Bölüm 3 - One Coffee

295 30 44
                                        

KARLA

Otelin tam kapanmamış perdelerinden gelen ışık huzmesiyle gözlerimi araladım. Boğazımdaki kuruluk yutkunmamı güçleştiriyordu. Beni uyandıran ışığın aydınlattığı kadarıyla odaya göz gezdirdim. Her yer darmadağındı. Çok kötü hissediyordum. Neden burada olduğumu anlamam için bir iki dakika düşünmem gerekmişti. Hatıralarım yavaş yavaş birleştirdikçe her şey daha da kötüleşiyordu. Stori'den ödünç aldığım kıyafetler masa ve televizyonun üzerine saçılmıştı. Yanımda kimse yoktu. Doğrulduğumda başıma bir ağrı saplandı. Üstüme geçirmek için etrafta bir tişört aradım. Çıplak dolaşmaktan nefret ederdim. Yavaşça yataktan kalktım ve yerde bulduğum tişörtü üzerime geçirdim. Banyoya doğru ilerlerken içeriden gelen su sesiyle olduğum yerde kalakaldım. O buradaydı ve ben bu karşılaşmaya hazır değildim.

ROMİ

Kai'nin partileri her zaman kalabalık ve eğlenceli olmuştur. Fakat bu gece bu işimi zorlaştıracaktı. Eğer geldiyse, bunca insanın içinden Karla'yı nasıl bulacaktım. Bende telefon numarası yoktu ya da isteyebileceğim biri. Açıkçası kimlerle yakın olduğunu bile bilmiyordum. Gruptakilerle beraber mutfağa yakın bir yerdeki insanların yanına yaklaştık. Bir partide olabileceğin en mantıklı konum mutfağa yakın ama etrafı görebileceğin bir yerdir. Hem insanlarla karşılaşma şansın artar çünkü herkes elbet mutfağa bir şey için gelecektir, hem de yiyecek ve içecekler elinin altındadır.

Timi hemen bir hayran kitlesi oluşturmuştu. 5 kız etrafını çevirmiş kıkırdayarak onu dinliyorlardı. Kim bilir yine ne hikayeler uyduruyordu... Bilmem neredeki turnede çığ düşmüştü de bir okul otobüsünü kurtarmıştı, kaldığımız otelde yangın çıkmıştı da bir bebeği kurtarmıştı, ve daha niceleri. Bu çocuğun hayal gücüne hayrandım. Evet, yanlışlıkla oteldeki yatak örtüsünü yakmıştı ve bir bebek kurtarmıştı. Yatağın üzerinde duran oyuncak bebeğini... Pardon, "aksiyon figürü"nü. Göz yaşlarıyla bebeğe sarılışının görüntüleri telefonlarımızda kayıtlıydı. İyi bir pazarlık malzemesiydi.

Yonaşi ve Sava'yı gözden kaybetmiştim. Ben de Karla'yı aramak için daha erken olduğunu düşünüp sohbet edebileceğim tanıdık yüzleri aramaya başlamıştım. Üzerimde bakışlarını hissettiğim kıza döndüm ve Hyuna olduğunu anladığımda görmemezlikten gelmek için çok geçti. Çekici gülümsemelerimden birini yolladım. Arkadaşlarının yanından ayrılıp bana doğru yürümeye başladı. Bu kızın ayrı bir çekiciliği ve kötü bir şöhreti vardı. Abartılı denilebilecek kadar samimi bir şekilde sarıldı. Bir elini enseme atmış diğer eliyle içkisini tutuyordu. Yanağıma birden fazla küçük öpücük kondurdu. "Romi-ssiiiii, seni özledim." dedi kafasını eğerek. Elini ensemden kurtarmak için geri adım attım, "Ben de seni özledim". Dudağını büzerek aramıza koyduğum mesafeyi azalttı. "Neden öpmüyorsun o zaman?" diyerek yanağını gösterdi. Yanağından öpüp, elindeki boşalmış olan içki bardağını aldım. "Ben kendime içki almaya gidiyorum. Gitmişken sana da bir şeyler alayım, ne dersin?" Cevabını beklemeden yanından ayrıldım. Sarhoşken hiç çekilmiyordu doğrusu. Aslında eskiden eğlendiğimiz zamanlar olmuştu, fakat artık ilgimi çekmiyordu. Artık yeni insanları tanımak istiyordum, Karla gibi.

Bardağı bulduğum boş bir yere bıraktım. Karla'nın buarda olmasını istiyordum. Umutsuzca dairenin içinde ikinci turumu atıyordum. Onu tanıyabileceğim bir ipucu da yoktu. Bugün törende giydiği kıyafetle gelmiş olduğunu umarak siyah renkli elbise giyen her kadını inceliyordum. O sırada yanıma Timi geldi. Hararetli bir şekilde kulağıma yanımda prezervatif olup olmadığını sordu. Vardı ama bunu ona söylemek istemiyordum. Kafamı onaylar bir şekilde salladım. Hala çıkarmayınca, Timi neden bu kadar ketum olduğumu sordu, sonuçta bugün biriyle olmayacaktım değil mi? Yalan değildi, bugün Karla'nın burada olduğunun garantisi yoktu. Kimseye göstermeden gizlice ona uzattım. Bir yandan da hazırlıklı gelmediği için sinirlenmiştim. Teşekkür edip yanımdan uzaklaşıyordu ki geri döndü. "Sen Kai'nin dostusun ve bu apartmanı onun kadar iyi biliyorsun." Sorunun nereye gittiğini anlamıştım. "Tuvaletin o tarafta misafir odaları var. Aman dikkat et Kai bu durumun farkına varmasın. Olur da yakalanırsan benim haberim yok ona göre." Gülerek sırtıma vurdu. İçimden geçeni söylememiştim. Timi'yi çok seviyordum ama bu yaptığı doğru muydu gerçekten. Onları fark eden biri videolarını ya da fotoğraflarını çekebilirdi. Bu durumun medyaya yansıması sadece onun değil bizim sonumuz olurdu. Kızın da sadece eğlenmek isteyen kızlardan olmasını ummuştum. Harbiden bu kadar kısa zamanda kimi bulmuştu. Onu takip edebilmek için birkaç kişi ilerlemem gerekmişti. Güzel bir kızın belinden tutmuş kulağına bir şeyler fısıldamıştı. Kıza ne dediyse kız kıkırdayarak elini ağzına götürdü ve kafasını salladı. Kızı yönlendirmek için belini sardığı elini kullanıyordu. Daha fazla bakmak istememiştim. Nereye gidecekleri belliydi zaten, Kai'nin misafir odası.

Gölgelerdeki SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin