın arkadaşlarından biri...